ŞENOL METİN senolmetin42@gmail.com

KIZILDENİZ KASIMDA KAPANDI

17 Ağustos 2016 Çarşamba 01:46

Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak, "FETÖ örgütüne, geçmişte iyi niyet ve sadece vatanseverlik duygusuyla yaptığımız yardımları düşününce bugün kahroluyoruz" açıklaması derin bir pişmanlık olarak mı değerlendirilmeli? Ya da bizim kadim merhamet damarımıza yönelik bir operasyon olarak mı değerlendirilmeli?
Tabi Hacı Boydak gibiler yalnız değil. Bugünlerde eminim çokça karşılaşmaktasınız. Hangi düzeyin derin bir pişmanlık olarak değerlendirileceği, hangi düzeyin ise merhamet damarımıza yönelik bir operasyon olarak değerlendirileceğine dair bir kriter geliştirme zorunluluğu ortada.
Bu kriteri yaklaşık 3-4 ay öncesinde oluşturmuştuk. Sendika çevremizdeki arkadaşlarımızın bildiği bir anekdotu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kasım 2015’te yaptığımız Genel Kurul’un ardından alan taramaları, salon programları,  özel toplantılar ile Kurucu Genel Başkanımızın mesajını tüm eğitim çalışanlarına iletmek için yoğun bir çalışma dönemine girdik. Eğitim çalışanlarının yoğun bir teveccühüne mazhar olduk. Yine böyle bir programda bir soru geldi:
Kasım seçimlerinden sonra siyasal duruşunu yeniden konumlandıran bazı arkadaşlarımız var ve bu arkadaşlar, Eğitim-Bir-Sen'e katılmak istiyor. Bu arkadaşlarla ilgili ne düşünüyorsunuz? Çok zekice kurgulanmış bu soruya verdiğimiz cevap aşağıdaki mihvalde idi:
Özeleştiri yapmak güzel bir şey.  Bu arkadaşlar için önemli bir gelişme ancak özel bir durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Son zamanlarda özelikle Paralel Kodlu Yapıya (o gün için FETO teror örgütü tanımlaması yapmamıştık) mensup kişiler açısından bizim değerlendirmemizde üç  kontrol noktamız var.  ilk Kontrol noktamız Mavi Marmara sonrası 'otoriteden izin alınmalı' açıklaması ile başlayan süreçtir.   Bu açıklama PDY'nin Küresel aklın ve  Siyonizmin kontrolünde olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Müslüman basiret sahibidir ve bu açıklamanın ardından ilerde FETO Terör Örgütü olarak anılacak bu yapı ile ilişkisini koparması gerekir. ikinci Kontrol noktamız 18-25 Aralık HalkBank  ve Mit Tırları operasyonu ile başlayan süreçtir. Bu süreç  ülkemizi küresel emperyalizmin operasyonel çatışma alanına dönüştüren bir süreçtir.  Ve her vatanseverin bunu  görüp, vatanseverliğinin gereği olarak bu  yapı ile bağlarını koparması gerekir.  Son kontrol noktası ise, Kasım seçimleri sonrası başlayan süreçtir.  Ancak Biz Kasım seçimlerini Kızıldeniz’in kapandığı an olarak değerlendirmekteyiz. Bizim inancımızda Kızıldeniz kapandıktan sonra tevbenin kabulü ve imanın sıhhati  ile ilgili hususlar biz kulların bilgisi dışındadır. Kul ile Rabbi arasındaki hukuktur.   Biz Kızıldeniz kapanmadan önceki hal ile muamele ederiz, değerlendiririz.
Bu açıklamadan sonra ne mi oldu? Arka tarafta oturan malum yapıya mensup iki kişi sessizce salondan ayrıldı.
Sahi,  15Temmuzdan sonra tevbe edenler için Kızıldeniz kapandı mı?
Hakkın ikamesi, batılın izalesi için milletin tüm fertleri meydanlarda… 
Görev sırası kamu erkini kullanan yöneticilerde…


 

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #