Filistin bizim için ne ifade ediyor?
Kudüs neden önemlidir?
Mescidi Aksa nedir, neresidir, nerededir?
Kudüs’ün geçmişi, günceli ve gündeminde kimler yetkili ve etkili?
Diğer dinler için Kudüs’ün önemi, özelliği ve önceliği neler ve biz bunun ne kadar farkındayız?
Mescidi Aksa’yla ilgili sorumluluklarım nelerdir?
Söz konusu Kudüs olunca sorulması, sorgulanması gereken ve nihayetinde yanıtlanması ve yaşama aktarılması olmazsa olmaz anlama, arama ve araştırma çabamız olmalıdır.
Sadece bağıranlar için değil, meseleyi bağrına basanlar için…
Sadece bilmek için değil, kendini bulmak ve kutsalına bağlanmak için…
Sadece buğzedenler için değil, birliği ve beraberliği bakileştirmek için…
Nihayetinde Mescidi Aksa davasını doğru anlamak ve anlatmak gerek, destek ve derman olmak için.
Kudüs’teyken hissedersiniz, Anadolu’nun umut ve ufuk olduğunu… Zira Filistinli bilir Anadolu halkının kendini yalnız bırakmayacağını… Malını, kanını canını feda eder bu uğurda ama Mescid-i Aksa’ya uzak kalmaz… Mavi Marmara kanıtı değil midir, bu durumun?
Bilmeden fikir sahibi olunamayacağı gibi faaliyete geçirmeyen fikrin de pek önemi yoktur.
Filistin meselesiyle ilgili şahsi olarak neler yapılmalıyım, şeklindeki iç hesaplaşmayla başlayalım.
Genel yanılgımız veya yanlışımız ya şeytan taşlayıp tavafa vakit bulamamak ya da sadece tavaf edip şeytan taşlayamamak. Oysa bizden istenen yerinde ve zamanında hem tavaf yapmak hem de şeytan taşlamak.
İslami ve insani bakış açısını yakalamak için Kudüs okumaları gerçekleştirmeliyiz. En azından yukarıdaki soruları yanıtlayacak kadar… Ve ne kadar okursak okuyalım kadim ve kutsal Kudüs’e gittiğimizde ancak satırlardan sadra yollar açıldığının farkına varacağız. Bu topraklar hem tarih hem ilahiyat okunmadan hakkıyla tanınamaz ve tanımlanamaz. Okumalarımız bu sebeple çeşitlilik arz etmeli. En faydalısı Kudüs okuma grubu oluşturmak.
Filistin kişisel gündemimiz ve güncelimiz haline gelmeli. Sadece seçim, geçim ve kıyım dönemlerinde değil, genetiğimizde var olan bu dava geleceğimize de yansımalı.
Çünkü Kudüs ümmetin ortak imtihanıdır ve devam edecektir mücadele kıyamete dek.
Açık hava hapishanesine dönen ve sessiz bir ölüme terk edilen Gazze’ye maddi destek sağlayabiliriz. Hatta bir grup arkadaşla her ay topladığımız yardımları gönül coğrafyamızın mazlum ve mahrum bölgesine ulaştırabiliriz. Her evin Kudüs kumbarası olabilir mesela.
Filistinli bir yetim kardeşimize hami olabiliriz. Özellikle din görevlileri ve ilahiyat camiası öncü olabilir bu hususta.
Kudüs’ü Müslümansızlaştırmak isteyen Siyonist rejim yüksek vergi, ticari ve tarım faaliyetlerini engelleme, gayri menkulleri zorla veya hile ile ele geçirme politikası gütmektedir. Mescidi Aksa’yı muhafaza eden Müslümanlara zekât, fitre, sadaka ve kurbanlarımızı gönderebiliriz.
Bilinen bir hakikattir ki Allah yolunda malını vermeyen canını veremez.
Müslümanlara yardım etmek gerektiği kadar Siyonist rejime her şekilde karşı durmak ve bunların zulmünü duyurmak gerek. Mitinglere, yürüyüşlere ve basın açıklamalarına katılmak, Yahudi mallarını almamak veya aldırmamak gibi... Ben bu ürünleri kullanmasam ne olur, herkes kullanıyor zaten, benimle ne değişir ki gibi düşüncelere kanıp bu malları tüketmenin şahsi sorumluluğu ve vebali olduğunu unutmayalım. Çevremizle beraber bu malları boykot etmeliyiz.
Velhasılıkelam Cahit Zarifoğlu’nun dediği gibi:
Filistin, bir sınav kâğıdı
Her mü’min kulun önünde…