MAHMUT ALİ CENGİZ KÖROSMANOĞLU konyaalemdar@gmail.com

EKMEK DAVASI

02 Ocak 2023 Pazartesi 06:00

Yahya Kemal'e sormuşlar; "Üstad" demişler; "Bu millet Viyana'ya kadar nasıl oldu da gidebildi?",

"Cevabı gayet basit" diyor.

"Nasıl gitti? Pilav (Bulgur Pilavı) yiyerek ve Mesnevi okuyarak gittiler."

Şimdi bu sözün üzerinde dikkatli durmamız gerekir. Ben geçmiş yıllarda bir münasebetle eski Osmanlı Paşalarının terekelerinde yani öldükten sonra bıraktıkları mallar içerisinde kitapların neler olduğunu araştırdım. O zaman bir devlet adamı ölünce işte şu kadar altını, şu kadar hanımı, cariyesi, evi, dükkânı, bağı ve bu arada da kitapları ortaya çıkıyor ve bu kitapların da tereke defterlerinde listeleri yapılıyor. Bazısının az bazısının çok kitabı var, fakat dikkatle bakıldığında şöyle bir 15-20 kadar kitabın bütün bu terekelerde ortak eser olduğu görülmektedir. Yâni bazı şeyleri vardır ki tevekkeli o zamanın münevveri mutlaka bunları biliyor, okuyor ve yanında bulunduruyordu. Kütüphanesinde vardı. İşte Yahya Kemal'in Mesnevi okuyarak gittiler dediği budur.

“Bir milletin büyük muvaffakiyetler elde etmesi ancak onun birlik halinde çalışması ile mümkündür. Birlik, temin eden de bunların arasında müşterek kültürü yaratacak kitaplardır.”

(Erol Güngör, Sosyal Meseleler ve Aydınlar)

Savaşa dahi giderken yanından kitabını ayırmayan bir milletmişiz. Tarihi vesikalar bize bunu gösteriyor. Konumuz bu değil bizi ilgilendiren kısım bura bulgur pilavı kısmı. Ama at üzerinde kılıcın yanında kitabı görmek dikkate şayan bir konu...

Burada bizi ilgilendiren kısım buğday özelde de ekmek. Aslında bu cevapta biz şunu fark diyoruz: Allah buğdayı öyle yaratmış ki o küçücük tanenin içinde insanın nerede ise tüm ihtiyaçlarını karşılayacak temel besin maddeleri, mineraller, vitaminler mevcut.

Diğer gıda maddelerine baktığımızda en ucuzu buğdaydır. Diğer besin hammaddeleri muadillerinin fiyatı, buğdayın en az 2-3 katı fiyattadır. Neden? Çünkü buğday hemen her ülkede yetişebilir ve insanları ulaşması kolaydır.

Bu müthiş bir tabiat dengesidir, çünkü en fakir insanın ulaşıp da tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceği yegâne besin maddesidir. Diğer besinler buğdaya göre daha pahalıdır ve erişimi zordur. En yoksul insan bile buğday sayesinde temel besin maddelerini alabilmektedir.

Son yıllarda ekmeğin zararlı bir besin olduğu fikri oluşmaya başladı, bu doğru değildir. Tam tersine! Tam tahıl ekmeği sağlıklı bir besin ögesi ve bunları yoğun olarak tüketmenin sağlığa genel olarak faydası çoktur.

Zararlı olan ekmek içinden kepeği, rüşeymi ayrılmış beyaz un ve ondan yapılan beyaz ekmektir. Bu konuda suçlu maalesef fırınlar ya da un fabrikaları değil bizleriz, yani tüketiciler. Piyasada mal arz ve talep dengesi üzerine kuruludur. Tüketici neyi talep ederse üretici de ona göre mal üretecektir. Bizlerin şöyle bir talebi var ekmekle ilgili; ekmek kabarmış olacak, gösterişli olacak ve beyaz olacak. Hal böyle olunca fırıncı da bu şekilde üretiyor, o da un fabrikasından ona göre un istiyor.

Öncelikle kabarmış ve gösterişli ekmek yapmak için unun içindeki kepeği ve rüşeymi ayırmak zorundasınız. Buğdayı öğütüldüğünde içinden hiçbir şey ayırılmazsa buna tam buğday unu denir. Tam buğday unu dediğimiz undan da yapılan ekmek fazla kabarmaz. Müşteri fazla kabarmış ekmek istediği için de fırıncı un fabrikasında tam buğday unu değil, içinden kepeği ayrışmış beyaz un istemek zorunda kalır.

Bu sistemi değiştirecek olan bizleriz yani ekmeği tüketenler. Eğer tam buğday ekmeği tüketmek istersek sistem ona göre üretim yapılacaktır. Burada sorun ekmekte değil, beyaz ekmektedir ama buğday ekmeği kesinlikle elzem bir gıdadır. Nitekim bu konuda dünyada yapılan bilimsel çalışmalar bizim bu görüşümüzü destekler mahiyettedir.

Minnesota Üniversitesi'nden Gıda Bilimi ve Beslenme profesörü Joanne Slavin ise şöyle diyor: “En az hastalıkla en uzun yaşayan insanların diyetlerini inceleyen büyük araştırmalara bakarsanız, hepsinin diyetlerinde fiber ve tam tahılın yaygın olarak bulunduğunu görürsünüz. Tam tahıl gıdalardaki fiberler, ince bağırsağın yağ ve karbonhidrat emilimini yavaşlatır ve daha uzun doygunluk hissi sağlar. Kan şekerinde şeker tüketimi sonrasında görülen sıçramayı yavaşlatır. Sindirim kanalının daha alt kısımlarında bu tam tahıl fiberler sağlıklı bakterileri besler ve bağırsak sağlığını arttırır.”

Ekmekle ilgili olarak Türkiye uzman olmayan insanlar beyanatta bulundukları için maalesef kötü bir algı oluşmuş durumdadır. Aynı şey ekmek fiyatları içinde söylenebilir. Devlet ekmek fiyatını yükseltmemek için çok ciddi çabalar sarf ediyor ama maalesef bunu anlatmıyor/anlatamıyor.

Devlet çiftçiden kilosunu ortalama 7-8 TL aldığı buğdayı, millet pahalı ekmek yemesin diye un fabrikalarına ortalama 4 TL’den (geçen yıl buğdayın kilosunu 2,5-3 TL den sattı) satıyor 2 yıldır. Hem çiftçiyi destekliyor hem de millete ucuz ekmek yediriyor. Halk bunu biliyor mu? Peki bu bir hizmet değil mi? Devlet piyasaya müdahale etmeseydi, zararına un fabrikalarına buğday vermeseydi bugün ekmek kaç TL olurdu? Un fabrikaları fırınlara unun kilosunu 6.5 tl den satıyor. Yani Çuvalı 325 TL.

Geçen sene 250 TL idi bir çuval un. Un fabrikası TMO’nun verdiği bu tahsisli unu fazla fiyata satamaz. Devlet ancak bu şartlarda buğdayı un fabrikasına veriyor. Tespit ederse hem ceza keser hem de bir daha o fabrikaya bir daha buğday vermez. O da 7-8 TL'den piyasadan buğday almak zorunda kalır. Bu da un fabrikalarının 500 TL’ye fırınlara un pazarlaması anlamına geliyor. Diğer fabrikalar bir çuval unu 325 TL’den satarken kim, niye 500 TL’den un alsın ki! Devlet un fiyatlarını bu şekilde kontrol altına almış oluyor.

Devlet sadece fırınlara bu fiyattan sattırıyor, market ve perakende de fiyat serbest ki o da toplam un tüketiminde çok küçük bir rakam.

Devletimiz güçlü hamdolsun. Bu güç ve imkânı sayesinde tıpkı doğalgaz, akaryakıt vs. konularda yaptığı sübvansiyonu bu buğday da sağlamış ve 2 yıldır milletimizin daha ucuz ekmeğe ulaşmasına imkan sağlamıştır. Bunları neden söylüyorum; bunu fark etmek lazım da ondan. Devlet tabi ki halka destek olmak zorunda. Ama hangi devlet! Güçlü ve imkanları olan bir devlet. Devlet çok şey yapıyor ama bunu reklamını, tanıtımını, propagandasını yapmıyor. Bize düşen, bu güzelliği fark edip; yaşasın devlet, var olsun millet demek.

Şimdi ekmek ucuz mu pahalı mı siz karar verin...

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #