M.VEYSİ TUNÇ veysi_tunc@hotmail.com

ÇAĞIN BULAŞICI HASTALIĞI: MERHAMETSİZLİK!

15 Aralık 2015 Salı 00:01

Teknolojik üstünlük, bilimsel başarı, yükselen hayat standartlarına rağmen dünyamızı kuşatan hiddet ve şiddet girdabında boğulmak üzereyiz. Gün geçmiyor ki medyada kan, kıyım, katliam, cinnet ve cinayet haberleri yer almasın.

Anne, babasını hunharca öldüren cani evlatlar… Evlatlarını katleden anne, babalar… Kıyıya vuran minik, cansız bedenler… Mülteci mezarlığına dönen denizler… Toplu katliamlar, yurtsuz, yuvasız bırakılmış insanlar… Sönen ocaklar, yakılan mabetler, kazılan hendekler, yanan yürekler, tükenen umutlar…

Zaman ve zemin kaygan, insanoğlu kaygılı ve kavgalı…

Vicdanların sukut ettiği, ruhun tutsak olduğu bilgi çağı; insanlığa ‘’merhamet’’ yokluğu, yoksulluğu, yoksunluğu sunmadı mı? Nitekim insanlık sermayesinin erimesi anlamına gelen merhametsizlik yüzünden bu çağda, dünya kan gölü ve ateş topuna döndü.

Nükleer teknolojinin marifeti: dünyada kişi başına düşen patlayıcı miktarı beş ton…

Merhametin kaybedildiği ve katledildiği günümüz dünyasında her bir saatte açlıktan ölenlerin sayısı: yirmi dört bin insan…

Merhametsizlik, çağın bulaşıcı hastalığı gibi kıtalar geziyor.  

Nagazaki, Hiroşima, Srebrenitsa, Halepçe, Hama, Humus, Sabra, Şatilla, Arakan, Patani… Merhametsiz uygarlığın beşere armağanı değil mi? İnsan insanın kurdudur tespitine küresel ölçekte de şahit olmadık mı?

Bugün merhametsizlik yaşam alanlarımızın tamamında hüküm sürüyorsa bu öncelikle bizlerin kusuru ve vebalidir. Huzursuz ‘’huzurevleri’’, sevgisiz ‘’sevgi evleri’’, anasız ‘’anaokullarını’’ nasıl izah edebiliriz? Suçlama, sorgulama, sızlanma durumunda değiliz. Bunca vahamet ve vahşete tanıklık eden bizler kuru söylem ve sloganlarla bir yere varamayız. Zulme tepkisiz, münkere duyarsız, şerre aldırışsız kişilerin merhametten bahsetmelerinin kıymet-i harbiyesi yoktur.

Fıtrata kodlanan, eğitimle kökleşen merhamet duygusu, hayatı besleyen en önemli ilahi ve rahmani damardır. Tüm ahlaki ve insani güzellikleri kuşattığından kâinat kitabının tezhibidir, merhamet. Mazluma, mağdura, mahruma, muhtaca, mahkûma ve mustazafa mutlak bir acıma duygusundan ziyade onların maddi ve manevi krizlerine deva olmalıdır, asıl ve aslında merhamet hissi.

Köklü, kalıcı bir çözüm için kendi asabiyet, aşırılık ve acımasızlığımızın farkına varıp merhametin hayata anlam katan iklimine dönüş yapmalıyız. Bana ne duyarsızlığı yerine, bana düşen ne hassasiyetiyle merhameti yürekten yürürlüğe geçirmeliyiz.

Erdemin ve başarının rekabet ve bencilikle değil, merhamet ve iyilikte gizli olduğunu nefsimize ve neslimize öğretmeliyiz.

Bugün kalplerin pasını silmek, şiddet ve zulmün gönüllerde açtığı yaraları sarmak için söylemden eyleme yansıyan ‘’ilahi kelam ve nebevi merhametle şekillenen’’ topyekûn bir yürek terbiyesine ve merhamet seferberliğine mutlak surette ihtiyacımız var.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #