"Tarım Diplomasisinin Gücü"
21.yüzyılın küresel gerçekliği, diplomasi anlayışının klasik sınırlarını çoktan aşmıştır. Artık uluslararası ilişkiler yalnızca devlet başkanlarının imzaladığı antlaşmalardan, dışişleri bakanlarının yürüttüğü protokollerden ibaret değildir. Gelişen dünya düzeninde şehirler, yerel yönetimler ve tematik birlikler, dış politikanın “yeni aktörleri” hâline gelmiştir. Bu dönüşümün en somut örneklerinden biri, 22 Mart 2017 tarihinde Konya’da temelleri atılan AGRICITIES – Uluslararası Tarım Şehirleri Birliğidir.
Bu birlik, sadece bir idari veya belediyecilik organizasyonu değildir. Aksine, “yerel diplomasinin” tarımsal boyutta somutlaşmış hâlidir. Dolayısıyla Tarım Şehirleri Birliği, klasik anlamda dış politikaya tâbi bir kurum değil; tarım diplomasisinin yerel yüzünü temsil eden, bilgi, tecrübe ve dayanışma eksenli yeni bir platformdur.
Bosna-Hersek'ten Filistin'e, Sudan'dan Azerbaycan’a kadar uzanan üye yelpazesi, Osmanlı coğrafyası ve Türkiye'nin dostluk ilişkileri içinde olduğu diğer ülkelerle tarihsel ve kültürel bağları tarım ekseninde yeniden canlandırmaktadır. Bu, salt bir ticaret ilişkisinden öte, güven ve ortak kader bilinci inşa eden, son derece güçlü bir diplomatik kanal oluşturur.
Tarım diplomasisi, bir ülkenin tarımsal üretim gücünü, bilgisini, teknolojisini ve kültürünü dış ilişkilerinde stratejik bir araç olarak kullanmasıdır. Ancak bu süreç yalnızca ulusal hükümetlerle sınırlı değildir. Tarım, doğası gereği yerel bir faaliyettir; iklim, toprak, coğrafya ve insan faktörüne sıkı sıkıya bağlıdır. Bu yüzden şehirlerin ve yerel yönetimlerin diplomatik aktörler hâline gelmesi, tarım diplomasisinin etkinliğini artırır.
Tarım Şehirleri Birliği, tam da bu noktada devreye girer. Konya, Bursa, Samsun, Gaziantep, Erzurum, Kocaeli gibi tarımsal kimliği güçlü şehirlerin bir araya gelerek uluslararası ölçekte iş birliği yapması; tarımın “yerelden küresele” taşınmasını sağlar.
Böylece şehirler, sadece üretim yapan yerler değil, aynı zamanda tarımsal bilginin, iyi uygulamaların ve insani değerlerin uluslararası dolaşımını sağlayan diplomatik merkezler hâline gelir.
Dünya artık “gıda üzerinden şekillenen” bir jeopolitiğe tanıklık ediyor. İklim değişikliği, su kıtlığı, tarım alanlarının azalması ve nüfus artışı, ülkeleri gıda egemenliği konusunda ciddi stratejiler geliştirmeye zorlamıştır. Bu durumda, tarımsal üretim kadar, tarımsal iş birliği ağları da stratejik bir önem kazanmıştır.
AGRICITIES, tam bu noktada şehir diplomasisiyle tarım diplomasisini kesiştiren bir model sunar.
Birliğin temel hedefleri —tarımsal tecrübe paylaşımı, bilgi ve teknoloji transferi, ortak proje yürütme, tarımsal desen tespiti, kuraklıkla mücadele, coğrafi işaretli ürünlerin korunması— aslında klasik diplomatik faaliyetlerin “tarımsal” karşılığıdır.
Bu yönüyle AGRICITIES, sadece belediyelerin teknik birliği değil, aynı zamanda tarım diplomasisinin kurumsal bir platformudur. Tarım diplomasisi literatürüne yerel boyut kazandıran, “şehir merkezli gıda diplomasisinin” öncülerindendir. AGRICITIES bu bakımdan, tarım diplomasisini yerel tecrübenin evrensel dile dönüşümü olarak yeniden tanımlar.
Modern diplomasi, yalnızca güç ilişkileriyle değil, bilgi transferiyle de şekilleniyor. Tarım Şehirleri Birliği, üyeleri arasında “tarımsal bilgi diplomasisini” inşa eder.
Bu bilgi diplomasisi üç temel unsura dayanır:
Teknik Bilgi: Akıllı tarım, organik üretim, iyi tarım uygulamaları, su yönetimi, toprak verimliliği ve dijital tarım sistemleri gibi teknik konularda ortak Ar-Ge projeleri geliştirilir.
Yönetim Bilgisi: Belediyelerin tarım birimlerinin kurumsal kapasitesini artıracak yönetim modelleri paylaşılır.
Kültürel Bilgi: Tarımın yerel kültürle, gastronomiyle, geleneksel üretim yöntemleriyle ilişkisi korunur ve bu kültürel miras, medeniyet diplomasisinin bir parçası olarak sunulur.
Bu süreç, şehirlerin “diplomasi” unsurlarını güçlendirir. Her şehir, kendi tarımsal kimliğiyle dünyada tanınır; örneğin Konya tahılın, Şanlıurfa isotun, Bursa ipeğin, Gaziantep fıstığın, Erzurum hayvancılığın diplomatik temsilcisi hâline gelir.
Tarım diplomasisinin en güçlü yönlerinden biri, gıdayı bir “barış aracı” olarak kullanabilmesidir.
AGRICITIES’in faaliyet alanları —kuraklık, yoksulluk ve açlıkla mücadele, tarımsal yardımlar, sürdürülebilir üretim modelleri— doğrudan insani diplomasiyle ilgilidir.
Birlik, özellikle Afrika ve Asya ülkeleriyle iş birlikleri geliştirerek, Türkiye’nin insani diplomasi kapasitesine katkıda bulunur.
Gıda yardımı, tarımsal eğitim, tohum paylaşımı, tarım arazilerinin rehabilitasyonu gibi projeler, hem yardımlaşma hem de dayanışma esasına dayanır.
Bu yönüyle AGRICITIES, “merhamet diplomasisinin” tarımsal tezahürü olarak değerlendirilebilir.
Bu anlayış, Türk-İslam medeniyetinin “komşusu açken tok yatmamak” prensibini çağdaş diplomasi zeminine taşır. Tarım diplomasisini, sadece çıkar değil, ahlâk ve adalet merkezli bir dayanışma zemini olarak yeniden tanımlar.
Tarım ürünlerinin küresel ticarette değer kazanması, artık sadece üretimle değil, markalaşma ve kimlik inşasıyla mümkün. AGRICITIES, bu anlamda tarımsal kimliği bir diplomasi aracına dönüştürür.
Coğrafi işaretli ürünlerin tespiti, yerel bitki desenlerinin korunması, bölgesel tarım potansiyelinin envanteri gibi faaliyetler, şehirlerin kültürel diplomasi kapasitelerini güçlendirir.
Bir ülke yalnızca politik değerleriyle değil, aynı zamanda sofrasındaki ürünlerle de dünyada yer edinir. Türk mutfağının bereketi, tarımsal üretimin çeşitliliğiyle doğrudan bağlantılıdır. Türk mutfağının bereketi, Anadolu’nun toprak hafızasının diplomatik temsiline dönüşür.
Dolayısıyla AGRICITIES’in çalışmaları, yalnızca ekonomik değil, medeniyet eksenli bir diplomatik anlatının parçasıdır.
Türkiye, coğrafi konumu, iklim çeşitliliği, tarihsel mirası ve insani diplomasi anlayışıyla tarım diplomasisinde güçlü bir aktördür.
AGRICITIES’in merkezi olarak Konya’nın seçilmesi de tesadüf değildir; Konya hem tarihsel hem de sembolik olarak “tarımın başkentidir”.
Birliğin merkezinin Türkiye’de olması, Türkiye’ye şu avantajları kazandırır:
Tarımsal diplomasi konusunda bölgesel merkez olma rolü,
Türk belediyelerinin uluslararası görünürlüğünü artırma,
Türkiye’nin “medeniyet diplomasisi” yaklaşımını sahada somutlaştırma,
Tarım politikaları üzerinden barışçıl etkileşim ağları kurma imkanı veir.
AGRICITIES hem içerik hem de organizasyon açısından bir diplomasi modelidir.
Bu model, klasik diplomatik araçlardan farklı olarak;
Çok merkezli,
Katılımcı ve yatay ilişkiler kuran,
Teknik bilgiye dayalı,
İnsani ve kültürel değerlerle harmanlanmış
Bir diplomatik zemindir.
Bu özellikleriyle Tarım Şehirleri Birliği, gelecekte “tarım diplomasisi” alanında örnek bir kurumsal yapı olarak değerlendirilecektir. Hatta uluslararası düzeyde FAO veya IFAD gibi kuruluşlarla paralel çalışan, yerel odaklı diplomasi modellerinin öncüsü olabilir.
Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği, toprağı yalnızca üretim kaynağı değil, medeniyetin taşıyıcısı olarak gören bir anlayışın ürünüdür.
Bu birlik, tarımın bereketini, şehirlerin tecrübesini ve insanın emeğini bir araya getirerek, barışa, adalete ve dayanışmaya dayalı bir diplomasi dili inşa etmektedir.
Gıdanın siyasallaştığı, açlığın bir silah olarak kullanıldığı çağımızda AGRICITIES, “gıdayı silah değil, barış aracı kılmak” isteyen ülkeler için örnek bir modeldir.