ADİL GÜLMEZ umradil@gmail.com

12 EYLÜL’DEN KURTULMAK

14 Mayıs 2015 Perşembe 06:45

Üzerinden bunca yıl geçti ama hala niçin yapıldığını çok kimsenin anlamadığını zannediyorum. Şimdi de gömdük adamı. Bir zamanlar ne kadar da kudretliydi ama. Adı telaffuz edilirken ceketini düğümlüyordu koca koca adamlar. Şimdi toprağın altında, hesap verme işi başlamış olmalı.

Sormak için çok geç bile olsa da biz yine soralım. Kime karşı yapıldı 12 Eylül Harekatı? Bakmayın harekât falan dendiğine, basbayağı bir ihtilaldi o. Devletin başındaki seçilmiş yasal hükümet devrilmiş yerine birilerinin kafa konforunu okşayan bir irade kurulmuştu.

İlk günler korku hüküm sürdü tüm ülkede. İnsanlar mümkün olduğu kadar ortalıkta gözükmek istemediler. Sonra acıyla inleyen insanların feryatları geldi kulaklara. Metris’e solcular tıkılmış, insanlık onurları paçavra olmuştu. Kürtler Diyarbakır cezaevinde neden Kürt olarak dünyaya geldikleri suçlamasıyla akla hayale gelebilecek her türlü rezalete katlanmak zorunda kalıyorlardı. Bir sağdan bir soldan mantığının gereği olsa gerek Milliyetçi ve İslamcılar Mamak zindanlarında memleket sevmenin de bir bedeli var anlayışı ile ağır faturalar ödemek zorunda kalıyorlardı.

Karısı bile inanmamıştı ona. Bu yüzden bir kere bile Çankaya’ya ayak basmadı. Sahi Sakine Evren, nereliydi? Bir rivayete göre Kenan Evren’in karısı Tunceli’nin kayıp kızlarından biriydi. Kemalist rejimi temellendirmek adına binlerce alevinin vahşice öldürüldüğü yetmiyormuş gibi o ailelerden geride kalan bir kız çocuğu ileride rejimi yaşatmak için Anayasa’yı bile çiğneyecek birine verilmişti. Bu bir proje miydi. Olamaz ya, bu kadar uzun soluklu bir proje olur mu?

İnternette konuyla ilgili bir araştırma yapayım dedim ve aşağıda alıntısını verdiğim yazı gözüme ilişti. Manidar buldum ve buraya aldım:
Darbenin kime karşı ve ne için yapıldığı herkes gibi ben de uzun süre düşündüm. Bir tesadüf eseri Jack Londan’ın ‘vahşetin çağrısı’ adlı kitabını okumasaydım belki de hiç anlayamayacaktım. Orada bir dövüş köpeğinin nasıl yetiştirildiği ile ilgili bilgiler vardı. Kötü niyetli sahibi, hiç dövüşmemiş köpeği; dövüş köpeği yapmak için sürekli dövüyordu. Bir süre sonra köpeğin mizacı o kadar bozulmuştu ki; kimseye güveni kalmamış ve karşısına çıkan herkese saldıracak hale gelmişti. Kitabı okuyunca ‘Diyarbakır ve Mamak hapishanesinde yaşananlar tam olarak bu!’ dedim. Suçlu olup olmadığı belli olmayan insanların, sudan bahanelerle işkence görmeleri başka şekilde izah edilemez. Orada işkence görenler 2-3 yıl sonra suçsuz bulunarak topluma salındılar. Bu kadar ağır işkence gören bir insan, intikamdan başka bir şey düşünmez. Tam bir dövüş köpeği olur. 12 Eylül askeri hareketi, 1980 de yapıldı. İlk PKK eylemleri 1983 de başladı ve şiddet şiddeti doğurarak devam etti.

Biz eğitimciler iyi biliriz bazı öğrenciler ailede dayak yemeye alışmışlardır. Ne yapsan çocuğu derse motive edemezsin. Nihayet senden iki tokat yediğinde sınıfın en dikkatli öğrencisi olur. İhtilalciler belki böyle yapmayı düşünüyorlardı. Adam olmayan milleti dayakla adam etmek.
Fakat olmadı, doz ayarı kontrolden çıktı. Ne için yaptıklarını bilmedikleri devrim tam anlamıyla bir kâbusa dönüştü. Onlara ihtilal gerekçesi olarak gösterilen Kürtlerin Türklere göre daha doğurgan olması engellenemedi ama sözde Kürtlere özgürlük getirmek için yola çıkan örgüt tam anlamıyla bir Kürt kıyımı yaptı. Şimdi ülke olarak bu belanın ceremesini ödüyoruz. Normalleşmek yapılması gereken en doğru yol olarak önümüzde duruyor. Fakat paçamızı bırakmıyorlar…

Seçimlere bu gözle bakmalıyız. Bir 12 Eylül saptırması olan PKK ve onun legal uzantısı konumundaki HDP bu seçimlerde yenilmeli. İlk bakışta bu seçim yenilgisi Türklerin zaferi Kürtlerin yenilgisi gibi algılansa da esas faydası Kürtlere dokunacaktır. 12 Eylül’ün işkence ile ezmeye çalıştığı Kürt halkı bir zalimden kurtulma ümidi ile ondan geri kalmayan bir başka zalimin pençesine düşmüştür. Seçimler gerçek anlamda Kürt halkının seçimi olacaktır. 

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #