MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

REHBER ÖĞRETMENLER

02 Temmuz 2017 Pazar 02:47

Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri yönetmeliğinin değişmesiyle ilgili yoğun tartışmaları geride bıraktık ancak yönetmelik değişikliği henüz gerçekleşmedi. Bizde ne tür değişikliklerle yeni yönetmelik yayınlanacak merak ediyoruz.

Konumuz değişen, değiştirilmesi düşünülen Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri yönetmeliği değil. Konumuz bizzat Rehberlik öğretmenlerinin kendisi.

İster inanın ister inanmayın, Türkiye’de üzerinde en çok oynanan meslek Rehber öğretmenlik. En başta, bu meslek grubuyla ilgili algılar bile hala çoğu kişide değişmemişken, bu meslek grubunu temsil eden öğretmenlerin mezuniyet alanları birbirinden çok çok farklı alanlar. Rehberlik öğretmenliğine kaynaklık eden alanlar Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü, Eğitim Psikolojik Hizmetler bölümü ve Psikoloji bölümleridir.

Ancak bu branşta görev yapanların ciddi bir bölümü başka alanlardan geçme öğretmenlerden oluşuyor. Felsefe grubu (Felsefe, Sosyoloji) mezunları, Özel Eğitim Mezunları, Sınıf Öğretmenliği mezunların, eğitim yönetimi ve denetimi mezunları, eğitim programı mezunları çeşitli vesilelerle üç-beş aylık kurslarla, bazen bir aylık, bazen hiç kursa bile sokmadan doğrudan atamayla öğretmenleri bu alanda çalıştırmaya başladılar. Hiç öğretmenlik meslek bilgisi eğitimi (pedagoji formasyon) olmadan bu işi yapanlar bile var. Sanki bu branşta çalışacaksın etiketini yapıştırınca bir sihirli el değmiş gibi her şeyi yapabileceği düşünülen insanlar rehber öğretmen yapıldı. Sonra da bu öğretmenlerin nesi var deniyor.

Yine de bu alandaki rehber öğretmen arkadaşların, alanlarında son derece yetkin oldukları halde, hatta akademik olarak son derece üst düzey üniversitelerden mezun oldukları halde bir türlü bitmeyen şikâyetlerle karşı karşıya kalınabiliyor. Ne yapsa yaranamıyor bu arkadaşlar. Yanlış olan ne?

Sosyal medya gruplarından birinde bir meslektaşım Almanya gözlemini aktarmış:

 “Almanya'yı ziyaret etmişken buradaki öğrenci olan akrabalarıma ve tanıştığım öğrencilere sorduğum ilk soru "burada rehber öğretmen - psikolojik danışman var mı ve ne yapıyorlar?" sorusu oldu. (bayağı kişiye sordum)

Aldığım cevap çok tanıdık geldi. 
"Hiçbir iş yapmıyorlar. Yatıyorlar. Arada bir organizasyon yapıyorlar. 6 yılda bir defa dersimize geldi. Genelde kavga edenleri barıştırıyorlar. Ne iş yapıyorlar bilemiyoruz vs vs"

Demek ki kaderimiz her yerde aynı.”

Rehber öğretmenlerle ilgili algı üç aşağı-beş yukarı aynı. Değişmesi yönünde çalışma yapılan yönetmelikle ilgili ciddi tepkiler ortaya kondu. Rehber öğretmenlerin toplandığı sosyal medya gruplarında bu tepkileri bulabilirsiniz. Dışardan yaptığım gözlemlerde, Bakanlıkta bazı yetkililerde, rehber öğretmenlerle ilgili yönetmelik değişikliğinin tepkisel olduğunu gördüm. Bunun üzerine sosyal medya gruplarından birinde şu soruyu sordum:

“Rehber öğretmenler ile ilgili yönetmelik değişikliği bir öfke ve hıncın ürünüdür. Ben bunu gördüm. İç muhasebe için soruyorum, bunu hak etmek için ne yaptık arkadaşlar?”

Gelen cevaplar, çok anlamlıydı, buyurun beraber okuyalım:

M.Ö. : Odasındabulunmayan PDR, veli Çalışması yapmayan, BEP hazırlığında öğretmene yardımcı olmayan, mesela lisede 30 haftanın 10’undakendisigirmesi gerekirken-dersi almayan vs maalesef…

R.Y. : Sallabaşı al maaşı mantığı yanlış bölüm atamaları niteliksiz danışmanlar ve sonuç...

