M.VEYSİ TUNÇ veysi_tunc@hotmail.com

BİR MİLAT: 16 NİSAN

23 Nisan 2017 Pazar 14:15

16 Nisan, bir milattır zamanları ve mekânları kuşatan.

Miadıdolmuş, darbe anayasasının erimesine, darbecilerin ve darbe severlerin elenmesine vesile olan yeni bir baharın müjdeleyicisidir.

Çok ve çeşitli olan muhalefetle birlikte küresel muhaliflerin kaybettiği; muazzez ve muteber milletimizin kazandığı makul bir zaferdir.

16 Nisan, sayısal ve siyasal gücü elinde bulunduran iktidara sistem değişikliği gibi zor ve zahmetli bir değişim ve dönüşüm süreci için güvenoyudur. Uzun bir süre iktidar olup muktedir olamayan ‘’tek adam’’ değil ‘’yalnız adam’’ Erdoğan’a gösterilen bir teveccühtür.

Zira seçim oranlarının zihinde uyandırdığı çağrışım yanıltıcı olabilir. Beklenti daha yüksek de olsa 1 milyon 300 binden fazla oy farkının olması açık ara bir galibiyettir.

Hatırlayalım, 56 yılımızı karartan, Menderes’i darağacına götüren, darbe üreten, ekonomiyi daraltan, hükümet krizleri doğuran, özgürlükleri kısıtlayan 1961 Anayasası tartışmasız hileli, sancılı ve sıkıntılı 2 milyon oy farkıyla kabul edilmişti.

1987 Anayasa değişikliği yalnız 75 bin oy alabilmişti. Çok partili dönemlerde Başbakanlar 300-500 bin fazla oy alarak ancak göreve gelebiliyorlardı. Peki, ülkemizin yüzde kaçı Ecevit, Demirel, Ahmet Necdet Sezer gibi isimleri istiyordu?

Kazanmak için bir oy fazla almak yeterli değil miydi? Nitekim Mustafa Kemal, Birinci Meclis’te bir oy farkla Meclis Başkanı seçilmedi mi?

Mesele çok başka olunca Batı, içimizdeki batıcılar ve batıl zihinler nazarında 1 milyon 300 binden fazla alınan oyun da kıymeti harbiyesi olmuyor.Darbeleri alkışlayanlardan ve destekleyenlerden seçim sonuçlarına saygı göstermelerini beklememiz ne kadar doğru olabilir? Batının ağlamasından belli Doğunun güleceği…

Halk oylamasının neticesi hayır kampanyasını yürütenlerin ulusal ve küresel çeşitliliğine rağmen muhteşem bir zafer, tartışmasız bir galibiyettir.

Referandumun neticesinin izaha muhtaç olduğu bilinmekle beraber, ciddiye alınması gereken eleştirel yönlerinin olduğu da unutulmamalıdır. Büyük şehirlerin seçim sonuçları pek manidar değil miydi? Yatırım yapılan şehirlerde oy oranın yükseleceği düşüncesi çürümedi mi? Anadolu’nun fakir olan,  hakir görülen ve hizmetten daha az yararlanılan şehirlerinin daha hayırlı olduğunu gördük. Bayburt, Bingöl, Gümüşhane, Kastamonu, Çankırı, Aksaray’da olduğu gibi… Milliyetçi tabanın hayır oyuna yakın ve yatkın, Kürtlerin ise evet çıkmasında etkin olduğu aşikâr. İç ve dış odaklar sandıkta istedikleri neticeyi alamayınca seçime şaibe bulaştırmak, ülkemizi kaos, kargaşa ve terör ortamına sürüklemek istiyorlar. İslami kesimler üzerine oynanmak istenen oyunlara da dikkat etmek gerek. Nihayetinde fiil belli fail belli.

Ümmete umut ve ufuk olan Erdoğan, milletin verdiği mesajdan hareketle teşkilatını kamburlardan, korsanlardan, korkaklardan, kaçaklardan, hırsızlardan, haksızlardan ve hayâsızlardan temizlemeli. Direnen ve dirilen Türkiye’nin ihya ve inşası için…

Yeni sistemimiz millete ve ümmete hayırlı olsun.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #