Güzel ve ideal bir muhtarlik örneği...
Kendisini mahallesine ve seçmenine adamışlığın güzel bir örneği.
Yıllık iznimi içme suyunun kah akıp ama çoğu zaman kesildiği köyümde geçirdim. Köy gibi yerde en önemli meselenin özellikle de içme su meselesi olduğunu varsayarsak köy muhtarının evvel emirde ilgilenmesi gereken meselenin de su meselesi olacağı aşikardır. İçme suyunun uzun süre akmayışının sebebinin bunun sulama işinde kullanılması olduğunu bilmesine rağmen bu hususta bir müeyyideye gitmeyişi acziyetinin de ötesinde "halka hizmetin Hakk'a hizmet" olduğu gerçeğinden bigane oluşunun tezahürüydü. Bir taraftan kimisinin bedduasına kiminin de karşı çıkışlarına maruz kalmış bir muhtar ve diğer taraftan Bursa'nın Osmangazi ilçesinin Çiftehavuzlar muhtar örneği...
Teknolojinin zirve yaptığı, tüm işlemlerin oturulduğu yerde e-Devlet üzerinden yapılmasını salık kılan internet ağının sarmaladığı şu zamanda muhtarlığa ne gerek var diyenlere zamanının imkanlarını akıllıca kullanrak bir duruş sergileyen muhtarların varlığı, muhtarlığın aslında devlet yönetiminin kılcal damarları olduğunu gösterir.
Bursa'da, kötülüklerle mücadele etmede ciddi bir devlet projesiyle ancak elde edilebilecek herkesin istediği ve hayalinde olduğu olumlu bir neticeyi, inandığı için küçük bir gayretle elde eden muhtarın örnek davranışı kayda değer ve buna verilebilecek en büyük ödül, bunun gazete ve tv'lerde haber konusu yapılması ve müfredatin ilgili alanlarının derslerine konu edilerek öğrencilerin eğitilmesi olacaktır. Psikoloji ve sosyolojik açıdan irdelenmesi gereken bu örnekte, sosyal bir yaraya sürülen merhemin iyileştirici dokunuşunun bir hikayesi söz konusu...
Konuyla ilgili haberde "Bursa’nın Osmangazi ilçesindeki Çiftehavuzlar Mahallesi’nde Muhtar Mustafa Süleyman’ın başlattığı 'Her Sokağa Kamera' projesi, yalnızca güvenliği artırmakla kalmadı; karanlığa teslim olmuş sokaklara yeniden umut ve huzur getirdi." ifadeleri dikkatimi çekti ve akabinde nasıl bir sonuca ulaştığını merakla devam ettiğim okumamda haberin devamında da şu bilgiler geçiyordu; "Yıllardır uyuşturucu satışının ve fuhuşun merkezi olan ve bir çözüm bulunamayan mahalleyi muhtar temizledi. 6 yılda 65 uyuşturucu satıcısından sadece 8’i kaldı, onlar da artık bu sokaklara giremiyor. 13 hırsız cezaevinde, 39 fuhuş yapan kadın ise mahalleden taşındı. Çiftehavuzlar artık huzurun, güvenin ve umudun adresi oldu."
Sonra öğreniyoruz ki bu projesini hayata geçirmek için ev ev, sokak sokak ve dükkan dükkan gezip seçmenini bilgilendirip iknaya çalışmış; kendisini tiye almayıp omuz silkerek tepki veren seçmenine de sabrederek kararından asla vaz geçmemiş. Sonra çevresindeki gayretli muhtarlara ilham kaynağı oluşu da ayrı bir kazanım olmuştur.
Örnek muhtarımızın yaşadığı muhitte olup bitenlere bigane kalmayışı, toplumun derdiyle dertlenmesi, olumsuzluklara karşı mücadelede azimli olması, özellikle de buna inanarak sarılması, mahallesinin kısa zamanda güven duyulan bir yerleşim mahalli haline gelmesine imkan sağlamıştır.
Böylece muhtarlığını, devri biten evrak mühürleme töhmetinden kurtararak teknolojinin imkanları ile buluşturan ve muhtarlığın çıtasını yukarılara çıkaran bir muhtar olmuştur.
Bu anlayışa sahip kişilerin muhtar adayı olması lazım ve vatandaşların da böyle kişileri seçmesi gerekmektedir.
Özellikle köy gibi toplumun en küçük birimlerinin çoğunda muhtarlık seçimi kıyasıya mücadelenin verildiği bir rekabet atmosferinde geçmektedir. Bu mücadelede cinayetlerin bile işlendiğine bakıldığında bu tür yerleşim birimlerindeki seçimler çoğu zaman kabilelerin güç gösterisi haline gelebilmektedir. Bu durumda muhtar adayının meziyetine bakılmaz; odun da olsa yeter ki bizden olsun mottosuyla hareket edilir.
Kimi, muhtarlık maaşından kaynaklı sosyal güvenceyi hedefleyerek muhtar olmak ister ki bu durum şehir muhtarlıklarında sıkça rastlanır; kimi de özellikle köy gibi yerlerde kabilecilik içgüdüsüyle muhtar olmak ister. Her iki durumda da mazbatayı alan muhtar seçmenine hizmet etmeyi zorunlu haller dışında pek de düşünmez. Yine köy yerlerinde bu hizmetler genelde kendisini seçen seçmene yönelik yerine getirilir. Sadece maddi karşılığı olduğu ve de kabilecilik duygularıyla elde edilmek istenen muhtarlıkta elbette kayda değer bir hizmet beklenemez.
Şehirlerde vurdum duymaz tiplemelerin seçimle geldikleri muhtarlıkları aracılığıyla mahallenin ciddi sorunlarıyla alakadar olmazlarken köy gibi küçük birimdeki köylerde ise muhtar, devlet yardımını hep yakınları için kullanır. Kabilecilik içgüdüsünden başka meziyeti olmayan böyle muhtarların seçim çevresinden kendisine oy vermeyenler, bu sebeple çok büyük haksızlık ve adaletsizliklere maruz kalmaktadır.
Maalesef köyün çok çok dışında büyük şehirlerde geçimini sağlayan, köyle irtibatı ancak düğün-dernek ve cenaze gibi özel ve mücbir sebeplerle gerçekleşen kişilerin gelip köylerinde muhtar adayı olmalarının asıl sebepinin kabilecilik gibi ilkel dürtülerin olduğunu da görebilmekteyiz.
Bursa'da örneğini verdiğimiz muhtarın kişiliği, muhtar olmadaki amacı, nasıl ve neden seçildiği gibi hususların bu manada incelenmesinde fayda olacağı kanaatindeyim. Belki de bunların cevabı ideal bir muhtarı seçmenin yolunu da gösterecektir.
Evin önünü süpüren herkesin aslında sokağını temizlediği gerçeğinden hareketle sokaklara hakim olanların ilk sırada gelenlerinin muhtarlar olduğunu göz önüne getirdiğimizde maddi ve manevi her türden temizliğin böylece çok kolay ve pratik olacağı muhakkaktır.
Mahalleyi en iyi bilen muhtardır. Haliyle devleti bilgilendirmede sözüne itibar edilecek ilk kaynak da odur. Bu bağlamda muhtarlığın yetki ve sorumluluğu asla gözardı edilmemeli.
Mahallenin fakirini bilen de o, zengini bilen de. Dertlisini bilen de o, dertsizini bilen de. İyisini bilen de o, kötüsünü bilen de. Ahlaklısını bilen de o, ahlaksızını bilen de. Haliyle vatandaşın huzuru ve mutluluğu için devletin kolluk gücünü, yardım gücünü, sağlık ve eğitim gücünü yerli yerince ve hızlı bir şekilde kullanabilecek odur.
Bursa'da sergilenen muhtarlık örneği tam da bunu göstermektedir.
Orhangazi devlet işlerinde imanlı olanları istihdam ederdi. Çünkü sorumluluğun temelinde Allah inancı yatmaktadır. Çiğnenecek hakların hesabının sorulacağına inanan hiç kimse asla haksızlığa tevessül edemez.
Muhtarı seçerken bile Allah dostunu seçmeli...
Mustafa Salim
06 Eylül 2025, Ankara