Günümüz dünya sorunları başlığı adı altında niceliksel manada geçen haftanın yazısı dâhilinde başlığı sayısal anlamda yukarıya taşıma gayretinde değilim fakat başlığın içeriğinden yola çıkarak madencilik sektörünün, günümüzde geleceğin madenciliğinde taşın da falına bakılıp, bir elemeye tabi olması ve bu sektöre dair israfın önlenmesine dair deneme şeklinde konuyu irdelemekte faydalı olacaktır.
Ülkemiz yeraltı kaynakları bakımından zengin denilebilecek bir yapıya sahiptir. Üçüncü zamanın sonları dördüncü zamanın başlarında oluşması dolayısıyla, fosilleşmenin ve metamorfizmanın fazlasıyla görüldüğü jeolojik şartlara sahip olması madenciliğin geleceği adına elbette önemlidir.
Geçelim konuya;
Jeolojik zamanlar tablosunda yeraltı kaynaklarının oluşumu ve bu kaynakların kullanımı ülkelerin kalkınmasında çok büyük etkiye sahiptir.
Yeraltı kaynaklarının kullanımı, ülkelerin geleceğindeki yerinin kalkınma da önemli olduğunu ve ekonomiden, teknolojiye ve bu iki kavramın beslediği bütün kavramlar dâhilinde bir ülke için petrolünden, linyitine ve bor madeninin varlığına kadar ülkelerin geleceğinde önemli ve aynı zaman da ithal ve ihraç ürünleri niteliğinde dünya da söz sahibi olan yeraltı kaynaklarının ülkelerin tüketimine bağlı olarak azalması da alternatif enerji kaynaklarına olan yönelimi artırmıştır.
Tabi burada sanayileşmenin etkisi özellikle 19. Yüzyılda gerçekleşen sanayi devriminin sanayileşmenin artması talebi karşısında; bilinçsiz bir şekilde tüketilmesi yeraltı kaynaklarına olan talebi de artırmıştır. Alternatif enerji kaynaklarına olan yönelim, gelecek elli yıl içinde kendisini fazlasıyla hissettirecek olması yatırımsal faaliyetlerin hızını da bu yöne çekmiş ve daha ötesinde uzay madenciliği denilen yeni bir platformun detayları konuşulmaya başlanmıştır.
İsraf kısmı ise; konunun önemi ve bir sorunsala dair bir kavram olması dolayısıyla cümlenin sonunda gündeme dair ana temayı oluşturduğu gerçeği günümüz dünyasının problemlerinden biri olma özelliğini taşımaya devam etmektedir. Alternatif enerji kaynaklarına dünya şahitlik ederken, dünya yeraltı kaynaklarının tüketimi ve çıkarımı esnasında yapılan israfları kendi içerisinde kategorize edebiliriz.
Maddi israflar özellikle tecrübe kadro ve bilginin olmadığı bir alanda; ekip çalışmasının yetersizliği ve yetersizliğin getirdiği birtakım problemler başlı başına maddi anlamda yatırımcıya külfet oluşturabilmektedir. Krom madenciliği adına rezerv alanlarının birçoğunun işletilmemesi de ülke ekonomisine olan katkısının yetersizliğine yol açabilmesi de ekonomi adına elbette bir israftır.
Yeraltı kaynaklarının diğer jeolojik unsurlardan arındırılması da mühendislik isteyen, birikim ve tecrübenin birlikte kol kola gezdiği ayrı bir branşlaşma durumu olması dolayısıyla, konunun terminoloji kısmının anlaşılması ve ekonomiye yönelik değeri; üretim faaliyetlerinin teknik anlamda, yeraltında yapılan faaliyetler esnasında madenlerin diğer kayaçlardan arındırılıp, temizlenmesi ve bırakılmayacak şekilde üretilmesi madenciliğin geleceği ve ülke ekonomisine katkısı yönünden israfın önüne geçecektir. Geri dönüşüm tesislerinin kurulması ve işletilmesi, yeraltı kaynaklarının sınıflandırılmasında ve işlevselliğinin artırılması da çevresel anlamda da önem arzetmektedir. Çünkü bir ülkenin yeraltı kaynakları, o ülkenin sermayesidir.
Kalın sağlıcakla