MAHMUT ALİ CENGİZ KÖROSMANOĞLU konyaalemdar@gmail.com

TARIMDA PARADİGMA DEĞİŞİKLİĞİ

01 Haziran 2022 Çarşamba 20:28

TARIMSAL FAALİYET KAVRAMINDAN, GIDA VATANI KAVRAMINA GEÇİŞ

Türkiye, mümbit, verimli, bereketli toprakların ülkesidir. İbni Haldun; “coğrafya kaderdir” der. Bu topraklar tarihsel süreç içinde birçok kültür ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. İnsanlığın ilk yerleşim yeri Göbeklitepe ve tarım faaliyetlerinin ilk yapıldığı Çatalhöyük bu toraklardadır.

Hazreti Nuh gemisini bu topraklardaki Cudi dağına indirdi ve hayat yeniden bu topraklarda başladı. Hazreti İbrahim Mücadelesini bu topraklarda Harran’da verdi. Kur’an da Yasin suresinde anlatılan Habibi Neccar kıssası Hatay’da bu topraklarda cereyan etti. Kehf suresinde anlatılan Ashabı Kehf bu topraklardadır.

Hazreti Muhammed (sav)’e alternatif hicret yurdu olarak bu topraklar da sunuldu. Yine hazreti peygamber bu toprakların fethi (İstanbul’un fethi) için övgüler, müjdeler verdi. Tarihi süreç içinde insanların geçim kaynağı tarım olduğunu düşünürsek, tarihi olayların bu denli bu topraklarda yoğunlaşması tarıma dikkatimizi çekmemizi gerekli kılıyor. Hiç şüphesiz bu toprakların önemi, tarımsal anlamdaki veriminden de kaynaklanıyordu.

Dünya tarihine baktığımızda tarım insanlık tarihi ile özdeştir. 18. yüzyıldan itibaren sanayileşme ile tarım ikincil bir konuma düşmüştür. Lakin son dönemlerde dünyada gelişen olaylar  tarımı yeniden önemli hale getirmiştir.

Her sektörde olduğu gibi tarım sektöründe de sorunlarımız var. Çünkü ülke gelişiyor, nüfus artıyor, ihtiyaçlar artıyor, beklentiler yükseliyor. Bu sorunların hepsi de çözülebilir sorunlardır. Cenabı Hakkın lütfettiği, dünyanın gözbebeği konumunda olan çok güzel bir coğrafyaya ve iklime sahibiz. Bilimsel anlamda yetişmiş donanımlı teknik kadrolarımızda var. Bu sorunları bilip, çözme irademizde mevcut hamdolsun…

Tarımsal üretimde yeni paradigma geliştirmeliyiz.

Tarımsal üretim artık sıradan bir ticari faaliyet olmaktan çıkmıştır. Ticari faaliyette aslolan kar-zarar ilişkisi söz konusudur. Karlı ise yapar, karlı değilse ya da dışarıdan daha ucuza mal ederseniz yapmayabilirsiniz. Şu ana kadar bu mantığın izah edilebilir bir yanı vardı. Dünyanı gidişatı tarıma artık bu perspektiften bakılmayacağını bize gösteriyor.

Tarımsal üretim karlılıktan dolayı tercih edilecek bir alan değildir artık. Önceden tarımsal ürünlerde eğer muadili dünya piyasasında uygunsa, oradan temin edilebilirdi, kendi çiftçisini de çok mağdur etmeden.

Dünyada tarımın ekonomik bir faaliyet olmaktan, hatta stratejik bir faaliyet alanı olmaktan çıkıp bir silah olarak kullanıldığı zamanları yaşıyoruz. Pandemi ve güncel olarak yaşadığımız Rusya-Ukrayna savaşı, tarımı bir silah haline getirmiştir.

Artık ülkeler birbirlerini konvansiyonel silah tehdidinin yanı sıra tarım ürünleri satışlarını kesmekle tehdit eder hale gelmiştir. Bu anlamda düşünüldüğünde tarım ulusal güvenlik sorunu halini almıştır.

Dijital ortamda internet üzerinden ülkelerin veri tabanlarına, kozmik odalarına saldırılar karşısında ülkeler, mühendisleri ve bilgisayar uzmanlarıyla bir savunma hattı oluşturup buna Dijital Vatan diyorlarsa, denizlerdeki saldırılara ve deniz altındaki enerji ve maden yataklarını korumak için Mavi Vatandan söz ediliyorsa, hava savunma sistemleri, İHA’lar SİHA’lar ile Gök Vatandan söz ediyor ise, bugün de gıdamızı korumak ve daha çok üretim yapma adına “GIDA VATANI”ndan söz edebiliriz.

Bu anlamda tarımsal faaliyetlerin yapıldığı, bitkisel üretim ve hayvansal üretimin yapıldığı tüm tarımsal alanlarımızı gıda vatanı olarak tanımlayabiliriz.

Dijital vatanı savunma adına nasıl, elektronik ortamda mücadele ediyorsak, mavi vatanı savunmak için denizlerde güç kuvvet topluyorsak, fiziki olarak coğrafi vatanımızı korumak için sınır boylarında nöbet tutuyorsak gıda vatanımızı korumak içinde mücadele etmeliyiz.

Tarımsal üretimi desteklemek, korumak bu anlamda bir vatan borcudur.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #