M.VEYSİ TUNÇ veysi_tunc@hotmail.com

DAVA GEMİSİ

03 Mayıs 2017 Çarşamba 05:38

Mevki makam, servet, şöhret ve şehvet eksenli hayatların yoğun olarak yaşandığı bir döneme şahitlik etmekteyiz. Bu nedenle şahsiyeti oluşmamış, zihniyeti oturmamış, kendisi de olamamış, olgunlaşamamış kesimler veya kişiler konumlarını ve konuşmalarını para, güç ve iktidara göre ayarlamaktalar. Bu anlayışa sahip kişi ya da oluşumlar, hak ve hakikatten yana olmak bir yana haksız ve hukuksuz bile olsa çoğunlukla olmayı her zaman tercih ederler. İlke ve değerleri çıkar odaklı olduğundan her zamana ve mekâna kolayca uyum sağlarlar. Bazen ülküsüz ülkücü, bazen halksız devrimci, bazen de namazsız İslamcı olurlar.  Çünkü renkten renge girmeye alışkın bu kesimin varlığını koruması ancak bu yüksek manevra kabiliyetine, kutsalının olmamasına, kimliksiz ve kişiliksiz yapılarına bağlıdır.

Peki, bunlar kimlerdir ve özellikleri nelerdir?

17-25 Aralık’tan sonra bile bilinen ve belirgin FETÖ’cüyken bugün devletin çeşitli kademelerinde görevli en hareketli ve hararetli paralelcilerdir. Her şeyi yapacak potansiyele sahiptirler.

Bunlar AK Parti’nin iktidar olduğu dönemlerde bile farklı bir zihniyete sahipken bugün özellikleteşkilatın bir kısmı tarafından korunan ve kollanan sızıntılardır.

Bunlar parti içinde yuvalanan masayı ve kasayı önceleyen Anadolu’nun sesiyle, nefesiyle, derdiyle, değeriyle, tarihiyle alakası olmayan sığıntılardır.

Bunlar partiyeşirket, kar getiren kuruluş ve ikbal kapısı olarak bakanlardır.

Bunlar her tülü eleştiriye kapalı, mesnetsiz iddiaların, haksız ithamların, akıl almaz iftiraların sahibi olan isimsiz, yüzsüz sosyal medya aktörleridir.

Bunlar halkı kıran, dava adamlarını karalayan lakin ‘’Reisçiyim’’ diye geçinen ya da kamufle olan yanlış ve yanılmış tiplerdir.

Bunlar davalarını aşkla, sevdayla, dertle, duayla yoğuran ve bedel ödeyenlere ‘’manyak’’, ‘’militan’’, ‘’deli’’ ve ‘’radikal İslamcı’’ şeklinde karalayarak tasfiye edilmelerini isteyen küçük köstebekler ve özsüz köklerdir.

İsimleri değişse de bunlar hep aynı zihnin ve zihniyetin ürünüdürler. Bunlar, Pelikancılardır. Kendilerini “En Reisçi”, “Çok Reisçi”, “Öz Reisçi”, “Has Reisçi”, “Hakiki Reisçi” vb.vasıflarla tanımlayıp, diğer herkesi yeren,  eleştiren, dışlayan, küçümseyen, küstüren ve kıran bir takım çete, güruh ve gruplardır.

Egemen güçlere, iç ve dış terör odaklarına, ‘’Topunuz gelin!’’ diyerek meydan okuyan, milletin geleceği için bunlarla kesin ve keskin bir şekilde mücadele eden ‘’Reis’’in sertliğini ve netliğini anlamayan, İslami ilke ve değerlerden yoksun, ahlak ve erdem yoksulu, çıkarları söz konusu olduğunda etkin ve yetkin birtakım çevrelerin kendilerini ‘’Reisçi’’ olarak tanıtmalarına veya tanımlamalarına kanmamak gerekir.

Reis’i anlamayan, ne demek istediğini algılayamayan, dava şuuru olmayan yağcı ve yalaka birtakım siyasetçi, gazeteci, bürokrat ve diğer yönetici kesimin sadakatine ve samimiyetine itibar edilebilir mi?

İmkânı imtihan olarak görenler ile fırsat bilenler aynı gemide.

İşte bu manada Aydın Ünal’a kulak vermek gerekir. Nitekim kendisi hem AK Parti Ankara milletvekili hem de Cumhurbaşkanımız, Başbakan iken konuşma metinlerini kaleme alan isimdir. İfadeleri şöyle: ‘’Büyük bir gemiye benzetirseniz AK Parti'yi, dümeninde kaptanı vardır, mürettebatı vardır, yolcuları vardır; bir de, piresinden faresine, kaçak yolcusundan seyyar satıcısına kadar gemiye “tutunanlar” vardır. Kaptan, mürettebat ve yolcular, belli bir rota içinde menzile doğru yol alırken, menzile ulaşmanın mücadelesini verirken, kimileri de yolculuk esnasında bir şeyler koparmanın, daha çok kazanmanın mücadelesini verirler. Kaptanın, mürettebatın ve yolcuların, açık denizlerde gemilerinden başka tutunacak dalları, takdir-i İlahi'den öte sığınakları yoktur; diğerleri ise, boyunlarında can simitleri, filikaların başında, en küçük sarsıntıda gemiyi terk etmek için fırsat kollayanlardır.’’

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #