FARUK ÇAĞLAR yufazeze@gmail.com

NEREDE O ESKİ ÖĞRETMENLER DİYENLERE

24 Kasım 2025 Pazartesi 08:00

“Hocam kusura bakmayın rahatsız ediyorum ama şimdiden demek istedim

İlkokul yıllarımın en güzel taraflarından biri, sizin gibi bir müdürle büyümekti. Küçük bir çocukken bile kendimi değerli, görülmüş ve güven içinde hissetmemi sağlayan kişi oldunuz. Sizinle geçirdiğim zamanlar bana sadece düzeni değil; sevgi, saygı ve insanlığı da öğretti.

Aradan yıllar geçmesine rağmen bağımızın hiç kopmaması benim için gerçekten çok özel. Hâlâ aynı içtenlikle yanımda olmanız, beni hatırlamanız ve desteklemeniz… bunlar kalbimde ayrı bir yer taşıyor. Hayatıma dokunan insanlardan biri oldunuz ve bu benim için çok anlamlı.

Öğretmenler Gününüz kutlu olsun. İyi ki yollarımız yıllar önce kesişti, iyi ki hâlâ kalbimde özel bir yeriniz var.”

Bu satırlar yıllar önce okul müdürlüğü yaptığım Bodrum’da bir köy okulunda anasınıfından ilkokulun birkaç yılına kadar birlikte öğrendiğimiz bir öğrencime ait.

Bir öğretmen olarak ömrümün sonuna kadar hayatın bir öğrencisi olacağımı ve  bir ilkokul öğrencisinden de öğreneceğim çok şeyin olduğunu bilecek bir bakış açısına sahibim o yüzden birlikte öğrendiğimiz dedim.

23 Kasım 2025’te yani Öğretmenler Gününden bir gün öce Gülsu’dan yukarıdaki mesajı aldığımda sanırım bir öğretmenin sahip olacağı en güzel hisse kapıldım. Herkes  yaptığı işle ilgi bir karşılık ve tatmin bekler.

Öğretmenlik mesleği doyurucu bir maddi karşılık vermese de manevi yönden belki de tarih boyunca ona yüklediğimiz anlamla da ilişkili olarak öğrencilerinizin size duyduğu sevgi, saygı ve ona kattığınız vizyon sayesinde edindiği kariyere tanık olmakla sizi mutlu ediyor.

Yani yıllarca okuyup bir de mesleğe giriş sınavını geçiyorsunuz binlerce meslektaşınızla yarışarak. İlk yıllarda aldığınız ücret zaten yeterli olmaz.

Genç öğretmen yeni öğretmen çaylaksınız bir anlamda. Ama heyecanlısınız. Okul bahçesinde koşar düşer çocukla çocuk olursunuz. Bir bağ kurasınız öğrenciyle.

İlmek ilmek dokuduğunuz bir kilim, tohum fidan büyüyen bir orman ve damlaya damlaya büyüttüğünüz bir göle tanık olmak, eserinizi görmek kadar gurur verici bir şey olmasa gerek.

Tüm zorluklarına rağmen fedakarlıkla yürüttüğümüz öğretmenlik mesleği zamanla pek çok değerlerimiz gibi artık yaşadığımız toplumda eski itibarlı günlerini arıyor.

Yazının başlarındaki manevi hazza ve kutsal atfedilen mesleki geçmişimize ters olarak sitem dolu yazmak zorundayım. Başlayalım o zaman.

NEREDE O ESKİ VELİLER:

Ağzımıza pelensek olan “ahhh nerede o eski öğretmenler ““ahhh nerede o eski Ramazanlar” “ahhh nerede o eski bayramlar” nerede o eski tatlar, nerede nerede nerede liste uzayıp gidiyor. Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı dermiş atalarımız.

Bence Ramazanlar aynı bayramlar da aynı. Ramazan’a, Bayrama yüklediğimiz anlamlar değişti.

Tatil gözüyle baktığımız bayramlar ve bu bakış açısıyla büyüyen çocuklar günümüzün velileri oldular.   Değişen pek çok şey olsa da hayatta, sizlerde değiştiniz sayın velilerimiz.

Kimse kimseden önünde eğilip bükülerek ıkınıp sıkılarak konuşmasını, durmasını beklemiyor ama saygısız ve cüretkâr tavırlarınız biz öğretmenleri incitiyor. Hani sürekli dediğiniz “sizin de işiniz zor hocam biz evde bir ikisiyle uğraşamazken siz yirmi yirmibeş kişilik sınıflarda kim bilir neler çekiyorsunuz? “Evet zor oluyor.

Biri hemen öğreniyor biri biraz tekrarla, biri annesini kaybetmiş biri babasını, birinin ailesi dağılmış. Birisi hasta sürekli hapşırıyor. Burnunu silelim. Biri ergen ,sivilceleriyle başı dertte. Biri hafif kilolu, biri zorbalanıyor biri öyle, biri şöyle, biri böyle.

Yirmi beş farklı alemle birlikte biz çok mutluyuz keşke elini üzerimizden çekse bazıları bilip bilmeden müdahale etmeden. Tabi herkesi aynı kategoriye sokmuyoruz ama öğretmenler çocuklarla çok mutlu.

Velilerimizi de bu mutluluğa katılmaya davet ediyoruz. Yine de “ahhhh aaah nerede o eski veliler” diyelim de.

NEREDE O ESKİ ÖĞRENCİLER:

Bu da öğretmenler cephesinden gelen bir tepki. “ahhh nerede o eski öğrenciler, nerede o eski saçı traşlı erkekler , çift örgülü saçlı kızlar, siyah ya da mavi önlüklü öğrenciler, nerede nerede? 

Endişe etmeyin o öğretmenler emekli olalı çok oldu. Ama eski öğrencilerin saygısını ve derse ilgisini çok arıyoruz. Dinlemesini, arkadaşına olan saygısını çok arıyoruz. Ama çok seviyoruz vallahi öğrencilerimizi.

Gözlerindeki ışıltıyı, hala masum kalışlarını çok seviyoruz. Kimse giremez onlarla aramıza. Çocuklarım kuzularım canlarım ciğerparelerim çok seviliyorsunuz.

Ali Ayşe Zeynep Zehra Reyyan Kerem Aysuda. Sana da teşekkürler Gülsucum. Bana yeniden yazmam gerektiğiyle ilgili fikir verdiğin için.

Biz de de hata var: Hala Türkiye’ye profesöründen esnafına, kadınından erkeğine üç ay tatil yapmadığımızı öğretemedik.

Hiçbir şey olamazsan en azından öğretmen ol diyenlere kulak asmadık.

Sevdiğimiz için öğretmen olduğumuzu öğretemedik ve hemen derhal garanti devlet memuru olmadığımızı KPSS’ye girdiğimizi ve artık yeni çıkan Milli Eğitim Akademisine da katılmak zorunda olduğumuzu öğretemedik.

Hoppala doğup büyüdüğümüz şehre değil bir dağ köyüne ya da yolları aylarca kapalı kalan yerlere atandığımızı, maaşlarımızın hemen ev araba taksitlerine ayıracak kadar çok olmadığını öğretemedik.

Gecenin bir vaktinde ya da sabahın köründe aranıp saatlerce kaybolan kalemlikle ilgili konuşmanın gereksizliğini öğretemedik mesela.

Öğretmenler günümüz kutlu olsun arkadaşlar.

 

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #