M.VEYSİ TUNÇ veysi_tunc@hotmail.com

DOSTLUK

18 Şubat 2018 Pazar 06:42

"Hesap uzmanı" veya  "madde bağımlısı"na dönüştüğümüz bir zamanda yaşıyoruz.

Hesap uzmanı veya madde bağımlısı derken kastettiğim anlam aşikâr…

Kar, kazanç, kasa, moda, marka, masa, mevki, servet, şehvet, şöhret…

İlişkilerin günübirlik değişimi, iletişimin çıkar odaklı bir hal alması, insanlığımızın söylemden eyleme yansımaması toplumsal ve bireysel halimizi gözler önüne sermez mi?

Siyasetin ticarete, maneviyatın menfaate, değer ölçüsünün veya ölçütünün maddiyata dönüştüğü günümüzde dostluktan söz etmek, daha doğrusu hakiki dostu ve dostluğu elde etmenin ne kadar zor ve zahmetli olduğunun farkında mıyız?

Nitekim Nurettin Topçu:’’Menfaat yaşamak, ahlak yaşatmak ister. Bir arada barınamazlar.’’

Gidişat: Tanıdık çok, tanışıklık pek çok, dostluk pek yok.

Zaman ve zemin ne kadar olumsuz olursa olsun öncelikle kendimizi bilmeliyiz. Ahlakımızı güzelleştirmeliyiz.

Biz gerçek dost muyuz, bizim dostluk kurulacak bir karakterimiz ve kapasitemiz var mı?

Önder Hz Peygamberin dediği gibi:’’ Mümin; geçinen, geçinebilen kimsedir. İnsanlarla dostluk ve ülfet etmeyen, kendisiyle de dostluk edilmeyen kişide hayır yoktur.’’

Birbirimizi sevmedikçe iman etmiş sayılmayacağımıza göre dostluk bir inanç meselesi değil midir?

Dostluğun kökü, sadakat; gövdesi samimiyet; dalları muhabbettir.

Dostluk kişinin dışında gerçekleşir, bir nevi kısmet işidir.

Çok istediğimiz biriyle dost olamayacağımız gibi bazen düşmanların da birbirleriyle dostluk kurabildiğine tanık olmuşuzdur.

Farklı zihin yapısına ve zihniyete sahip olunması da engel midir dostluğa?   

Dostluğumuz kadim ve kutsal mı, kar ve kazanç odaklı mı?

Hakiki mi, sahte mi? Geçici mi kalıcı mı? Sanal mı, sahici mi? İyi gün dostu muyuz, kötü gün dostu muyuz?

Bunu belirleyecek olan zorluk, yokluk ve yolculuk benzeri imtihanlardır.

Hayatın gelgitleri var, baharı var, yazı var, kışı var. Nimetlerin verildiği ve alındığı dönemler var.

Mühim olan yoklukta dostunun yanında var olabilmek…

Bütün bu sınanmaları başarıyla geçendir, hakiki dost, geçemeyen ise hayali dost.

Yol arkadaşı, yoldan veya yolculuktan daha mühimdir.

Nitekim insanı, yoldan ziyade yol arkadaşı yorar, yıpratır ve yalnızlaştırır.

Yanımızdakilerin dostumuz olup olmadığı da yolculuk esnasında belirlenir ve belirginleşir. Siyasette, sanatta, ticarette… Velhasıl hayatın her alanında… İlerlememizi, gelişmemizi, iyi işler yapmamızı engelleyenler dostumuz olabilir mi?

Ne demiş eskiler:’’ Önce refik, sonra tarik…’’

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #