M.VEYSİ TUNÇ veysi_tunc@hotmail.com

SİYASET AMA NASIL?

19 Ekim 2017 Perşembe 08:47

Siyasetin, masumiyeti ve kutsiyeti yoktur. Siyaseti meşru ve makbul kılan, ilke ve değerlerimizdir. Bununla birlikte siyasette itidal, ahlak ile istikamet ise adaletle sağlanır.

Bu temeller ışığında meselemizi çözmek ve çözümlemek için doğal olarak sormamız ve sorgulamamız gerek.

Hayata, siyasete bakışımız ile siyasi ilişkilerimizi belirleyen, ilke ve değerler mi, çıkarlar mı?

İstikamet ekseninde mi gerçekleşiyor siyaset algı ve anlayışımız, menfaat bağlamında mı?

Yoksa çağın gereklilikleridir diyerek çizgi çıkar çatışmasında sınırlarımızı zorluyor muyuz?

Samimi olalım, kendimizi de kandıramayız ki…

Tercihlerimiz, çizgimizi seçilmez kılıyorsa gri bir hayat, flu bir dünyaya kapı araladığından ciddi sorunlar baş gösterecek demektir.

Kimlerin ve kimilerinin ne kadar yüksek manevra kabiliyetine sahip olduklarını hayretle müşahede etmedik mi? Her devrin adamı olmayı beceren ne çok insan var, değil mi?

Arazinin rengine uyma gayesiyle renkten renge girenler ya da renksizleşenler rağbet görmedi mi? Para kazanma ve güce dayanma gayesiyle farklı zihniyete sahip siyasi partiler arasında mekik dokuyanlara şahit olmadık mı?

Yerel, ulusal, küresel ölçekte başkalaşan, bayağılaşan ve barbarlaşanların halis değil habis politikalar izlediklerini görmedik mi? Bizler beka sorunu yaşarken, iç ve dış terör odaklarıyla birlikte hareket eden kişi, kesim ve kurumları gayet iyi bilmiyor muyuz?

Kinli, kanlı, kirli, karanlık bir siyasetin taban oluşturma gayreti ve gayesiyle nesilleri imha veya ifsat ettiklerini fark etmedik mi?

Kapital, kariyer, konfor ve kalkınma kavgası verirken kaybolmak üzere olan kuşaklarla karşı karşıya kalmadık mı?

Bunların sonucu olarak duyarsız, dertsiz, değersiz ve gayesiz kuşaklar geleceğimizin teminatı değil, tehdidi olmaya başlamadılar mı?

Süreç içerisinde dini’’dar’’ ve muhafaza’’kâr’’larımız adalet, ahlak, özgürlük, barış söylemlerini hangi anlayışla temellendirmekteler? Kullanılan dil ve yaşanan din hakikaten yeni bir ihya ve inşa sürecini başlatabilir mi?

O halde unutmayalım ki:

Allah’la barışık Nebi ile tanışık olmadan tasarlanmış hayat, devlet, kurum, kuram, söylem, eylem ve yöntemlerin istisnasız hepsi umutsuz ve ufuksuz...

Değerlerin ve doğruların araçsallaştırıldığı, menfaatin öncelendiği, kabileciliğin, kavmiyetçiliğin ve kapitalizmin önemsendiği bir siyaset; yozlaşmanın, yolsuzlukların ve yoldan çıkmaların en bariz nedenidir.

Bu bağlamda sloganik, içi boşaltılmış bir siyaset ve ahlak bireyin de toplumun da hüsranı demektir.

Doğası gereği her iktidar yozlaşır, yozlaştırır; algı ve anlayışını aşacak bir örnekliği, ancak İslami ilke ve değerlerimizle gerçekleştirebiliriz. Tabi bunları yaşar ve yaşamımızın vazgeçilmezi haline getirirsek…

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #