1945-50 arasında ABD’li iki bilgin (Walter H. Brottain ve John Bardeen) yarı iletken özellikli germanyum ve silisyum elementlerini kullanarak transistör adı verilen minik aygıtı (cihazı, elemanı) icat ettiler.
Elektrik akımının geçişini kontrol eden (anahtarlama yapan) bu eleman ile binlerce cihaz, robot ve sistem üretilebildi.
Türkiye 1945’ten sonra tamamen ABD’nin güdümüne girdiğinden elektronik teknolojisinin dışında tutuldu. Yani ABD’nin ajan uzmanları bu ülkeye hep tarım, hayvancılık, hafif sanayi ile ilgili krediler, hibeler sundular.
ABD’nin kontrolü altındaki kalkınma, planlama, strateji belirleme uzmanları/otoriteleri Türk halkının bir lokma bir hırka felsefesi içinde yaşamaya razı olması için her türlü yalanı, hileyi kabul ettirdiler.
Sanayileşme, robotik teknolojilere eğilme, kimya endüstrisinde yer alma taleplerinde bulunan girişimciler ve devlet adamları hep susturuldu, sistemin dışına atıldı.
ABD’li ekonomik danışmanlar katma değeri yüksek ürün yapımı ile ilgili sektörlere girme taleplerini “rantabıl değil, fizibıl değil” diyerek engellediler.
2021 yılı itibariyle Türkiye’nin yurtdışına ihraç ettiği malların kilogram fiyatı 1,2-1,3 doları geçemiyor. Gelişmiş ülkelerde bu rakam 4-5 dolar seviyesindedir. İşte bu nedenle Anadolu insanının yıllık kişi başına milli geliri 10 bin doları geçemiyor. Ekonomistler bu durumu orta gelir tuzağı olarak niteliyor.
Özet olarak düşük fiyatlı, emek yoğun, ileri teknoloji içeren ürünler yapan bir ülke olamadık. Son 75 yılda ABD’nin, IMF’nin, Dünya Bankası’nın sunduğu yüksek faizli, şartlı kredilerini çok para kazandırmayan sektörlere harcadık.
27 Mayıs 1960, 12 Mart 1970, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 ve 15 Temmuz 2016 darbeleri / ihtilalleri / muhtıraları / teşebbüsleri ülkenin savrulması, kan kaybetmesi, projeleri askıya alması, askeri cenahın ekonomideki ağırlığının artması dışında bir fayda getirmedi.
ABD’nin kuyruğuna takılan Mısır, Pakistan vb. gibi devletlerle benzer sorunları yaşayageldik. Pakistan ve Mısır’da ekonominin neredeyse yarısı askerlerin kurduğu holdinglerin elindedir.
Küresel hırsız ABD bugün mal üretme, askeri güç, beyin gücü, kültürel emperyalizm yoluyla dünyanın yarısından çoğunu esir hale getirmiştir. İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika, Japonya, İsrail, İsveç, Hollanda vb. gibi ülkeler ABD’nin zıddına bir adım atamıyorlar.
“İnternet” adı verilen “uluslararası ağ” 1990 yılından sonra bizi kuşatmaya başladı. İlk zamanlar “çevirmeli ağ” adı verilen yöntemle web sitelerini ziyaret edebiliyorduk. Saniyede 3-6 kB hız ile açılan siteler son derece yavan, sıkıcı bir halde idi.
2000’li yıllardan sonra yani son 20 yıldır internete giriş hızımız arttı. 2005’lerden sonra ise cep telefonları bilgisayara dönüştü.
En sıradan bilgisayar veya cep telefonunda 30 kadar yazılım (uygulama, application, app.) yer almaktadır. Bunların hemen hemen hepsi üreticisine (yazılımı yapana) çeşitli bilgileri göndermektedir.
Basit bir yazılımı kurarken (setup) bizden e-posta adresi, telefon numarası vb. talep edilir. Bu bilgileri vermeden yazılım kurulamaz. E-posta adresine ya da telefona gönderilen “onay kodunun” kabul edilmesi talep edilir...
Dünyada kullanılan binlerce yazılımın yüzde 90 civarı ücretlidir. "Parasız" dağıtılan yüzde 10’luk yazılım ise sizin e-posta adresinizi vb. ister. Çeşitli adlarla gizlenen "dijital kodlarla" yazılımı kullanma sıklığınız, hangi sitelere girdiğiniz, ne kadar para harcadığınız tespit edilir.
Eğer çok kazanan, çok gezen, çok yiyen, lüks ürünleri tercih eden bir kişiyseniz büyük tröstlerin, şebekelerin, küresel hırsız örgütlerin dikkatini çekersiniz.
Google, Yahoo, Yandex, Bing, Facebook, Instagram, Twitter, Whatsapp, Telegram, BİP, Viber, Signal, Line, Messenger, Tik Tok, Swarm, Snap Chat, Chrome, Firefox, Gmail, Hotmail vb. gibi her türlü dijital ürün sizin verilerinizi toplar. Eğer kredi kartınızdaki harcama çoksa, günlük yaşantınız hedonizm içeriyorsa siz ava dönüşürsünüz.
2021 yılı itibariyle Facebook (F), Twitter (T), Instagram (I) gibi dijital şebekeler küresel dünya devletinin oluşması için çalışma yapan ahtapotun kolları olarak görev yapmaktadır.
83 milyonluk Türkiye’nin 70 milyonu bu üçlü çetenin yönlendirmesi, manipülasyonları altındadır.
Çok nitelikli bir eğitimden geçmemiş, manevi değerlerden habersiz, inandığı dini zerre kadar bilmeyen, hazzın (hedonizm) esiri olmuş, lüks mal tüketmeyi bir halt sanan bireyler F, T ve I’nın emir kuludur.
Egemen, ana akım medya bu konularda halkı aydınlatmaz. Bununla ilgili makaleler yazanların yüzde 99’unun dijital çetelerden haberi bile yoktur. Haberdar olanlar da çıkarlarıyla ters düştüğü için ses çıkarmazlar.
Devletin TRT’sinin düşüncesiz sunucuları radyo ve TV kanallarında her gün yüzlerce kez “Sosyal medya hesaplarımızı takip edin” diyerek F, T, I çetesine hizmet etmektedirler.
Kendi yerli yazılımımızı üretsek bile internet ağları, uydular büyük oranda küresel çete ABD’nin elinde olduğundan gereksiz tüketimi özendiren reklamlardan kaçamayız. Onlar artık bizim hangi reklamlarla, haberlerle, hurafelerle aldatılabileceğimizi biliyorlar.
Yazılım silerek, A programından B programına geçerek sorunu ortadan kaldıramayız. İnsanımıza doğru dürüst, üretici, projeci eğitim veremedikçe boşa kürek çekeriz.
83 milyonluk ülkenin neredeyse 80 milyonu tıpkı hedonist ABD’li toramanlar gibi yaşıyor. Bunu düzeltecek tedbirlere ihtiyacımız var.
http://devrekmetal.meb.k12.tr/icerikler/dijital-izlenme-nedir_10684040.html
www.aliozdemir.net