Siz mi Geldiniz Öğeretmenlerim!

Çok değil daha birkaç ay önce buruk bir sevinçle uğurladığınız, kelebek kanatlı öğrencilerinize, körpe dimağlara bir kere daha taze bir merhaba demeye gelmeniz ne güzel!

Başak başak filizlenen bu körpe dimağlara, başkaları olmakla kendisi olmak; taklit etmekle, otantik olmak arasındaki ince çizgiyi ayırt etmeyi öğretmeye gelmeniz ne güzel!

Memleketimin bozkırlarında geleceğinin kozasını örmeye çalışan gül-ü rana kanatlı öğrencilerinize bir kere daha kucak açmaya gelmeniz ne güzel!

Çocuklarımızın beynindeki cehalet denizini paramparça etmeye gelmeniz ne güzel!

Yüreği bir gül kadar narin, bir kelebek kadar masum çocuklara, her gün kucak kucak umut taşımaya gelmeniz ne güzel!

En tahammül edilmezi, engin sevginizle yontup topluma kazandırmaya gelmeniz ne güzel!

Ülkesini kalkındırmayı şiar edinen, milletini seven, değerlerine bağlı bir neslin yaşayacağı bir dünyanın temelini atmaya gelmeniz ne güzel.

Güneşin, her şeye rağmen umudu olanların karanlığını aydınlattığını, söylemeye gelmeniz ne güzel!

Arzın bütün renklerini barındıran ışık dolu gözlerinizle, nice gözlere ışık kaynağı olmaya gelmeniz ne güzel!

Çocuklarımızı, umutsuz, heyecansız görünce, "dersleri bir şölene dönüştürmeliyim" demeye gelmeniz ne güzel.

Kelimeleri, kirli libaslarından kurtararak, bir kelebek hafifliğiyle, bir yıldız parlaklığıyla sınıflarda kullanmaya gelmeniz ne güzel!

Her hecesinde bir dünyanın gizli olduğu sözcükleri, öğrencilerinin beynine nakşetmeye gelmeniz ne güzel!

Mümkünse, önce içimizdeki düşmanlık duygusuna düşman olmamız gerektiğini öğretmeye gelmeniz ne güzel!

En kaba görüntüyü, en dayanılmaz kabalığı, mehtap gibi, yakamoz gibi muhteşem bir manzaraya dönüştürmeye gelmeniz ne güzel!

Öğrencilerinizin beyninde, bazen sukut uçurum gibi büyüyünce, sözcükler gölge kadar sessizleşince, o an, gönüllere baharı müjdeleyen tavsiyelerinizle, hayatlarına hayat katmaya gelmeniz ne güzel!

Üzüntü, karamsarlık, özgüvensizlik ve yeisin, yükselme yeteneğinin önündeki engeller olduğunu ikaz etmeye gelmeniz ne güzel!

Erdemle, saygısızlık arasına set olmaya gelmeniz ne güzel!

Olanla olması gerekeni, gönüllere nakış etmeye gelmeniz ne güzel.

Sizi bilirim, öğretmenlerim,

Siz, toprak anadan çok şey öğrendiniz. Onun kadar cömert olmaya, onun gibi hiç tükenmeden dağıtmaya, onun kadar sabırlı olmayı öğretmeye geldiniz.

Gelmekle ne iyi ettiniz; Edirneli, Karslı, İzmirli, Hakkarili, Trabzonlu, Mersinli, Malatyalı, Muğlalı Diyarbakırlı Elazığlı ve daha nice memlektli. Hoş geldiniz!

Karbondioksiti oksijene dönüştüren klorofil döngüsündeki güneş olmaya gelmeniz ne güzel!

Heyecan ve yaşama sevincini kaybedenlerin kendileri, yaşasa bile, ruhlarının öldüğünü, öğrencilerine hatırlatmaya gelmeniz ne güzel!

Öğrencilerine, gençliğin sadece insan ömrünün ilk ve erken döneminden ibaret olmadığını, onun bir akıl ve idrak aşaması olduğunu hatırlatmaya gelmeniz ne güzel.

Hayatta, başarı ile başarısızlığın iç içe olduğunu ve bunların, sudaki dalgalar gibi birbirini takip ettiğini bir kere daha dillendirmeye gelmeniz ne güzel!

Öğrencilerine, öğrenme uğruna yaşadıkları her sıkıntının, bir ödülün hazırlayıcısı olduğunu müjdelemeye gelmeniz ne güzel.

Hedefe giden yolda, bugüne kadar samimiyetle atılan adımların sonuçsuz kaldığına kimsenin tanık olmadığını haykırmaya gelmeniz ne güzel!

Mutluluğun yollarından birinin; üzerinize düşeni yaptıktan sonra, zafere ve yenilgiye aynı derecede hazır olmak olduğunu, çocuklarımızı inandırmaya gelmeniz ne güzel!

Gönüllere kardeşlik, sevgi ve saygı tohumunu ekmeye gelmeniz ne güzel!

Öğrencilerine, geleceğinin şafağına ulaşabilmenin yolu, yüreğindeki cevheri işletmekten geçtiğini hatırlatmaya gelmeniz ne güzel!

Önlerindeki yollardan birinin ilime, erdeme ebediyete; diğerinin karanlığa zulme gittiğini ve kendilerinin birincisini takip etmeleri gerektiğini ikaz etmeye gelmeniz ne güzel!

Kendi ikballeri için yaşadığını zannedip yaşarken başkalarını yok eden, kendisi de bir ot bile olmadan ölüp gidenler ile yaşamı boyunca başkaları için kendisini tüketmekten çekinmeyip yaşayan ve böylece ebedileşen insanlar arasındaki farkı gönüllere nakşetmeye gelmeniz ne güzel.

Hastaya değil, onun içindeki mikroba savaş açan ve zararlı her türlü ayrık ottan öğrencilerini koruyup onlara gül bahçesini hazırlamaya gelmeniz ne güzel!

Evet; siz, öğrencileri için verilen bir kutlu kavgayı zaferle taçlandırmayı cümle âleme göstermeye geldiniz.

En önemlisi bir idealin bayrağını memleketimin okullarında dalgalandırmaya geldiniz.

Vazifenizin kutlu, yolunuzun çetrefilli, mücadelenizin ağır olduğunun bilincinde olan siz, ey öğretmenlerimiz!

Çocuklarımızın sınıflarına bir kere daha siz mi geldiniz!

Hoş geldiniz.