Bu sene kış hiç gelmeyecek mi diye serzenişlerinken havalar yeniden soğudu ve kış kendini hissettirmeye başladı. Soğuklar günlük hayatı zorlaştırıyor. Birçok yerde ulaşım imkânı ortadan kalktı. Van- Bahçesaray’da yaşanan çığ felaketinde ise onlarca vatandaşımızı kaybettik. Üzüntümüzü içimize gömerek hayat devam ediyor, diyoruz. Bazı yörelerde kar yolları tıkadığından gidip gelmeler zorlaştı. Öğretime ara verilen il ve ilçelere önümüzdeki günlerde yeni il ve ilçelere eklenmesi muhtemel. Yılın ilk kar yağışının hafta sonuna denk geldiği İstanbul’da kar tatili söz konusu değil. Pazartesi kar yağışı ile ilgili bir gelişme olursa durum değişebilir. Kar yağışı ile kendini belli eden ulaşım sorunları eğitimi doğrudan etkiliyor. Eğitimin başka problemleri de var. Ancak sorunların arkasını getiremeyiz. Önemli olan kriz durumlarını yeni fırsatlara imkân verecek ortamlara dönüştürebilmek. Aslında her kriz, yeni imkânlara kapı aralar. İnsanlık tarihi krizlerden sonra ortaya çıkan muhteşem oluşumların misalleriyle doludur. Eğitim camiası, kar yağışını dört gözle bekler. Öğretmenler ve öğrenciler, kış şartlarının ağırlaşmasıyla ilan edilecek bir iki günlük tatilde dinlenebileceklerini düşünürler. Bu yüzden lapa lapa kar yağışı özellikle okullarımızı neşeyle doldurur. Oysa şiddetli kar yağışı nedeniyle eğitim ve öğretime ara vermek bir anlamda iklim şartlarına teslim olmak demektir. İklim şartlarına teslim olmayı istesek de diğer taraftan hayat devam etmektedir. Akıp giden zaman vetiresini durdurmak veya geri döndürmek mümkün değildir. Asıl olan her türlü ahvalde işimize devam etmektir. Demek istediğim şu ki; Ağır kış şartlarına teslim olmayalım. Eğitim ve öğretim en zorlu kış günlerinde dahi devam etsin. Okullar tatil edilmesin. Eğitime ara verme kolaycılığına kapılmayalım. Ama okula gelme güçlüğü çeken öğrencilerin kendi beyanlarına göre onları yoklamadan muaf tutalım. Yani tatil yerine yoklamayı gevşetelim. Diğer taraftan okula gelen öğrencilere her zamanki müfredat uygulamasını yapmayarak farklı şeylerle kışın okulu güzelleştirelim. Bu meyanda eğitim yöneticileri ve okul idarecileri ders ve teneffüs saatlerinde bahçede öğretmen ve öğrencilerin “kar etkinlikleri”nde bulunmalarına fırsat vermeli. Mesela öğretmenler, öğrencileriyle birlikte “en büyük kardan adam yapma” yarışmasına girebilirler. Günün neticesinde en büyük, en güzel ve en komik kardan adam seçilerek diğerleri yıkılır, okulun bahçesinde sadece üç kardan adam kalır. Ve seçilen kardan adamın boynuna en büyük, en güzel ve en komik yaftaları takılır. Ertesi gün bu yarışma yeniden yapılabileceği gibi başka bir yarışma da yapılabilir. Mesela “sınıflar arası kartopu yarışması” Bir gün önce dikilen üç kardan adam bir sınıfın öğrencileri tarafından kartopuna tutulur. Hangi sınıf kardan adamı yıkabilirse o sınıf kartopu şampiyonu olur. Kar odaklı başka kar etkinlikleri de düzenlenebilir. Değerli meslektaşlarım; sizlerin bu konuda farklı yeteneklerinizin olduğunu: burada verilen örneklerden daha güzel kar etkinlikleri düzenleyebileceğinizi umuyorum. Unutmayalım; kar güzeldir ve bereketlidir.