Ülkemiz adına büyük bir doğal afet yaşandı. Öncelikle ülkemiz ve vatandaşlarımıza geçmiş olsun. Başımız sağ olsun…
Ülkemizin gerçeği olan depremler üç fay hattının varlığı ile kendisini hissettirmektedir. Kuzey Anadolu fay hattı, Batı Anadolu fay hattı, Doğu Anadolu fay hattının uzanış doğrultusu ve bu fay hatlarının ülke geleceğindeki yeri ve önlemleri konusunda insanca bir umudun peşinde olmak zorunda ve bu umudun birinci dereceden sorumlusuyuz.
Doğal afetler, dünyanın birçok noktasında yaşanmaktadır. Fakat bura da gün umutsuzluğa düşme, vazgeçme günü değildir. Elbette de bir tedirginlik durumu söz konusu, merkezinde insanın olduğu ve insan merkezli bir düşüncenin ev sahipliğinde yediden yetmişe umutsuzluğa düşmeden, yersiz ve gereksiz eleştirinin ev sahipliğinde değil de ben ne yapabilirim diyebilen bir zihniyetle, bugün ayağa kalkmak zorunda ve mecburiyetindeyiz.
Sakin ve duyarlı bir şekilde elimizden gelenin en iyisini yapmakla ve bu gayrette olmaya devam etmeliyiz. Olumsuz hava koşulları mevcut fakat biz ülke olarak yaşadığımız coğrafyanın zorluğunu biliyoruz. Bu zorluklara boyun eğmekten ziyade imkânsızda mümkünü gören bir milletin torunları olarak biz bir, beraber ve birlikte elimizden geleni yaptığımızda bu zorlukların üstesinden geleceğimize olan inancımız daha da güçlü olacaktır.
Sosyal medya da ne dediği belli olmayan, şu günlerde oturduğu yerden eleştiri yapma derdinde olan bir zihniyetin sağlayacağı bir katkı elbette vardır. Eleştiri zihniyetinden ziyade, gönül birliği ile dayanışma içinde mevcut koşulların iyileştirilmesi için yardım kampanyalarına gerekli destekleri vermek zorundayız. Ülke olarak elbette hiçbir şey yapmıyoruz değil, bugün devlet organlarının yönlendirmesi ve kurallar çerçevesinde gerekli destekler için duyarlılığımızı daha da artırmalıyız.
Diğer yandan bugün devlet merkezli yardım faaliyetlerinin daha sağlıklı yürütülmesi için, daha sağlıklı verilerin sağlanması ve yanlış bilgilerin, sosyal medya aracılığıyla gündem oluşturma gibi durumları ortadan kaldırma amacıyla, işi aslından ve kaynağından yani yetkili kuruluşlar vasıtasıyla açıklanması ve bilgi alınması daha sağlıklı olacaktır.
Yaşanması muhtemel artçı depremlere karşı sözün bittiği yerde olamayız.
Yapmamız gerekenleri bir bir sıralamalıyız, ortak istişare ile... Burada bilinçli bir yaklaşım önemli… Deprem öncesi deprem sırası ve deprem sonrasında, alınması gereken tedbirlerin eğitimi hususunda her vatandaşımız, bu konuda bilinçlendirilmeli ve sosyal medya reklamları ile bunu bugünlerde gündemde tutmak faydalı olacaktır.
Yaşadığımız coğrafya bir deprem kuşağı içinde yer almakta yaşanılan coğrafya da sel olayından heyelanına, erozyonundan, çığ gibi doğal afetlerin varlığı ile her yıl karşılaşılmaktadır. Burada alınması gereken tedbirler arasında halkın bilinçlendirilmesi, daha fazla önem arz etmektedir. Halkın bilinçlendirilmesi süreci şayet bir eğitimden geçiyorsa bu konuda yetkililerin aldığı tedbirlerin yanı sıra yaşadığı coğrafyayı bilen ve bu konuda bilinçlendirme çalışmasını en azından kendi çevremize anlatmakla sorumlu olduğumuz, bilinciyle hareket etmeliyiz.
Unutmayın şu an zor bir süreçten geçiyoruz. Fakat umutsuzluğa düşme gibi bir durumumuz olamaz. Bugün şu şunu söyledi bu bunu dedi şeklinde değil de bilim insanlarının fikirlerini dikkate alarak, devletimizin yönlendirmesi dâhilinde bireysel tedbirlerimizi almalıyız. Gün bir olma, birlikte olma ve beraberce umutsuzluğa değil de ümit var olduğumuzu telkin etmekle sorumluyuz.