Yılın öğretmeni seçilen kişinin diploması sahteymiş. Bunu 2017 ve 2018’de iki yazıyla irdelemiştik. Denk gelmemiş işte, yılın öğretmeni kendine atılı suçlardan beraat etmiş. Hem de 2017’de. Sen sahte diploma ile kamuya başvur, atan, 19 yıl çalış ve suçsuz ol. Akıl alır gibi değil.

Avukatı “Diploması olmadığı için öğretmenliğe geri dönemeyecek. Ama üzerine atılı suçlardan yeterli delil olmadığı için beraat etti” diye açıklama yapıyor.

Sanık Rukiye S.’de ilginç şeyler söylemiş. Hatta emekliliği kıl payı kaçırdım diyor.

“20 yılı doldurunca emekliliğe hak kazanacaktım. Çok pişmanım. Devleti zarara uğratmadım. Çok çalıştım. Rapor kullanmadım. Sicilim başarılarla doludur. Benim 19 senelik emeklerim ne olacak? Mesleğe atanıp göreve başladıktan sonra bu işin duyulması konusunda çok korktum. Meslek hayatımda çok başarılı oldum. Bu olay benim bunca yıllık sırrımdı. Ama çok sıkıntısını yaşadım. Kalp hastası oldum. Bu olay ortaya çıktıktan sonra kalp hastalığı nedeniyle tedavi gördüm. Ömür boyu ritim bozukluğu ilacı kullanacağım.”

Türkiye’de insanlar suç işliyor ve yaptıkları yanlarında kalıyor. Bu soruna artık bir çözüm bulunmalı. Hırsızlar, katiller ve sahtekârlar ellerini kollarını sallayarak geziyor. Suç, ya uygun şekilde cezalandırılmıyor ya da bu olayda olduğu gibi hiç cezalandırılmıyor. Adam devleti dolandırıyor. Ben öğretmenim, işte bu da diplomam diyor. Bu suçundan dolayı beraat ediyor. Bilerek, isteyerek sahte belgeyle kendisini kamuya atattırıp, Allah bilir kimin hakkını yiyor, Allah bilir kaç öğrenciyi zehirliyor. Düşünsenize, çocuğunuzun dersine giren öğretmen bir sahtekâr. Bu suç cezasız kalıyor…

Çok çalıştım diyor vatandaş. Çok didinmiş. Hatta son görev yerinde proje işlerine de girişmiş. Proje işiyle uğraşmak kolay değil. Belli ki vatandaş yetenekli. Üniversite okumak kadar kolay bir şey yok aslında. Onun sahte diplomayı yaptırdığında bile üniversite okumak o kadar zor değildi. Madem çok çalıştın, bari diplomanı alsaydın. Diploması sahte ya, bunun çalıştım dediği de doğru değil. Allah bilir öğrencilerine nasıl öğretmenlik yaptı.

Daha önce yazdık, bu vatandaş öğretmenlik yaptığı hatta yılın öğretmeni ödülünü aldığı okuldaki bir öğrencisi yazıyor. Bütün söyledikleri yalan, bizim köyde kız çocuklarının okula gitmemesi gibi bir sorun yok. Annem bile okula gitmişti diyor. Kötü bir öğretmen olması bir yana, şiddet uyguladığı ayrı bir sorun. Bu vatandaşa kim nasıl “yılın öğretmeni” ödülünü, hem de dönemin başbakanının elinden aldırdı, anlamıyorum.

O öğrenci, hiç de iyi şeyler söylemiyor bu vatandaş hakkında. Dolayısıyla iyi bir göz boyacısı olduğu açık. Basını getirtmiş, öğrencilerin ellerine top vermiş, birkaç kare fotoğraf… Gazetede “çocuklar ilk defa top gördü” başlığıyla haber yaptırmış. Bu başlığı gazeteye attırmış bu vatandaş. 30 kız çocuğunu kapı kapı dolaşıp okula kazandırmış. Gazeteye demeç veriyor bu şekilde. YALAN. Hepsi yalan.

Yalan üzerine bir kariyer kurmuş. Az daha bu kariyer üzerinden emekli de oluyormuş. Direkten dönmüş ama hala mağdur edebiyatı yapıyor vatandaş. Neymiş, kalp hastası olmuş. Ya kendisinin mağdur ettiği, duygu sömürüsü yaptığı, ben böyleyim, ben şöyleyim diye kandırdığı öğrenciler, veliler ne yapsın. Herkesi mağdur ettiği, devletten hak etmediği halde maaş aldığı halde, hala mağdur ayaklarına nasıl yatıyor bu vatandaş anlamıyorum.

Adalet devleti koruyan mekanizmadır. Acilen adalet gelmeli. Hakimlerimiz, savcılarımız adaletin bekçisi olmalı. Vatandaşı mağdur eden, devleti dolandıran kişiler neden hiçbir ceza almadan ellerini kollarını sallayarak geziyor, anlamıyoruz. Sistem belli ki mağduru değil, suçluyu koruyor. Bu sistemin bir an önce değişmesi gerek. O vatandaşın mağdur ettiği yüzlerce, belki binlerce çocuk için bile bunu yapmalıyız.

İlgili köşe yazısı ve haber linkleri aşağıdadır.

https://kamuexpress.com/makale/bir-odulun-arka-plani-880

https://www.birgun.net/haber/sahte-diplomali-ogretmen-beraat-etti-19177