Fuarda gerçekleştirilen Uluslararası Tarım Diplomasisi Paneli’nin ilk oturumu, sektörün önde gelen temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti.
Düzenlenen Panele
•    İhracatçılar Meclisi Tarım Kurulu Başkanı ve Türk Tarımsal Diplomasisi Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu,
•    Uluslararası Tarım Gazetecileri Federasyonu Genel Sekreteri Adrian Bell,
•    Dünya Çiftçiler Birliği Başkanı Arnold Puech D’alissac,
•    Dünya Tohumculuk Federasyonu Başkanı Arthur Santosh Attavar,
•    Türk Tarımsal Diplomasisi Grubu Genel Sekreteri İsmail Uğural,
•    TSÜAB Genel Sekreteri Doç. Dr. Hamit Ayanoğlu ve 
•    Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği (AgriCities) Ziraat Mühendisi ve aynı zamanda internet sitemizin yazarı Mahmut Ali Cengiz Körosmanoğlu katıldı.

“Gıdayı bir silah değil, barışın aracı olarak görüyoruz”

Panelde konuşan Mahmut Ali Cengiz Körosmanoğlu, tarım diplomasisinin yalnızca ekonomik değil, insani ve kültürel bir misyon taşıdığını vurguladı.

Körosmanoğlu, tarımın bugün küresel krizler, savaşlar ve iklim değişikliği nedeniyle stratejik bir alan hâline geldiğini belirterek şu ifadeleri aktardı:
“Tarım diplomasisinin ruhunu, gıdayı bir silah değil barışın aracı hâline getirme hedefi olarak görüyoruz. Gıdanın adil paylaşımı, su ve toprak yönetimi artık küresel diplomasinin en kritik başlıkları”

AgriCities’in diplomatik rolü anlatıldı

Konuşmasında Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği – (AgriCities)’in kuruluşundan vizyonuna kadar pek çok noktaya değinen Körosmanoğlu, birliğin 2017’de Konya’da kurulduğunu ve bugün farklı coğrafyalardan şehirleri tarım ekseninde buluşturduğunu anlattı.
AgriCities’in, şehirlerin tarımsal bilgi, teknoloji ve deneyimlerini paylaşarak “yerel diplomasi”yi güçlendiren uluslararası bir platform olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Modern diplomasinin aktörleri artık sadece devletler değil; şehirler de küresel ilişkilerin önemli bir parçası. AgriCities, şehirleri tarımsal iş birliği, bilgi transferi ve insani diplomasi alanlarında bir araya getiren bir model sunuyor.”

“Gıda jeopolitiği yükseliyor”

Dünyanın hızla “gıda üzerinden şekillenen yeni bir jeopolitiğe” evrildiğini söyleyen Körosmanoğlu, su kıtlığı, kuraklık, iklim krizi ve nüfus artışı gibi faktörlerin ülkeleri yeni tarım stratejileri geliştirmeye zorladığını belirtti.
“Geleceğin savaşlarının petrol değil, su ve gıda üzerinden olacağı sıkça ifade ediliyor. Bu nedenle tarım diplomasisi, aslında geleceğin barış diplomasisidir.”

“Türkiye değer temelli tarım diplomasisi geliştirebilir”

Türkiye'nin tarihsel ve kültürel birikimine de değinen Körosmanoğlu, gıdayı bir güç unsuru değil, bir adalet ve dayanışma aracı olarak gören bir geleneğe sahip olunduğunu söyledi.
“Bizim medeniyetimizde ‘kazan–kazan’ anlayışı esastır. Komşusu açken tok yatmayan bir kültürden geliyoruz. Tarım diplomasisinin ahlaki yönü bizim için çok önemli.”
GrowTech Antalya Fuarı’nda düzenlenen panel, hem sektör temsilcilerinden hem de uluslararası konuklardan yoğun ilgi gördü. Tarım diplomasisinin geleceğine dair paylaşılan görüşler, yerel yönetimlerden akademiye, çiftçilerden politika yapıcılarına kadar geniş bir yelpazede yankı buldu.