Gençliğim eyvah!
Eğitimde ve istihdam olmayan gençler’ ya da İngilizce tanımın kısaltmasıyla NEET gençler Türkiye için en acil politika geliştirilmesi gereken konulardan biri. Çünkü ülkemizde NEET gençlerin oranı OECD zirvesinde. Bu çarpıcı konuya yönelik son olarak İstanbul Ticaret Odası Stratejik Araştırmalar Merkezi, kapsamlı bir araştırma yaptı. ‘Ne eğitimde ne İstihdamda’ olarak bilinen çalışmalara ‘ne yetiştirmede’ ifadesini de ekleyerek açıkladıkları ‘NEİY’ raporunda önemli tespitler var. Araştırmaya katılan bir gencin, ailenin üstlendiği görevi ‘en güçlü işsizlik sigortası’ olarak ifade etmesi dikkat çekiyor. Aşırı korumacı ebeveynliğin zararlarının da anlatıldığı araştırmada öne çıkanlar şöyle:
CAM FANUSTA YETİŞİYORLAR
Katılımcılar, eğitim sisteminin yeterince destekleyici olmamasından ve mesleki yönlendirme eksikliğinden şikâyet ederken, iş gücü piyasasına girişte deneyim eksikliği, düşük ücretler ve güvencesiz çalışma koşulları gibi faktörlerin onları NEİY statüsünde kalmaya ittiğini belirtiyorlar.
Zorunlu eğitim dönemindeki akademik başarı düzeyi, bireyin gelecekteki mesleki ve eğitimsel fırsatlara erişimini belirleyici bir faktör olarak öne çıkıyor.
Araştırmalar aşırı korumacı ebeveynliğin çocukların sosyal becerilerini ve duygusal iyi oluşlarını olumsuz yönde etkileyebileceğini gösteriyor. ‘Cam fanusta yetişmek’ ifadesi, gençlerin güvenli ve korunaklı bir ortamda büyütülmeleri sonucu dış dünyadaki zorluklara karşı savunmasız kalmalarını temsil ediyor.
TÜKETİME YÖNELİYORLAR
Araştırmalar, sosyal beceri eksikliğinin, NEİY gençlerini ‘sosyal dışlanma’ ve ‘akran zorbalığı’na karşı daha açık ve savunmasız hâle getirebildiğini ortaya koyuyor.
Gençlerin aldığı eğitimleri bir yatırım gibi düşünmek yerine, hazır tecrübeli işçileri en az maliyetle istihdam etme anlayışı gençlerin NEİY olma riskini besleyebiliyor.
Uzun yıllar çalışarak ev ya da araç alabilme düşüncesinden uzaklaşan gençler, hayata daha realist ve sonuç odaklı bakabiliyorlar. Bu durum, hâliyle tüketim toplumunda gençleri hazza ve statüye dayalı eşyalara sahip olmaya sevk ediyor.
Sosyal hayattan izole olmak, bireyin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayamaması sonucunda ortaya çıkarken günümüzde gençler giderek daha çok içe kapanıyorlar.
UZMANLAR NE DİYOR?
Aile himayesinde olan gençlerin daha çok NEİY statüsüne düştüğünü gözlemliyorum. Cam fanusu kaldırdığımız anda bağışıklıkları yok oluyor. Zorluğu gördüğü zaman vazgeçiyor, iletişim kuramıyor.
Bugün bizim eğitim ve çalışma arasındaki link koptuğu an insanlar eğitim hayatında kalmak istemiyorlar. İşte ben üniversite eğitimi alacağım ne olacak ne kadar maaş alacağım diye bakıyor erkek çocukları…
Bize anne baba geliyor, diyor ki; ‘Benim oğluma iş lazım’, ‘Oğlun nerede?’ diye soruyoruz. ‘Evde, odasından çıkmıyor’ diyor. ‘Siz iş varsa bana söyleyin, ben kendisine söylerim’ diyor. İş aramaya bile gelmeyen bir kişiyi biz nasıl işe yönlendireceğiz?
Süreç içerisinde Türkiye’de diğer Avrupa ülkelerinden farklı olarak nitelikli NEİY meselesinin çok ciddi anlamda hem ekonomik hem sosyal maliyeti olacağını düşünüyorum.
Ülkedeki NEİY’lerin önemli bir kısmı, özellikle okuma seviyesi arttıkça düşük bir ücretle çalışmaktansa çalışmamayı tercih ederim gibi bir olguya dönmüş durumda.
Şimdi bu kişilere devlet ciddi bir eğitim yatırımı yapıyor; ortaokul, lise ve üniversitede. Devlet açısından zaten bu eğitim yatırımının tamamı boşa gitmiş oluyor. Bu, devlet açısından bir kayıp.
O GENÇLER NE DİYOR?
(Kadın, lisans, 27) Ben en çok aileye, ailede yetiştirilme tarzına bağlıyorum. Biraz daha erken iş hayatına veya iş hayatına benzer sorumluluklar almaya yönlendirilseydim daha kolay adapte olurdum.
(Kadın, lise terk) Kendi param olsa rahat, özgürce harcayabilirdim. Hesap vermezdim. Bu konuda çok muzdaribim mesela. En azından bir gelirim olsaydı çok iyi olurdu. Çalışmayı çok düşündüm. Ama çocuğa bakacak hiç kimse yok. Çocuk okula gidiyor. Eve geldi, ev boş. Gözüm kesmedi. Yani imkânsız benim çalışmam.
(Kadın, lisans) Üniversite öğrencisi olduğum için zaten 2-3 ay sonra çıkacak, bırakacak deniliyor. O yüzden hiç almıyorlar. Üniversiteden sonra da yeni mezun olduğum için bize daha önce çalışmış, en az iki yıl deneyimli eleman lazım deyip, okul öncesinden de ret aldım.
(Kadın, ön lisans, 27) Boşlukta hissediyorum. İşe yaramaz hissediyorum. Yani amacım ne, bu dünyaya neden geldim gibi düşüncelere kapılıyor insan.
(Erkek, lisans, 22) (Meslek edindirme kursları) Hiç katılmadım, katılmayı düşündüm ama biraz da para tuzağı gibi. Bu sertifikalar biraz da ‘Şu kadar para ver, sertifikaları doldur’ gibi geliyor bana. Devletin kursları güzel aslında, ücretsiz veriyorlar.
MAHMUT ÖZAY