ABDURRAHMAN ÖRNEK ornekabdurrahman@gmail.com

2023 EĞİTİM VİZYONU EĞİTİMCİLERE VİZYON KATAR MI (1)

04 Kasım 2018 Pazar 04:49

Eğitim kurumunun temel çıkış noktası, bireyin kendini bilmesini ve tanımasını sağlamaktır. Eğitim kurumlarına başlayan birey ihtiyaçlarına cevap bulabilmeli, kendi yeteneklerini kısıtlayıcı değil geliştirici etkenlerle donatılmalı, hatta kendisini aşacak imkân bulabilmeli. Günümüzde yeni bir okul tasavvuruna ihtiyacımız vardır. Okul öğretimi insanların günlük hayattan kopmalarını gerektiriyor. Dünyayı disiplinlere, derslere, puanlamalara, sınıflara ve çocukları ismen tanısa da cismen ve ruhen tanımayan öğretmenlere bölmektedir.[1] Okullardaki standartlaşmış protokollerin kaldırılması ve   bu protokoller karşısında usanç yaşayan öğrencilere kolaylıklar sağlanması gerek. Kavramlaştırma yeteneğini geliştirme ve sunulan bilgiyi farklı bakış açısıyla yorumlamaya fırsatı verilmeli. Konuları, problemleri, öğretim yöntem ve tekniklerini tartışma becerisi kazandırılmalı. Eğitimin sadece okuldan ibaret olmadığı çevre, sokak, mahalle, medya, cami aile vb.  Hepsinin birbiriyle bağlantılı ve halkalar şeklinde olması gerek. Çocuklar akademik bilgi ile insani bilginin farklı şeyler olduğunu öğrenmeli. Her öğrenci günlük hayattaki yaşamla ilgili becerileri sosyal hayatta çıraklık yaparak öğrenmeli. Çocuklara dahili bir güç ve çekim olmadan; yalnız kalma, insanlarla geniş tecrübeleri paylaşma ve büyük meydan okumalara karşı koyma fırsatları olmadan insan kendi kendine öğrenmeyi başaramaz.[2]  Öğretmen sadece öğreten pozisyonunda olmamalı yani masanın arka tarafında değil, öğrencinin yanında, sırasında olmalıdır. Beceri eğitiminin de akademik öğretim kadar önemli olduğu hatta beceri eğitimi olmayan öğrencinin akademik başarısının o kadar da anlamlı olmadığı kabul edilmelidir. Ders saatlerindeki zamanı kısaltıp derinleşmeye, kişiselleştirmeye ve uygulamaya zaman ayrılmalıdır. Müfredat, çocukların ilgi, yetenek ve mizaçları doğrultusunda esnek, modüler ve uygulamalı olarak iyileştirilmelidir. Bilmekten çok tasarlamanın, yapmanın, üretmenin ön plana çıkacağı bir müfredat oluşturulmalı.[3] Bu çağdaki okul modellerinin kısıtlayıcı, yetenekleri yok edici durumundan uzaklaşarak zamanın ruhuna uygun, çevresine, bulunduğu bölgeye katkı sunan sosyal mekanlara dönüşmesi gerekmektedir. Okul bazında veriye dayalı yönetime geçilip yeni bir platform geliştirilerek öğretmen- veli- okul arasında etkileşim kurulması sağlanacaktır. Ölçme ve değerlendirmede de çocuklarla ilgili yeterlik temelli değerlendirme sistemi kurulacaktır. Çocuklarımızın her biri için bir e-portfolyo oluşturulacaktır. Ölçme değerlendirmeler sadece akademik beceriler üzerinden olmayacaktır. Yani yarışmaya ve elemeye dayalı sınav sistemini mümkün olduğunca en aza indirgenerek ölçme ve değerlendirme süreç ve sonuç odaklı olacaktır. Dijital ölçme değerlendirme konusunda velilere özel eğitim hizmeti verilecektir. Tüm çocukların kültürel, sosyal ve sportif etkinlikleri kayıt altına alınacak, yeri ve zamanı geldiğinde çocuğun faydasına olacak şekilde kullanılacaktır. Okullar arası başarı farklarının azaltılmasına yönelik eğitsel tedbirler alınacaktır. Sınavla öğrenci alan okul sayıları kademeli bir şekilde azaltılacaktır. Bu çalışmayla iyi okul- kötü okul, iyi öğretmen- kötü öğretmen algısı da kalkmış olacaktır. İnsan kaynaklarının geliştirilip ve etkin fayda sağlanacaktır. Özellikle Avrupa’da yaşlanan ve fonksiyonsuzlaşan insan kaynağına karşın, bizim oldukça dinamik insan kaynağımız bulunmaktadır. Ülkemizdeki insan kaynağı ciddi bir sermayedir. İyi ve vizyoner bir eğitimle ve doğru yönetimle bu kaynağı ülke menfaatine katkı sunmaya yönlendirebiliriz. Öğretmen yetiştirmede sürekli gelişim sağlayan etkinlik ve uygulamalar yapmalıyız.  Öğretmenleri yeni ve diri tutmak için hizmet içi seminer ve sunumları, boş ve işe yaramaz bir sertifika belgesinden kurtarmalıyız. Okul yöneticiliğinde kesinlikle meslekleşmeye gidilmesi, yüksek lisans yapma zorunluluğunun mutlaka getirilmesi, gerekirse doktora çalışmaları yapılması sağlanmalıdır. Öğretmen ve okul yöneticilerimizin genel ve alana yönelik becerilerini iyileştirmek için lisansüstü düzeyde mesleki gelişim programları tasarlamak amaçlanmaktadır. Öğretmen ve okul yöneticilerimize yönelik bazı hizmet içi eğitim faaliyetleri katılıma ilişkin belgelendirme uygulamasından ayrılarak üniversiteler aracılığıyla akredite sertifika programlarına dönüştürülecektir.[4]  YÖK ile yürütülecek iş birliği içerisinde geneli ilgilendirecek ölçütleri taşıyan eğitim fakültelerinde öğretmen yetiştirme programları öğretmenlik uygulaması merkeze alınarak özel olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Güzel olan diğer bir madde sözleşmeli öğretmenlerimizin zorunlu görev sürelerinin kısaltılması öğretmenlerin motivasyonuna katkı sunacaktır. Teftiş deki belirsiz denetleme karmaşası inceleme, araştırma ve soruşturma ile kurumsal rehberlik bileşenlerinin ayrılması teftiş ve denetimde uzmanlaşmaya doğru gidecektir. Teftiş sisteminde ki rehberlik işlevi, sadece “Okul Gelişim Modeli’ne” yönelik olarak yapılandırılmalıdır. Öğretmen ve okul temelli rehberlik eğitim sistemimizi arzu ettiğimiz yere getirecektir. Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık la ilgili iyileştirmede okullarımızdaki atıl ve işe yaramaz rehberlik ve danışmanlık algısına yeniden işlevsellik kazandırılarak kariyer rehberliği sistemi çocukların kendilerini ve meslekleri tanıma ile kariyer seçimi süreçlerine katkı sunma yönünde yeniden düzenlenecek olması eğitim için iyi bir katkı olacaktır... Rehberlik Araştırma Merkezleri’nin (RAM) yapısı güncel ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçlara cevap verme ekseninde yeniden ele alınmalı, özel eğitim alanında özellikle rehabilitasyonlara öğrenci ayarlama ve tanılama amacından çıkarak, asıl işlevi olan Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık alanına yoğunlaşmalı. Rehberlik alanı kendi kültürümüze uygun hale getirilmeli. Ülkemizdeki yoğun mülteci nüfusu göz önünde bulundurularak göçmenlere yönelik rehberlik hizmetleri yeniden düzenlenmesi iyi bir sonuç. Özel gereksinimli çocukların tespiti için Türkiye genelinde il bazlı taramalar yapılacak ve ihtiyaç haritaları oluşturulacaktır. Eğitim sistemimizde özel gereksinimli çocuklarımızı akranlarından soyutlamayan, birlikte yaşama kültürünü daha fazla destekleyen, özel bir bakışı kurgulamak ve etkinliğini sağlamak son derece önemlidir. RAM’lardaki öğrenci tanılamalarını bilimsel tekniklerle ve özel eğitim alanında uzmanlaşmış kişilerle yapma ve takip etme. Kısa süreli tanılamalardan ziyade süreç odaklı ve gelişimsel tanılama yapılmalıdır. Özel gereksinimli çocuklarımıza özel eğitim hizmetinin yayılımı için mobil platformlar kurulması, özel eğitim gereksinimi duyan her çocuğumuza ulaşmak için taşınabilir eğitim setleri oluşturulacak ve eğitimsiz çocuğumuz bırakılmayacaktır. İhtiyaç duyan aile ve çocuklara evden eğitim konusunda gerekli alt yapı oluşturulması sevindiricidir. Öğrenme süreçlerinde dijital içerik ve beceri. Çocuklardaki işe yaramaz ve boş zaman olarak kullandıkları ve bağımlılığa dönüşmüş olan dijital kullanma becerisini hem kendisi (hayalleri) hem de çevresi(üretim) için verimli kullanma becerisi kazandırma çalışmaları yapılması. Bunun yanında dijital öğrenme materyalleri geliştiren lider öğretmenler desteklenecek. Bu emek verilmiş çalışmayı uygulamak için önce eğitimciler, sonrada bütün kurumlar ve toplum olarak bir seferberlik başlatmalıyız. İşte o zaman zor olan başarılmış olur. (Haftaya devamı gelecek)

 

[1] Eğitim Bir Kitle İmha Silahı, John Taylor Gatto,

[2] age

[3] 2023 Eğitim Vizyon Belgesi

[4] agb

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #