Son dönemde artan terör olayları sonucunda şehit olan asker ve polislerimizin şahsında bütün şehitlerimizi saygıyla selamlıyorum.

O şehitler ki içlerinde Kürt, Türk, Laz, Çerkez ve bizi biz yapan her milletten insan var.

Tıpkı Çanakkale’deki gibi.

Sırf bu yüzden son dönemde yaşanan olayları milliyetçi ya da ırkçı bir takım yaklaşımlarla değerlendirme şansımız ortadan kalkıyor.

Zaten Anadolu’da ‘milliyetçilik’ yüzyıllardır bu milleti bir çimento gibi birbirine yapıştıran Müslümanlıkla eş anlamlı kabul ediliyor.

Yoksa kimsenin işi gücü bırakıp kafatası ölçmekle uğraşacak hali yok.

Bu yazının başlığı ‘Merkel Allah belanı versin,

AB; sana inanmıyoruz,

BM: En büyük uluslararası terör şebekesi,

HDPKK: En büyük kukla, Kürt düşmanı,

Ümmet in, Millet out,

Obama, en büyük münafık sensin, olabilirdi.

Görüldüğü gibi tek bir yazıya başlık olabilecek çok sayıda seçenekle karşı karşıyayız

Çünkü çok boyutlu bir terör saldırısıyla ve Batı dünyasına has bi dolu yalanla karşı karşıyayız.

Buna modern haçlı seferi dediğimizde burun kıvıranlar, söylemimizi klasik ve eski bulanlar olabilir.

Bu satırların yazarı son zamanlarda yaşanan terör olaylarının modern zamanın haçlı seferleri olduğu iddiasında ısrar etmektedir.

Terörün dış desteksiz ayakta kalamayacağı biliniyorsa, çocuklar bile Batı’nın pkk’ya destek verdiğini biliyorsa geriye daha ne kalıyor?

Haçlı seferlerinin hala devam ediyor olmasının bir sebebi Osmanlı’nın yeniden uyanışına engel olmak, bir diğeri de Ortadoğu’da devam eden bütün kardeş kavgalarında olduğu gibi silah sanayisini ayakta tutmaktır.

Belki en önemli sebep de uyanan, güçlenen ayağa kalkan bir Türkiye’nin batının dünyadaki sömürü, haksızlık ve katliamlarına itiraz edecek olması mazlumlara sahip çıkmasıdır.

Batı’nın gayri meşru çocuğu daeş’in elinde birçok devlette bulunmayan modern silahlar mevcuttur.

Sözde İslam adına ortaya çıktığını iddia eden, İslami referanslar kullandığı propagandası yapılan bir örgüt bölgede Müslümanlara kan kusturan israil’e karşı hala bir eylem yapmamıştır.

Batı, kendi piçiyle mücadele etmek için pyd’ye askeri eğitim ve silah desteği veriyor. pyd kim? hdp’nin sırtını dayadığı terör örgütlerinden biri. pkk’nın Ortadoğu versiyonu.

Ben bu durumda amerika, ingiltere ya da almanya’ya müttefik olarak inanıp da nasıl sırtımı dönerim?

Devlet ricalimizin en büyük çelişkisi de galiba bu: düşmanına müttefik demek.

Bu ülkede vaktiyle Kürt sorunu vardı.

Ak Parti iktidarlarında özellikle Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatı pahasına aldığı riskler sayesinde sorunların büyük bir kısmı çözüldü.

Artık bundan sonra beklenen sosyal ve ekonomik hayatın canlanmasıydı.

Mevcut siyasi partiler içinde yeteri kadar temsil edilmediğini düşünen seçmen için ortaya çıktığını iddia eden, kaç kez kapatılıp kaç kez açıldığını, kaç kez isim değiştirdiğini hatırlamadığım hdp sürecin siyasi ayağını tamamlayacaktı.

Sanki AKP, MHP, CHP gibi partilerde Kürt vekiller, bakanlar ya da parti yöneticileri yokmuş gibi.

Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da asla demokratik yollarla yapıldığına inanmadığım seçimle meclise giren ve bundan sonra da bana göre adı hdpkk olan terör örgütünün Kürtleri temsil edemediği kısa sürede anlaşılmış olmalı.

Artık Kürtler yavaş yavaş hdpkk’ya isyan bayrağı çekmeye başladı.

Burada mesele geçmişten çok daha farklı bir duruş sergileyen devletin, vatandaşına sahip çıkması ve onayanında olduğunu hissettirmesi meselesidir.

Aşiret reislerinin ortak tepki açıklamaları çok önemli olmakla birlikte yeterli değildir.

Bu bölgelerimizde ikamet eden bazı cemaatlerin önde gelen manevi şahsiyetlerinin terör olayları karşısında net tutumlarını ortaya koymaları önemlidir.

AKP döneminde bile bölgede dini grup ve cemaatler, sahipsiz bırakılmış, pkk’nın insafına terkedilmiştir.

Bu tutumdan vaz geçilerek, bölge halkının gönlünü kazanacak uygulamaların temeli atılmalı ve dinin birleştirici, bütünleştirici gücünden ‘ümmet’ bilincinden yararlanılmalıdır.

Terör, öldürmekle, şehit etmekle bir milleti, bir devleti bitiremeyeceğini çok iyi bilir.

Terörün asıl amacı halkı umutsuzluğa ve kaosa, yönetenlere karşı isyana teşvik etmektir.

Bunu başardıktan sonra zaten kenara çekilip bekler, bir şey yapmasına gerek yoktur çünkü.

Sırf bu nedenle son zamanlarda Kürt kadar Türk, Türk kadar Kürt olmalıyız. Teröre bulaşan Kürt vatandaşlarımız olabilir ama unutmayalım ki pkk’nın içinde de Türkler var, hdp’deolduğu gibi.

Batı illerimizde sırf ekmeğinin derdinde olan Doğulu ya da Güneydoğulu vatandaşlarımızın kendilerine veya iş yerlerine saldırmak terörün ekmeğine yağ sürmektir.

Bu tür olayların yapacağı tahribatı pkk tonlarca mermi atsa yapamaz. Bizim hemşerilerimiz de Doğu ve Güneydoğu’da memur ya da esnaf olarak rızkının, ekmek parasının peşinde olabilir.

Teröre verilecek en büyük tepkiKürt-Türk kol kola hareket etmektir.

hdp bürolarını görmek beni de rahatız ediyor. Ancak unutmayalım ki o büroların camları, tabelaları sandalye ve masaları da dolaylı olarak bizim paralarımızla temin ediliyor.

Demokrasinin en önemli kırmızı çizgisi tepki ve sevgimizi gösterirken şiddete başvurmaya izin vermemesidir.

Terörün bitmesi devletin kararlılıkla mücadele etmesine bağlıdır.

Bunun için de iktidarda hangi siyasi parti olursa olsun yediden yetmişe herkesin desteğine ihtiyacı vardır.

Gün, kusur arama, eleştirme, ayrışma değil, birlik olma, dayanışma ve omuz omuza verme günüdür.

Biz demokrasi çöplüğüne atılmış çok siyasi parti gördük ama vatanımız, ülkemiz, Anadolu’muz, Türkiye’miz bir tanedir.