5 bin 647 kamu işçisinin baskı, tehdit ve şantajla HAK-İŞ Konfederasyonundan istifa ettirilerek diğer sendikalara üye yaptırılmasıyla başlayan tartışmalar sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Memur-Sen programında baskıyı dillendirmesiyle daha da alevlenen tartışmalarda konu, el değiştirerek CHP’ye geçen belediyeler üzerinde sürüyor. CHP’li belediyelerdeki baskıyı inkâr etme ve karşıt algı oluşturma yoluna giden CHP yandaşı medya, baskı yapanın kendileri olmadığını, HAK-İŞ’in baskı yaparak binlerce işçiyi kendisine zorla üye yaptırdığını ileri sürüyor.
Taşeron zaten üye olamıyor ki, neyin baskısı yapılsın?
Baskı ile HAK-İŞ’teki üyeliğinden istifa etmek zorunda kalan Küçükçekmece Belediyesi çalışanı bir grup işçi yeniakit.com.tr’ye, geçmişte yaşananlarla 31 Mart Yerel Seçimleri sonrası yaşananları anlattılar.
Küçükçekmece Belediyesinin üç dönem AK Partili belediye başkanları tarafından yönetildiğini hatırlatan işçiler, 2 Ocak 2018’de başlayıp 2 Nisan 2018’e kadar 90 gün süren ve o süreçte kadroya geçen 900 binin üzerinde taşeron işçiler arasında bulunduklarını söyleyen işçiler,“Taşeron olmamızdan dolayı 2 Nisan’a kadar sendikalarla sadece kadro konusunda görüşüyorduk. HAK-İŞ’in gücünün yeteceği bir konu olduğunu düşündüğümüz için kadroya geçişle ilgili çalışmaları hem HAK-İŞ üzerinden takip ediyor hem de taleplerimizi onlara iletiyorduk. Diğer konfederasyonlar yüzümüze bile bakmıyordu. Hak-İş’in önceliği mevcut kadrolu üyeler olmasına rağmen bizi ikinci plana dahi atmamaları, süreci onlarla götürmemizin isabetliliğini gösteriyordu. Diğer konfederasyonlar içinse değil dikkate alınmak ikinci planda bile değildik. Onlar için yok hükmündeydik.”dediler.
“Taşeron zaten üye olamıyor ki, neyin baskısı yapılsın?”diye soran işçiler,“Çok şükür HAK-İŞ’in çabaları, o dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Bakanımız Jülide Sarıeroğlu’nun gayretleriyle kadroya geçtik. Ancak bu kez de tehdit, şantaj ve baskılarla karşı karşıya kaldık. Seçimden birkaç gün sonra, ilk iş günümüzde tek tek gelmeye başladılar. Her gelen başkanın kendi yanında olduklarını, kendilerini desteklediklerini, kendilerine üye olmayanlara hak vermeyeceklerini söylediler. Diyelim ki dediklerini yapacağız. Hangisinin dediğini yapacağız? İttifak olarak değil de partiler tek tek seçime girseydi, en azından kazanan parti hangisi olursa onların sendikaları gelirdi. Hepsi de başkan adına gelip tehdit ediyor.” ifadelerini kullandılar.
İşçiler, taşeron oldukları dönemde kadroluları takip ettiklerini, HAK-İŞ’in üyelik çalışmalarını nezaket ölçüsünde sürdürdüklerini sözlerine eklediler.
Mahmut Arslan: Biz sendikasız olan taşeron işçiler için kadro hakkı elde ettik
yeniakit.com.tr’ye konuşan HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan da Hizmet-İş’ten istifaya zorlanan işçilerin taşerondan kadroya geçmelerinde büyük emek verdikleri insanlar olduğunu belirterek, “Bir başka sendikadan istifa ederek bizim sendikamıza üye olmadılar. Biz sendikasız, taşeronda çalışan işçileri örgütledik ve bu arkadaşlarımızla birlikte mücadele ederek kadro hakkımızı elde ettik. Bunun en önemli örneği Küçükçekmece Belediyesi'dir. Küçükçekmece Belediyesinde üç dönemdir AK Parti olmasına rağmen DİSK'e bağlı Genel-İş sendikasının bulunuyordu. HAK-İŞ’in bu belediyede sadece taşeron ve taşerondan kadroya geçen çalışanlara yönelik bir örgütlenme çalışması yürütmüştür. Ancak belediye Ak Parti den CHP ye geçince taşerondan kadroya yeni geçen ve bizim üyemiz olan işçiler sendikamızdan istifaya zorlanmaktadır.”dedi.
“Bütün tehdit, baskı ve zorlamalara rağmen bizimle beraber yürüyen, HAK-İŞ istikametinden sapmayan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.”diyen Mahmut Arslan, “Önemli bir kararlılık örneği göstererek sendikalarımızda ve HAK-İŞ’te kalmaya devam ediyorlar. Onların her türlü hakları HAK-İŞ güvencesi altındadır. Onlara yapılacak her türlü yanlışa karşı HAK-İŞ olarak elimizden gelen katkı ve desteği vermeye devam edeceğiz. Bu konuda arkadaşlarımızın hem belediye başkanlarını, hem kamuoyunu bilgilendirerek bu yanlışlıktan vazgeçilmesini talep ediyoruz.”ifadelerini kullandı.