FİKRİ HÜR

HİÇ SORASIM YOK…

30 Ekim 2018 Salı 22:01

20 Eylül Perşembe… Aydın Ünal abinin yazı günü. Aydın abi “Hiç Yazasım Yok…“ demiş yazmayacağı, yazamayacağı şeyleri sıralamıştı… Üç defa okudum… Döndüm bir defa daha, bir defa daha okudum… Olmadı, yetmedi dertdaşlarımla paylaştım… Sonra eve gidip babam, annem, eşim ve kardeşlerime yüksek sesle ve vurgulayarak kelime kelime, cümle cümle tekraren okudum…

Aydın abi bizim için gönül dünyamızdan çıkan ve Reis’in dilinden dökülen vicdanımızın sesi oldu hep… Fikir dünyamıza katkılarını, engin tarih okumalarını, gençlerle irtibatını, kaleminin kuvvetini ayrıca anlatmaya gerek yok… Vicdanımızın sesi, dert dolu yüreğimizin önünde bent kuran dudaklarımızı aşamamış fakat Aydın abinin kaleminin kazdığı tünelden bir nefes alabilmişti.

Esnaftan tacire, üretimden tüketime, imamdan alime, eğitimden ahlaka, israftan sefahate, adaletten liyakate bir çok çürümüşlük yazılmak istenmeyen bir yazının eteğinden dökülüvermişti.

Umut dünyası ya! Ses yankı bulur, ders olur, dert olur, can olur dedik. Umudumuza: Kalk! Gün kavi bir duruş günüdür deyip yeniden dirilttik. Aydın abi, işaret fişeği ancak senin eline yakışırdı…

Bir ay sonra…

24 Ekim Salı… Resmi Gazete yayınlanan bir kararname… Aydın Ünal vardı listede. Başkası olabilir diye biraz temkinle o kabul etmezdi dedim kendi kendime… Merak işte, özgeçmiş taraması yaptım. ODTÜ’yü, kimyayı buldum. Her halde budur nedeni Türkiye Bilimsel ve Teknoloji Araştırma Kurumu Yönetim Kurulu üyeliğine atanmanın. Sonra şahsımdan umulan görev alanında inşallah en iyi için çalışacağım mesajını paylaştı Aydın abi.

Biz edebiyat, kültür, tarih, siyaset ve dava yazılarıyla tanıdık… Vicdanın kalemidir Aydın abi. Yetkin ve etkindir. Çalışkandır, verilen görevi canını dişine takar, yapar, biliriz.

Fakat MEB’e atanan çocuk cerrahının, Sağlık Bakanlığına atanan müzik öğretmenin, Eğitim Öğretim Politikaları kuruluna atanan beş mühendis, avukat ve işletmecinin yaşadığı mutluluğu Aydın abinin yaşayamayacağını bilirim. Müellefe-i kulub değil zira… Muhtaç hiç değil… TÜBİTAK yönetim kurulunda atanmak ta nedir? Sormadılar mı atarken diyecektim. Başka kurul, başka görev yok muydu? Neden kabul etti diye soracaktım. Abimizdir bildiği vardır, dedim, sormadım.

Hiç sorasım yok…

Hüzün değil umut zamanı… İçimdeki hüznü, hayal kırıklığını yaymayayım dedim. Bugün hiç sorasım yok; onun için de sormadım… Allah rahim…

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #