ADİL GÜLMEZ umradil@gmail.com

GAVUR KAYIRICILARI ZULM EDER...

22 Nisan 2015 Çarşamba 05:54

Mısır, her zaman olduğu gibi yine gündemde. Ne zaman gündem dışında kaldı ki? Tüm dünya hukuksuzluğa karşı tavır almadığı için haliyle Sisi’ye yapacak çok şey kalmadı. BM denilen organizasyon dünya uluslarına yutturulurken ortaya bir havuç atıldı. Artık bu âlemde insan haklarını koruyan, savunan bir beynelmilel güç var deniliyordu. Gelinen durum ortada. Evrensel insan haklarından bahsetmek artık büyüklere masallar kabilinden bir şey.
Öğretici, acı hadiseler yaşıyoruz. Batının insanı putlaştırma ideolojisi olarak yaymaya çalıştığı demokrasi, bizim gibi ülkelere bir lüks olarak görülüyor. Her şey batıya endeksli olmalı ki muteber olsun. Yerli olmaya, bölgesel değerlere mahal yok bu pazarda. Alan batı, satan batı; eken batı, biçen batı. Söylenebilecek belki de tek söz “Dünya Beşten Büyüktür” Şüphesiz Allah (cc) en büyüktür.
Batılılardan ve onların içimize uzanan gerici ellerinden icazetli Çağdaş Firavun, Mısırlı kardeşlerimize yine ceza yağdırmış. Aslında bunlara ceza denmez; olsa olsa bunun adı zulümdür. Zira “ceza” yapılan bir işin karşılığında verilen karşılıktır. Muhterem Mursi ve kardeşlerinin yaptığı batılıların bizi kapsama alanına sokmak istedikleri “demokrasi”den başka bir şey miydi? Bu ne girift bir zulümdür? Ben işimi kendi usul ve yöntemlerime göre yapacağım demek vahşete baştan razı olmak demektir. Diğer taraftan oyunu onların kuralına göre oynamana dahi müsaade etmiyorlar. Kuralları ister sen koy isterlerse onlar koysunlar tek bir netice var: Zulüm.
Zulmün akıttığı gözyaşları ile yoğrulmuş topraklarda yaşamak ta bizim kaderimizmiş. Her şeye rağmen burada kalmaya devam edeceğiz. Dünyanın bu en güzel ve zengin beldesini onlara terk etmeyeceğiz. Diktiğimiz fideleri kanla sulamak pahasına burada olmaya devam edeceğiz.
Sisi ve ona benzeyen zalimler zulm etmeye devam edeceklerdir. Buna mecburdurlar. Aksi takdirde yapıp edegeldikleri alçaklıklarını kimlere nasıl izah edecekler. Ben o zavallıları anlıyor ve onlara acıyorum.
Bu arada duruşma salonlarında tarihe geçecek söylemler ve tavırlar sergileniyor. İhvan Mürşidi Üstad Bedii’nin ifadeleri çok anlamlı ve onurluca:
“Bedii, duruşma salonunda sanıkların tutulduğu kafesten hâkime seslenerek “43 terör davasından yargılanıyor ve kırmızı idam mahkûmu kıyafeti giydiriliyorum. Bu apaçık bir zulümdür” dedi. Bedii, mahkeme heyetine adaletle hükmetmeleri çağrısında bulunarak, “Şikayetlerimi öncelikle Allah’a ardından bana adaletli davranması için mahkeme heyetine yöneltiyorum” ifadesini kullandı.”
İhvan Savunma Komitesi Üyesi Eymen Nahid,  “İdam mahkûmu kıyafeti, mevcut rejimin siyasi bir mesajıdır” görüşünü dile getirdi. Mısır Hapishaneleri Yönetmeliği’ne göre, hakkında henüz hüküm verilmemiş kişiler duruşmalara beyaz, hüküm verilenler mavi, idam kararı verilen sanıklar ise kırmızı mahkûm kıyafetiyle getiriliyor. Bedii ve 107 kişi 26-27-28 Ocak 2013 tarihlerinde aralarında bir subay ve polisin de bulunduğu 40 kişinin ölümüyle sonuçlanan “Port Said Hapishanesi” olaylarını önceden planlamak suçlamasıyla yargılanıyor.
Allah böyle zalimlerin cezasını tez versin, inşallah.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #