Yolculuklar önemlidir biz insanlar için. Çünkü dünya serüvenimizin hikayesinin temelini teşkil ederler. Doğumla başlayan yolculuğumuz hayata tutunmayı esas alan bir didinişle inişli-çıkışlı bir yolda ölünceye kadar devam eder. İlim, yolculukla başladığı gibi ticaret ve sanatın da olmazsa olmazı bir adımla başlayan yolculuklardır. Hicret de yolculukla başlamadı mı? Bazen kendi isteğinle yaparsın yolculuğunu, bazen de istemeden. Önemli olan yolculuğun niçin yapıldığıdır; sonuçta her bir insanın yola revan oluşu bir amaç uğrunadır. Yolculuğun getirisi niyete bağlı olduğu için de insanı kârlı kılan mevcut yolculuklarla beraberi zararlı olanı da vardır. Şeytan da bir yolculuğa mahkum olmuştu; Âdem de...
Âdemî bir niyetin yolculuğunda gerçekleşen seyahatler sıhhat kaynağıdır mesela. Tersi de illet sebebidir.
Bu hafta sonu Âdemî yolda güzel bir niyetle Haymana’ya doğru gerçekleşen bir yolculuğum oldu. Ufka Yolculuk’tu bu yolculuğumun adı. İki güne sığan ama dolu dolu geçen bir programda bulduk kendimizi. Haymana’ya varmadan kuzeyinde kalan, hizmet kalitesi yönüyle Ankara’daki termal oteller içinde birinci seçilen mekanda 81 ilimizin bayan ve erkeklerden oluşan yaklaşık bin kişilik hak yoluna gönül vermiş bağrı yanık, ülkesi başta olmak üzere tüm insanlığa faydalı olmayı kendine vazife addetmiş münevver bir toplulukta yer almak elbette mühim bir hadiseydi benim için.
Her şeyiyle çok ciddi, önceden düşünülerek planlanmış, hiçbir ayrıntının gözden kaçırılmadığı muhteşem bir organizasyonda görüp dinlediklerimiz de bir o kadar muhteşemdi.
Ufka Yolculuk adı altında 12’cisi düzenlenen projenin bu yılki yol haritasının belirlendiği iki günlük toplantı başta biz katılımcıların üzerinde bıraktığı etkiyi düşündüğümde, bugün dijital bir dünyanın kucağına bıraktığımız yavrularımızın nasıl bir kıskacın altında olduğu gerçeğinden hareketle nasıl yalnızlaştıkları, bu yalnızlık girdabının zararlarından nasıl korunacakları hususunda onlara çok büyük faydalarının olacağına kanat getirdim.
Ufka Yolculuk projesi kapsamında önceden belirlenen konulara yönelik hazırda bulunan ya da hazırlatılan kitapların Milli Eğitim Bakanlığının ilgili birimlerine müracaat edilerek inceletilip gerekli izinler alındıktan sonra ilk ve ortaöğretm öğrencileriyle birlikte yetişkinlerin de katılımlarının sağlandığı sınavlar, yarışmanın çok geniş kitlelere ulaşılmasına yol açmaktadır.
Ufka Yolculuk’un ilki 2013’te başlatıldı ve konusu “ilmihal” idi. Sırasıyla, “Kur’an-ı Kerim Meali”, “Siyer (İdeal İnsan Son Peygamber’in (s.a.s) Hayatı)”, “Kur’an-i Kerim Meali”, “Kur’an ve Sünnet Bütünlüğü”, “Güzel Ahlak”, “Adap”, “Sağlıklı Yaşam”, “Sağlıklı Düşünme”, “Ramazan”; ve bu yıl ki konu da “Hacı Bektaş-ı Veli”nin hayatıydı. 2017 yılından itibaren her konusuna uygun bir sloganla çıkıldı öğrenci ve yetişkinlerin karşısına: “Yola Çıkmak İsteyene Yol Açık”, “Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz”, “İçindeki Güzelliği Paylaş”, “Bize Okumak Yakışır”, “Oku Seç Harekete Geç”, “Bir de sağlıklı düşün” ve “Manevi Bahar Mevsimi” gibi sloganlar dikkat çekiciydi ve projenin ana gayesini belleklere nakşettiriyordu. Bu yıl da “İncinsen de İncitme” sloganıyla yoluna devam edecektir.
Ufka Yolculuk projesinin ana teması konu ve sloganlarında kendisini gösteriyor zaten. Bu konular gençliğin manevi dinamiklerini harekete geçirecek özellikleri havi konulardır. İnsanda kemalatın oluş serüveni kişinin iman, amel ve güzel ahlak ekseninde izlediği yolla sahip olduğu irfanın bir neticesi olduğunu Kur’an bize bildirirken, sünnette de bunun nasıl olduğunu görüyoruz. Bu doğrultuda verilecek bilginin en doğru ve en güvenilir bir bilgi olması projenin önemini daha da ortaya koymaktadır.
Dijital çağın esiri olan gençliğimizin sosyal medya mecrası aracılığıyla nasıl zehirlenmeye çalışıldığı hepimizin malumudur.
Şeytani yolun yolcularınca hak yolunun engellenerek kapatılmaya çalışılması asla göz ardı edilmemelidir. Dinden ve dini değerlerden uzaklaştırılmak istenen müslüman gençlikten bahsediyoruz. Bu coğrafyayı bize emanet eden ecdadımızın sahip olduğu meziyetlerin torunlarına ulaşmasını istemeyen bir güçle karşı karşıya olduğumuz hakikati Ufka Yolculuk projesini daha önemli hale getirmektedir.
Açılış konuşmasında 2013 yılından bu yana çeşitli yaş guruplarına yönelik bilgi ve öğrenmenin yarışı haline gelen, böylece doğru bilgiyi insanlığa ulaştırmayı hedefleyen Ufka Yolculuk projesinin Server Yaşam Vakfı bünyesinde yürütülen gönüllük esasına dayalı bir organizasyon olduğunu ifade eden genel koordinatör Süleyman Çakmak bey ayrıca sevgi, sağduyu, doğruluk güven, kalite ve safiyet gibi değerleri esas aldığını belirterek bunu da Ankara Sosyal Gelişim Derneği’nin organize ettiğine yönelik bilgilendirmede bulundu.
Eğitimimizin seküler anlayışa dayalı, öğrencilerin milli ve manevi değerlerden soyutlanarak aldıkları eğitimin olumsuz sonuçlarının bir nesli nasıl heder ettiğine şahit olduğumuz sürecin çıkmazlarını telafi etmek babından Bakanlığımızca yürütülen Türkiye Yüz Yılı Maarif Modeli adı altında uzun bir çalışmanın sonunda bu yıl kademeli olarak hayata geçirilen yeni müfredat kapsamında millet olarak özleminde olduğumuz milli ve manevi değerlere sahip bir gençliğin yetişmesini sağlayacak çalışmalar bağlamında konuyu değerlendirdiğimizde Ufka Yolculuk yarışmasının ne kadar ciddi ve yerinde bir organizasyon olduğu daha net anlaşılacaktır.
Ufka Yolculuk’un esasında bir Bilgi ve Kültür Yarışması olduğunu belirten İcra Heyeti Başkanı Av. Hayrettin Küçüksoy, müslümanlara yönelik dış saldırılar olduğu gibi kendi aralarında da tefrikaların yaşandığına yaptığı vurgularla çetin bir dönemden geçtiğimizin altını çizerek Ufka Yolculuk yarışmasının birlik ve beraberliğimize sunacağı katkıların ne denli önemli olduğunu gözler önüne serdi.
Ufka Yolculuk’un Bilgi ve Kültür yarışmasının bu yıl ki teması “İncinsen de İncitme” sloganıyla “Hacı Bektaş-ı Veli” konusuydu. Anadolu İrfanı’nın banisi bir isimdi. Bölünüp parçalanmamızın planlarını bozacak bir hamleydi bu konu. Mezhep kaynaklı farklılıklarımızın sosyal hayatımızda düşünce çeşitliliğini sağlayan birer zenginlik olması gerekirken bunu ayrıştırıcı birer olgu olarak sunup toplumsal birlikteliğimizi bozmaya yönelik girişimleri akamete uğratacak bir konuydu Hacı Bektaş-ı Veli konusu. Geçmişini bilmeyenin geleceğine yön veremeyeceğini bilmeyenimiz yoktur. Hacı Bektaş-ı Veli de Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bayram-ı Veli, Ahi Evran ve Ahi Mesut gibi bir Anadolu ereniydi. Coğrafyanın harcı mesabesinde tarihimizde yer tutan, kıymetli eserler bırakan, insanların hidayetine vesile olan kıymetli bir şahsiyettir. İnsanımızın bu şahsiyeti doğru tanıması ve anlaması gerekir.
Ufka Yolculuk yarışmasında yaş seviyesine uygun olarak ilkokul düzeyinde “Maske Düştü”, ortaokul düzeyinde “Zamansızlar Mektebi Hak Muhafızları”, lise düzeyinde “Yolların Kanun” ve yetişkinler düzeyinde de “İncinsen de İncitme” adlı dört kitap, merhum Prof. Dr. Mahmut Esad Coşan hoca efendinin doçentlik tezi olarak hazırladığı Hacı Bektaş-ı Velî’nin “Makalat” adlı eserinden istifade edilerek kaleme alındı. Büyük bir özveriyle vücuda getirilen bu kitapların okuyucusuyla mutlaka buluşturulması gerekir. Bilgi kirliliğinin zihinleri ifsat etmesine asla fırsat vermemeli.
Bu kadar çaba ve bu kadar zorlu işler bu organizasyonun mutfağındaki ehil insanların eliyle vücuda geliyordu. Eser ve soru koordinatörü Feyzettin Alpkıray, Kurumsal İletişim Koordinatörü Bilal Selçukbiricik, Bilgi Teknolojileri Koordinatörü Ersin Keciş, Muhasebe ve Finans Koordinatörü Mustafa Bolat beyefendilerin her biri alanlarında yetişmiş nadir uzman olamları bir yana, ruhi tekamül noktasında iç alemlerine derin yolculukları olan mümtaz şahsiyetlerdi.
Yakından tanıma imkanı bulduğumuz kitap yazarları Yunus Meşe (İlkokul), Merve Özcan (Ortaokul), Ayşegül Genç, Regaib Albayrak, Perihan Tamer, Rabia Doğan, Yasin Taçar, Betül Şatır, Merve Çakır, Sıddık Yurtsever, Veysel Altuntaş ve Adem Dönmez (Lise) ve yetişkinlere yönelik hazırlanan kitabın yazarı Prof. Dr. Doğan Kaplan beyler. Bu mümtaz şahsiyetler bu organizasyonun kalemşörleriydi.
Projenin hem görünen hem de görünmeyen; maddi ve manevi destekleri ise hiç eksik olmayan Dr. Sami Selçukbiricik'in ifadesinde, Hakk'ın rızasına vesile olan bu tür faaliyetlerin icrası ve devamının ancak "ibnü'l-vakt" şuurunda olan hak erenleri sayesinde mümkün olabileceğini öğreniyorduk. Projeye gönül vererek katkı sağlayan her bir fert, birer "ibnü'l-vakt" idi. Bu "ibnü'l-vakt"lerden birinin de Sincan İmam Hatip Liseden öğrencim olan Akif Çatal kardeşimi görmem beni ziyadesiyle gururlandırdı.
Projenin bayan çalışmasından sorumlu ve koordinatörlüğünü yapan ismi ise Meryem Aldanmaz hanımefendiydi.
Ufka Yolculuk Yarışmasının afişinde yer verilen dört kapı ve aralarındaki onar basamak Hacı Bektaş-ı Velî’nin dört kapı kırk makam öğretisinden mülhemle oluşturulmuş bir görsel olmasıyla da dikkat çekiciydi.
Dört kapının manası Şeriat, Tarikat, Marifet ve ve Hakikat idi.
Her kapıya ait on makamın:
Şeriate has olanı;
İman etmek, ilim öğrenmek, helal kazanmak, ibadet etmek, ailesine faydalı olmak, çevreye zarar vermemek, Peygamberin emirlerine uymak, şefkatli olmak ve temiz olmakla birlikte faydasız ve gereksiz işlerden sakınmaktır.
Tarikate has olanı;
Tövbe etmek, mürşidin öğütlerine uymak, temiz giyinmek, iyilik yolunda direnmek, hizmet etmeyi sevmek, haksızlıktan korkmak, ümitsizliğe düşmemek, ibret almak, nimet dağıtmak ve özünü fakir görmektir.
Marifete has olanı;
Edepli olmak, bencillik, kin ve garezden uzak olmak, perhizkarlık (aşırı istekleri sınırlamak), sabır ve kanaat, haya, cömertlik, ilim, hoşgörü, özünü bilmek ve arifliktir.
Hakikate has olanı;
Alçak gönüllü olmak, kimsenin ayıbını görmemek, yapabileceğin hiçbir iyiliği esirgememek, Allah'ın her yarattığını sevmek, tüm insanları bir görmek, birliğe yönelmek ve yöneltmek, gerçeği gizlememek, manayı bilmek, İlahi sırrı öğrenmek ve İlahi varlığa ulaşmaktır.
Anadolu İrfanı'nın temel taşlarını teşkil eden bu düsturların genç dimağlara zerk edilmesi geleceğimiz açısından önem arz eder. Geleceğini düşünen her anne baba, öğretmen ve idarcenin bu yarışmaya ön ayak olması temennimizdir. Bugün gerek evde gerekse okulda çocukların ahlaki zaafiyetinden şikayet ediliyorsa bu durumun kendilerinin maneviyat eğitiminden mahrum bırakılmışlıktan kaynaklandığını bilmemiz gerekir.
İntihara sevk edilen, cinsiyet değişikliğini sıradan bir vakıa olarak gören, zinayı medeni oluşun bir ölçüsü kabul eden, uyuşturucu kullanan, eğlence peşine düşürülen gençliğin bu hazin durumdan kurtarılmasınım yolu manevi eğitimden geçer.
Eline, diline, beline sahip bir gençliktir istediğimiz.
İçinde güzel huyları olan, kötü huyları ise çıkan bir gençlik.
Gençliğimiz üzerinden yapılan planlarla çökertilmeye çalışılan toplumsal yapımıza namahrem eli değdirmeyelim. "Sen yola çık, Ufka Yolculuk'ta yol açık" sloganıyla yolumuza devam edelim.
Öyle bir yolda yürüyelim ki, ruhumuzun derinliklerine yapacağımız bir seyir ile Rabbimizin bize şah damarımızdan daha yakın olduğunu bilelim. Kendisini tanımayan Rabbini elbette bilemez.
Bir olalım, iri olalım, diri olalım.
Yetmiş iki millete bir nazarla bakalım.
Herkes bu yola revan olsun ki yolculuğu Hakk ile beraber olsun.
Ufka Yolculuk yarışmamız insanımıza ve tüm insanlığa hayırlı olsun.
Mustafa Salim
29 Eylül 2024 Haymana