ŞENOL METİN senolmetin42@gmail.com

SENDİKAL GÜNDEME DAİR

26 Nisan 2017 Çarşamba 04:40

YÖK-DİL Ardından Doçentlik Sözlü Sınavı, YÖK güzel işler yapmaya başladı…

YÖK, Eğitim-Bir-Sen gibi kurumsal yapılar ile birlikte hareket yeteneğini geliştirdikçe daha güzel işler yapacaktır. YÖK-DİL ardından Doçentlik Sınav Yönetmeliğindeki değişim buna güzel bir örnektir. Tebrikler, istişare de hayır vardır, bereket vardır.

Cem Küçük;Mavi Marmara mücahitlerine söz söylemek senin haddin değil, bu vesile ile bir kifayetsiz muhterise daha had bildirildi. Ancak, Müslümanlar kendi evlatları ile yol yürümeyi öğrenemezse böyle travmaları daha çok yaşar. 

Referandumdan Geriye…

CHP’nin referandum sonuçları üzerinden halkı sokağa çağırıp hemen ardından mecliste etkili muhalefet yapacağını açıklaması önce korkutmuş olsa da sevindirici bir gelişmedir.  Kasabadaki tek oyun, demokrasinin altın kuralı 'seçim sonuçlarını koşulsuz kabul' dur. Demokrasi havarisi Beyaz Türkler, ellerindeki son kutsalı helvalarını yemek istedi ama son anda CHP’de aklı selim galip geldi. Tebrikler…

Eski Türkiye'de seçme hakkımızı zalim ile fasık arasında kullanmak zorundaydık. CHP zulüm idaresine karşı Demirel'in fasık idaresini tercih durumunda idik. CHP'ye kızar, Demirel'i iktidar yapardık.  Yeni Türkiye'de ise seçimler islami perspektife sahip adaylar ile islami formasyondan uzak olmayan adaylar arasında olacak. Önümüzdeki Başkanlık seçimi, Reis ile Reis’imsi bir aktör arasında olacaktır ve muhtemeldir ki bu aktör Reisin eski yol arkadaşlarından birisi olacaktır. Bu bile Yeni Türkiye için büyük bir kazanımdır.

Referanduma dair son söz; Kurumsal vesayeti referandumda sandığa gömen bu millet, kurgusal vesayetin taşeronu modifiye gezicileri de itlaf edecek basirete sahiptir. Millete güvenmeye devam… 

Birazda Sendikal Gündeme Dair;

Ak Partinin Kasım 2002’de iktidara gelmesi ile başlayan 15 yıllık sürecin en önemli boyutlarından birisi de Sosyal Devlet uygulamalarıdır. Bu uygulamalar düşük gelirli dezavantajlı toplum kesimlerine yönelik gelir transferi olarak tezahür etmiştir.  Yaşlı, engelli, korunmaya muhtaç çocuklar ile kadına yönelik pozitif ayrımcılık ve özel destekler bu sosyal devlet uygulamalarının alt başlıklarıdır.  Aile Bakanlığı bütçesinin 6. Büyük bütçe haline gelmesi, 2002’de Sosyal yardımların milli gelir içindeki payının % 0,5(yüzde yarım)’ten oransal olarak tam 3 kat artarak % 1,5’a çıkması rakamsal olarak da 1,3 milyar TL’den 30 milyar TL’yi aşarak, 23 katın üzerinde bir artış sergilemesi, tespitlerimizin rakamsal ifadesidir. Sosyal Devlet uygulamalarının gelir dağılımı adaletsizliğini gideren bir etkisinin olduğu, Milli Gelir pastasının daha adil paylaşımını sağladığı bir gerçektir. Devletin üretemeyen toplum kesimlerine sırf insan olması nedeni ile onun yaşamını sürdürmesini sağlayacak bir gelir transferinde bulunması Sosyal Devlet olmasının,  Devlet olmasının gereğidir. Bu gereklilik;  iktisadidir,  ahlakidir, İslamidir, insanidir.  Devletin bütün yurttaşlarına şamil ‘yurttaşlık ödentisini’ düşünmesinin zamanı gelmiştir.

Bu hafta asıl üzerinde durmak istediğim; Kamuda ve az sayıda Kurumsal Büyük Firmalarda  çalışan kadınlarımıza sağlanan hakların, KOBİ’lerde çalışan kadınlarımız ile bir ücret karşılığı çalışmayan kadınlarımıza nasıl transfer edilip, yaygınlaştırılabileceği hususudur.

Örneklendirmek için; Devlet Memuru ve Kurumsal Büyük Firmalarda çalışan kadınlarımız 8+8; 16 hafta doğum öncesi ve sonrası ücretli izin ve 1 yıl süreyle günlük 1,5 saatlik ücretli süt izni (Memurlar için ilk  6 ay 3 saat) kullanabilmekte iken, KOBİ’lerde çalışanlar ile herhangi bir işte ücretli olarak çalışmayan kadınlarımızın, buna benzer izin haklarının ücretlendirilmesinde ve izin haklarının kullanımında ciddi sıkıntıları vardır.  Kamuda çalışan kadınlarımız ile Kurumsal Büyük firmalarda çalışan kadınlarımızın bu izin hakkına ait ücret ödemelerini devletimiz sosyal devlet ilkesi gereği üstlenmiştir. Ayrıca buna ek olarak KOBİ’lerde çalışan kadınlarımız ile herhangi bir ücret karşılığı çalışmayan kadınlarımıza yönelik izin hakkının kullanımı ve bu hakka ait ödemeleri, devletimiz hem sosyal devlet ilkesi gereği hem de eşitlik ilkesi gereği üstlenmelidir. 

Sözün özü, demek istiyorum ki; çalışan kadınlarımız için ödenen ve ödenmesi gereken 16 haftalık doğum izinleri ile çocuğun 1 yaşına gelinceye kadarki 1,5 saatlik süt izinlerinin karşılığı ücretler, bir ücret karşılığı çalışmayan kadınlarımıza Sosyal Devlet ve Eşitlik ilkesi gereği ödenmelidir.

Başlangıçta bu husus memur ve işçi sendikaları tarafından Toplu Sözleşmelerle gündeme taşınmalı, ardından Devlet, Sosyal Devlet ilkesi gereği tüm yurttaşlarını kapsamalıdır. Böylece sendikaların yalnızca üyeleri için değil tüm toplum için gayret içinde olduğu, tüm topluma dair sorumluluklarının farkında olduğu kamuoyuna ifade edilmiş olacaktır. 

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #