Türkiye, birçok farklı yönüne şahit olduğumuz bir Cumhurbaşkanı tarafından yönetiliyor. Belki önümüzdeki aylarda millet olarak farklı bir ilke daha tanıklık edecek başımızda bir devlet başkanı göreceğiz. Bu yazımda Erdoğan’ı diğer ülke yöneticilerinden bariz bir şekilde ayıran önemli bir hususiyetine işaret edeceğim. Malumunuz Erdoğan, çok güzel Kur’an okuyor. Güzel Kur’an-ı Kerim okuyabilmek için rahmetli İsmail Biçer üstadımızdan ders aldığını duydum. Aslında sadece ders almak yetmez. Nice kari var ki aldıkları onca derse rağmen okudukları gırtlaklarından aşağı inmiyor. İlahiyatta öğrenci olduğumuz yıllarda İsmail Karaçam Hocamız şöyle derdi: “ Evladım bu iş aşk meselesidir. Yüce Kur’anı aşk ile okumanız lazım. İşte o zaman sizi dinleyenler kıraatinizi dinlemekten zevk alırlar.” Erdoğan aşk ile okuyor ve beğenilerek dinleniyor. Onu dinleyip te hayran kalmayanı görmedim. Özellikle sosyal medya âleminde onun videoları en çok tıklanan paylaşımlar arasında. İnsanlar paylaşımlarına takdirlerini de eklemeyi unutmuyorlar. Arayan sayısız örnek bulabilir. Peki, Tayyip Erdoğan’ın Kur’an okuması neden bu kadar seviliyor ve takdir ediliyor? Bu sorunun cevabını birkaç izahatla verebiliriz. Erdoğan, diz çöküp Kur’an tilavet ederken bizden biri olarak görünüyor bizlere. Sıradan bir vatandaş duruşu sergilemesi sıcak mesajlar veriyor vatandaşa. Bu duruşu seviyoruz. Protokol kalabalığından sıyrılmış bir devlet adamı ile doğal bir iletişim oluşuyor tebaa arasında. Halk diz çökmüş bir devlet adamında tevazuunun zarafetine şahit oluyor. Dün padişahına gururlanma Padişahım, senden büyük Allah var, diyen halk bu gün Tayyip Beye bunu deme ihtiyacını hissetmiyor, aksine dik dur, eğilme, bu millet seninle, diyor. Erdoğan sıradışı duruşunu şehit savcı Mehmet Selim Kiraz için evine taziye ziyaretinde de gösterdi. İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şehit evinde tilavet ettiği İnfitar Suresi'nin meali şöyle: 1 - Gök çatladığı vakit, 2 - Yıldızlar döküldüğü vakit, 3 - Denizler yarılıp akıtıldığı vakit, 4 - Kabirlerin içi dışına getirildiği vakit, 5 - Herkes neyi önünden gönderdiğini ve neyi geri bıraktığını bilir. 6 - Ey insan! İhsanı bol Rabb'ine karşı seni aldatan nedir? 7 - O Allah ki seni yarattı, seni düzgün yapılı kılıp ölçülü bir biçim verdi. 8 - Seni dilediği her hangi bir şekilde parçalardan oluşturdu. 9 - Hayır hayır, siz cezayı yalanlıyorsunuz. 10 - Oysa üzerinizde koruyucular var. 11 - Değerli yazıcılar 12 - Onlar, siz her ne yaparsanız bilirler 13 - Kuşkusuz iyiler nimet içindedirler. 14 - Kötüler de cehennemdedirler. 15 - Ceza günü ona girecekler. 16 - Onlar o cehennemin gözünden kaçamazlar. 17 - Ceza gününün ne olduğunu sen bilir misin? 18 - Evet, bilir misin nedir acaba o ceza günü? 19 - O gün, hiç kimsenin başkası için hiçbir şeye sahip olamadığı gündür. O gün buyruk yalnız Allah'ındır.