M.VEYSİ TUNÇ veysi_tunc@hotmail.com

DÜNYEVİLEŞMEK

25 Eylül 2017 Pazartesi 00:18

Güncelimizi ve gündemimizi belirleyen dünyevileşmenin yanlışlık, yılgınlık, yorgunluk ve yoldan çıkmaya kadar götüren süreci; net, sahih ve çağlar üstü Nebevi tespit ve teşhislerden hareketle idrak etmeye çalışalım.

Takipçisi ve taliplisi olmakla emrolunduğumuz örnek ve önderimiz Peygamber Efendimiz: “Obur insanların yemek sofrasına saldırdığı gibi milletlerin de size saldırması yakındır.” dedi.

Orada bulunan sahabelerden biri: “O gün sayıca az olacağımızdan mı?” diye sordu.

Resulullah: “Aksine o gün sayıca çok olacaksınız, fakat selin sürüklediği çerçöp gibi kıymetiniz az olacaktır. Allah, heybetinizi düşmanlarınızın kalplerinden söküp alacaktır.  Kalbinize de vehn atacaktır.”

Sahabeler: “Ya Resulullah, vehn nedir?” diye sorduklarında O da: “Dünyayı sevmek ve ölümden nefret etmektir.” buyurdu.

Nebi, bireysel ve küresel ölçekteki tehlikelere karşı bizleri uyarmaktadır.

Ne muazzam ve muhteşem hakikatler…

Geçmişten günümüze obur sömürgecilerin, savaş temelli saldırgan politikalar izlediklerine tarih şahittir. Bu oburlar, dinlerini tahrip ve tahrif eden batıl Batılılardan başkası değildir. Dokuz Haçlı seferinin düzenlenmesi ve saldırıların şekil değiştirerek devam ediyor olması oburluğun seviyesini göstermez mi?

Yemek sofrası ise İslam coğrafyasının dini ve kadim şehirleri ile zengin enerji kaynaklarıdır. 1,5 milyardan fazla İslam âlemi, özellikle son iki asırdır maalesef selin sürüklediği çerçöp hükmünde değil midir?

57 ülkenin oluşturduğu İslam İşbirliği Teşkilatı ne iş yapar, kınamaktan başka. Nitekim 8 milyon civarındaki işgalci İsrail meselesi bunun en bariz örneğidir. Ve bu zillet, eziyet ve esaretin nicelik olarak çok fazla olduğumuzda gerçekleşiyor olmasını nasıl izah edeceğiz?

Artık sayıca çokluğu öncelemekten ziyade kalite ve kapasiteyi önemsemeliyiz.

Günümüzde Müslümanların karşı karşıya kaldığı en ciddi tehlike “vehn”dir. Dünyayı sevmek, ölümden nefret etmek…

Yani ahiret üzerinden hayatı şekillendirmeden, sadece dünyayı amaçlamaktır, dünyevileşmek. Siyonizm ve sömürgecilik de bu kadar tehlikeli değildir.

Bulaşıcı olan ve bağımlılık yapan Müslüman’ı süslümana çeviren dünyevileşme salgınını sormak ve sorgulamak gerek.

Tutkularımızı, tutsaklıklarımızı, korkularımızı, kuşkularımızı ve kaygılarımızı dünyevi veya uhrevi bakış açısı mı belirliyor?

Müslümanlar dünyevileştikçe hazcı, hazırcı ve hesapçı oldular. Sonuçta dini olandan kopmalar ve kaymalar baş gösterdi. Böylece değerler ve doğrular dünyevileşmenin etkisiyle yok olmak üzereyken yapılması gereken ahiret bilincini korumalı ve hesap günü endişesini canlı tutmalıyız.

Baki olana odaklanma fani ve fena olanın tutsaklığından muhafaza edecektir.

Ömrün ve ölümün kim için olduğunu bilen, bu doğrultuda yaşayanlar için hayat anlamlı olacaktır. Dünyada  “bir yolcu gibi olma” şuuruna sahip bir Müslüman dünyevileşebilir mi?

Ümmetin sayısal çoğunluğuna rağmen onun manevi varlığını kemiren hastalığın sebebini teşhis, çözüme giden yolda atılacak ilk ve en önemli adımdır.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #