ADİL GÜLMEZ umradil@gmail.com

DİN DERSİ SEÇİM MALZEMESİ OLMAMALI

15 Nisan 2015 Çarşamba 20:20

Din Dersi seçim malzemesi olamaz. Kısaca din dersi dedik tam adı ise Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi bu seçimlerde de en geçerli seçim argümanlarından biri. Bu ülkede eğitim meseleleri bir türlü eğitimcilere bırakılmıyor. Bu yüzden tabir caizse önüne gelen herkes “din dersi” konusunda ahkâm kesiyor. Son olarak PKK’nın destek verdiği HDP lideri Selahattin Demirtaş ta “zorunlu din derslerini” kaldıracağız dedi. Demirtaş der de CHP’li durur mu?
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba da şunları söylemiş:
"Seçim barajını kaldıracağız. Zorunlu din dersini seçmeli hale getireceğiz. Cesur yüreklerin iktidarında gerçek demokrasi olacak. Gelecek çocuklarımızdır. Onlara her şeyin en iyisini, en doğrusunu sunmamız gerekiyor. Eğitimi yazboz tahtasına çevirdiler. Biz eğitimde uzun vadeli reforma gideceğiz. Demokratik ve evrensel değerleri ön plana çıkaracağız. İyi bir gelecek cesur yüreklerle yani sizlerle mümkün olacak."
Neden herkes bu meseleyi kurcalıyor. Türkiye’de gerçekten bir din dersi sorunu mu var? Yoksa bu sorun söylenemeyen başka taleplerin yerine mi ifade ediliyor? Söylemi kimlerin dillendirdiğine bakarak bu sorulara cevap verebiliriz.
Soruyu şöyle sormak daha gerçekçi değil mi?
Türkiye’de kimlerin okullarda zorunlu olarak okutulan din derslerinden şikâyeti var?
Aleviciler… Aleviler adına söz söyleme hakkını kendinde gören dernekleşmiş Aleviciler. Dikkat ederseniz Aleviler demedim. Zira sahada görev yapan arkadaşlarım da bana hak vereceklerdir; hiçbir Alevi okullarda çocuklarına verilen din dersinden özellikle Alevilik tahkir edilmediği müddetçe şikâyetçi değildir. Şikâyetçi olanlar ise gırtlağına kadar sosyalizme bulaşmış Alevicilik yapan derneklerin etkisinde kalmış bazı vatandaşlardır.
Bir başka şikâyetçi kesim ise “laiklik”i dinsizlik gibi algılayıp dinin beşer üzerindeki etkisini ortadan kaldırmaya çalışan “Laikçi” tayfa. Laikçiler mezhep olarak Sünni’dirler ama bir Alevici kadar din düşmanıdırlar. Günlük hayatın her safhasında bunlarla karşılaşmanız olasıdır. Amansız ve iflah olmaz bir din düşmanıdırlar. Daha çok bunlara beyaz Türkler arasında rastlanır.
Alevici ve Laikçilerin dışında da bu toplumda Din dersi karşıtları var. İşte son açıklamaları ile memleketi karıştırmaya yeltenen TÜSİAD’ın tuzu kuruları, din dersi karşıtlığına çanak tutan medya, amaçları dışına çıkan bazı STK’lar ve diğerleri.
Bu saydıklarımızın dışında da bazı iyi niyetli yaklaşım sahiplerinin de zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istemelerini ayırarak bu talepleri başka bir kategoride değerlendirmek gerekir.
Din dersi karşıtlarının oluşturduğu cepheyi tanıdıktan sonra şimdi de onlara verilecek cevap ne olmalıdır sorusuna cevap arayalım.
Her şeyden önce diğer dersleri bir tarafa bırakarak inadına din derslerinin zorunluluğunu gündeme taşımak iyi niyetli bir yaklaşım olmasa gerek. Bunun yerine hiçbir bilimsel tutarlılığı olmayan bilgilerin verildiği dersleri de kapsayan genel bir tartışma açmak daha adaletli ve mantıklı olacaktır.
Bu noktada görev Milli Eğitim Bakanlığı’na düşüyor. Zorunlu din derslerinin de içinde bulunduğu tüm dersler konusunda alternatif müfredat paketleri oluşturarak veliye seçme seçeneğini sunulmalıdır. Böylece yıllarca bu ülkenin çocuklarını İngilizce dersiyle meşgul edip bir elin parmaklarının sayısı kadar kelime öğretememe garabetinden kurtuluruz.
Bu gün cari olan durumun devamında fayda var. Yapılması gereken iş bu dersi en az diğer derslerin sahip olduğu kadar bir ağırlığa kavuşturmak. Bu mevzuyu başka bir yazımızda ele almak dileğiyle…

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #