Mikro düzeyde insanı, makro düzeyde devletleri büyük yapan stratejik doğru karar alma yetenekleridir. Bu nedenle devletlerin stratejik doğru karar alma yeteneklerini dumura uğratacak operasyonlar güçler arası mücadelede kritik role sahiptir. Bu operasyonlar uluslararası olabileceği gibi ulusal düzeyde de planlanabilir. Hangi düzeyde olursa olsun operasyonlar, manüplatif olaylar ile başlatılır, bu olaylar medya desteği ile dezenforme edilir ve dezenforme bilgi ile üretilen algı yine medya desteği ile yaygınlaştırılır. Nihayetinde stratejik karar alma merkezleri paralize edilerek operasyon başarıya ulaşır ve hedef ülke teslim alınır.
Mit Müsteşarı Hakan FİDAN’a yönelik operasyonları, Gezi olayları ile zirveye ulaşan süreci, 17-25 Aralık Paralel Yapı olarak kodlanmış unsurların darbe girişimini, son olarak ta Suruç Provakasyonu ile devam eden süreci devletin stratejik karar alma yeteneğini yok etmeye yönelik hamleler olarak değerlendirmek gerekir.
Hatırlayalım, Mit Müsteşarına yönelik operasyonu devletin zirvesi Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL, ‘Bence ifadenizi verin, bir problem çıkacağını sanmıyorum, rutin bir işlem!’ derken Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, planlanmış hayati bir ameliyatını erteletecek kadar önemsemişti. Mit Müsteşarına özel koruma timini tahsis ederek ifade vermesini engellemişti.
Gezi Kalkışması sırasında da Başbakan Yardımcısı Bülent ARINÇ ve pek çok devlet yetkilisi ‘mesaj alınmıştır.’ Derken, basit çevreci bir eylem olarak değerlendirmişti. Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ise, Gezi Parkında yaşananları rezalet olarak tanımlamış, bir kalkışma provası olarak gördüğünü ifade etmiştir. Aynı durum 17-25 Aralık Darbe Girişimi sonrasında bir kısım bürokrat ve bakanların yargılanması ile ilgili Ak Partide yaşanan kafa karışıklığı ve tartışmalarda da geçerlidir.
Doğal yaşamda av ile avcı arasındaki mücadelenin özünü, avın doğru mücadele stratejisini ifsat etmeye yönelik avcının saldırıları oluşturur. Av ve avcının başarısı yaşam boyu edindiği tecrübede saklıdır. Bu tecrübe yaşam boyu anbean kendini test eder. Başarının sonucu edinilmiş yeni tecrübeler iken, başarısızlığın sonucu ölümdür, yokluktur.
Stratejik karar alma yeteneği devletlerde kolay oluşmamaktadır. Bu yetenek asırlara dayanan devlet tecrübesinin anlık olaylarda devlet refleksine transferi ile tezahür etmektedir. Türkiye sahip olduğu medeniyet değerleri ve imparatorluk geçmişi ile bu formasyona sahiptir.
Stratejik kararlarda doğruluk oranını artırmanın önemini bilen nevzuhur devletler bir yandan özel çalışma grubları, think-tank enstitüler ile asırlar boyunca geçmişin acı hatıralarında oluşan devlet tecrübesi olarak tanımladığımız yeteneği kazanmaya çalışırken, bir yandan da emperyal emelleri için engel olarak gördükleri devletlerin stratejik karar alma merkezlerine yönelik operasyonlar yapmaktadır.
Pazarlamasını ve taşeronluğunu merkez medyanın yaptığı Ak Parti – CHP koalisyonu, süreç içinde stratejik karar alma yeteneği iğdiş edilmiş Bir Türkiye tasavvuruna yönelik öldürücü bir hamledir. Ve bu hamlenin sahibi nevzuhur devletler ile kadim düşmanlarımızın başkentlerini işgal etmiş Neo-Con iradedir.
Aman dikkat!