Ö.E. :Danışma yapılamaz diyen meslektaşlarım, yaptığı çalışmaları öğretmenler kurulunda reklamını yapamamak, proaktif olamamak, sadece öğrencinin PDR servisine gelmesini beklemek.

M.Ö. :Düzenli veli bülteni öğretmen bülteni ve öğrenci bülteni çıkarılmalı, her ay öğretmenlere 1 seminer yapılmalı, velilere her ay çalışma, çocuklar her ay üst öğretim kurumuna gezi yapmalı, bakın değeriniz anlaşılıyor mu anlaşılmıyor mu hocam?

K.Ö. : Neyle efendim... Ne malzeme verirler üstelik ne de izin... Her şeye hayır diyen bir idare ile ne yapılabilir.

S.Ö.: Soruçok güzel ve yerinde olmuş... Kendimize de dönmemizde yarar var kesinlikle... Ne kadar rahat ve keyfimiz yerinde ise o kadar iyiyiz mantığından kurtulmak lazım öncelikle... Saat hesabi yapmayı çok doğru bulmayanlardanım… Elbette hakkıyla çalışanlarımız var ancak yıllarca RAM’larda çalışmış biri olarak tüm toplantılarda gördüğümü söyleyeyim; okul müdürleri ne yazık ki rehberlik servisleri konusunda çok muzdarip...

B.C.:Alan dışı atananlar psikolojik danışma yapamadıklarını ifade ediyor

Rehber Öğretmenler, meslekleriyle ilgili algı düzeyi en yüksek öğretmenler grubudur. Hataların nereden kaynaklandığını kendileri görüyorlar. Kendi meslek mensuplarında yoğun ve yaygın halde bulunan yanlış tutumlar ve davranışlar (çoğu bunun yanlış olduğunu kesinlikle kabul etmiyor) ve alan dışı atamalar en belirgin problemler.

Kendilerinden kaynaklanan problem durumuyla rehber öğretmenlerin kendilerinin mücadele etmesi gerekiyor. Mesleklerin kendi iç denetimini yapacak, özellikle öğretmenler açısından böyle bir denetlemeyi yapacak mekanizmamız yok. Öğretmen yeterliliğini ölçemediğimiz için aramızdaki çürükleri, bu işi yapamayacak niteliktekileri ayıklayamıyoruz. Bunun yanında farkında olduğumuz sorunlarımıza rağmen üstesinden gelmek için çözüm aramıyoruz da. Bundan dolayı çalışmayan, odasında oturan rehber öğretmen algısı yaygınlık kazanmış.

Bu algının kırılması gerek. Aksi durumda tıpkı Almanya’da olduğu gibi her yerde Psikolojik danışmanlar kendi kuyularını kazmış olur.

Öyle tahmin ediyorum ki aktif rehberlik çalışmaları yapmadıkları müddetçe Rehberlik branşının geleceği yok. Rehber öğretmenlerin hasta bekleyen psikolog ve psikiyatrist modundan çıkması gerek. Çünkü onların işi sağlıklı insanlarla, öğrenciyi tanımak, çevreyi tanımak, ilişkileri gözlemlemek ve bilgi ve becerilerini bunlarla harmanlayıp öğrenciye, aileye, öğretmene, okul yönetimlerine görmedikleri, kaçırdıkları, fark edemedikleri durumları, gelişmeleri geri bildirim açısından insanlara göstermek olmalıdır. Böyle yapıldığında varlığında değil de rehber öğretmenin yokluğunda arandığını gördüm. Bizler, yani rehber öğretmenler, beklemeden harekete geçmeyi öğrenmelidirler...

Şunu vurgulamadan geçmeyeceğim:Rehber öğretmenlik nankör bir meslektir. Başkaları tarafından görülmez, anlaşılmaz, siz çok çalışsanız bile hiç çalışmıyormuşsunuz gibi gelir başkalarına. Değeriniz gidince anlaşılabilir, bazen hiç anlaşılmaz. Sadece dokunduğunuz çocukların bir kısmı sizi bilir. Bazen öğrenciye fark ettirmeden doğruyu gösterirsiniz, o kendi buldu diye sevinir, siz küçük dokunuşla onu mutlu etmekle avunursunuz. Sadece dokunduğunuz, yaralarını sardığınız sizi gerçekten bilir. Bu nedenle işimiz çok zor…

Mahir KILIÇOĞLU

mahirkilicoglu@hotmail.com

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #