Salgın nedeniyle uzun zamandır kapalı olan okullarımız artık yavaş yavaş açılıyor.
Bu süreçte en büyük öncelik öğrencilerin ve eğitim çalışanlarının sağlığı.
Hal böyle olunca temizlik konusunda da ciddi tedbirler alınması, en ufak ayrıntının bile gözden kaçırılmaması gerektiği yadsınamaz bir gerçek.
Aslında her zaman böyle olmalı da yaşanan olağanüstü süreç daha farklı bir uygulamayı, işi sıkı tutmayı gerektiriyor.
İşi ne kadar sıkı tuttuğumuzu merak ederek bir araştırma yaptım, çalışan dostlara, yöneticilere neler yaptıklarını sordum.
Çalıştığım kurumda neler yapıldığına şahit oluyorum zaten. Dikkat çeken bir hassasiyet var.
Ancak iş belgelendirmeye gelince ortaya çıkıyor asıl marifetimiz.
Bu konuda kimse elimize su dökemez. 
Bir okulun ‘temiz’ olduğunu belgelendirmek için hazırlaması gereken yaklaşık otuz tane belge var.
Bunlardan ilki “Hijyen Şartlarının Geliştirilmesi, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu Öz Değerlendirme Soru Listesi”
Adı bile namına yeter!
İçerisinde yer alan ana ve ara başlıklarla otuz iki maddeden oluşuyor. Bunlar da kendi içlerinde ara maddelerle genişletilmiş. Toplamda yirmi dört sayfadan oluşan bir bölüm.
Bunun dışında hazırlanması gereken 25 adet belgenin de toplam sayfa sayısı 78.
Tabi bunların içerisinde 1 sayfa olan da var 12 sayfa olan da.
Yazı puntosuyla, sayfa yapısıyla oynarsanız sayfa sayısını değiştirebilirsiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İş Birliği Protokolü de 6 sayfalık bir belge 
Büyük bir emekle hazırlandığı belli olan Öğrenci Bilgilendirme Rehberi 58 sayfa.
Bugünün öğrencisi bunu okur mu sıkılmadan? Sanmıyorum.
Bunun yerine 5-6 dakikalık bir animasyon hazırlanabilir miydi? 
Daha fazla zaman alırdı, daha zahmetli olurdu ama kesinlikle daha iyi, etkili bir iş çıkardı.
Geri kalan belgelerimiz de 30 sayfalık Veli Bilgilendirme Rehberi ile38 sayfadan müteşekkil Yönetici ve Öğretmen Bilgilendirme Rehberi 
Toplamda 234 sayfadan oluşan bir belgelendirme çalışması.
Mecburi değilmiş öğrendiğim kadarıyla.
İyi ki değil.
İnşallah olmaz.
İnşallah anlatmak istediklerimizi daha kısa yoldan anlatmanın bir çaresini buluruz.
İsmini zikrettiğimiz belgelerden son üçünün dip notu da biraz ilginç, biraz trajikomik:  ‘para ile satılamaz’.
Kim satacak?
Kim alacak?