Herkes hatırlanmak ve hatırlatılmak ister.
Zihinlerde var olabilmek…
Yüreklerde var kalabilmek…
Yok olan bedene karşın…
Yaşamak ve yaşatılmak ise makul iş yapmak, mantıklı nesil yetiştirmek, muteber yapı ve yapıt oluşturmakla mümkün olabilir.
Biz de Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in emekliye ayrılması veya daha doğru bir ifadeyle emekliye ayrılmak zorunda kalması neticesinde görev süresince yaptıkları ve yarına kalıcılığıyla ilgili değerlendirmelerde bulunacağız.
15 Temmuz 2016… Kırılmanın, kıvrılmanın ve kapasiteninortaya çıktığı günün kanlı, kinli, kirli gecesi… Üstten talimat almadan, alttan üstte herkese cesaret aşılayan, Batı’dan ve batıldan yana olanların tuzaklarını aşındıran salaları okutan Mehmet Görmez’den başkası değildi. ‘’Ezanları susturan darbelerden, darbeleri susturan salâlar’’ kelama ve kaleme yansıdığında Görmez’den bahsetmemek mümkün değildir.
15 Mayıs 2015 Cuma günü Mescid-i Aksa’da bir farklılık hemen sezinleniyordu. Şeyh İkrime Sabri’nin ifadesiyle Selahaddin Eyyübi’nin ve Sultan Selim’in minberinde Mehmet Görmez Hoca Arapça bir hutbe irad etmekte… Cemaat gözyaşı dökmekte ve tekbirler getirmekte…
Görmez Hoca’ya Aksa’da Arapça hutbe okuyan ilk ve tek Diyanet İşleri Başkanı sıfatını kazandıran ve Filistinlilerin coşkulu desteğini kazanan bu hitap unutulabilir mi veya unutturulabilir mi?
Mehmet Görmez Hoca’dan geriye hafızamızda kalanlar:
Diyarbakır’da Kürtçe mevlid okuyan ilk ve tek başkan olduğunu biliyor muyuz?
Sultan Ahmed Camisinde beş seneden beri bayram hutbelerini okudu.
Her hacda Arafat’ta hutbe irad etti.
Ayasofya’da Kur’an ve ezan okuttu.
Camilerin sadece namaz vakitlerinde değil, yirmi dört saat açık olması için çalışma başlattı.
Çocukların ve kadınların camiye gelmesini teşvik etti, 4-6 yaş grubundaki çocuklara yönelik din eğitimi çalışmalarını başlattı.
Kutlu Doğum Haftasının yaygın ve etkin kullanılmasına öncülük etti.
Diyanet TV’yi, Diyanet ve Kuran Radyo’yu halkın hizmetine sundu.
Kuran-ı Kerim kıraat yarışması ve sakal-ı şerif ziyaretiyle ilgili eleştirisi mühim.
FETÖ’yle mücadeleye ek olarak bir yıl içinde kapsamlı bir FETÖ raporu hazırlattı.
Mehmet Görmez Hoca’nın mutlaka hata ve kusurları olmuştur. Lakin emanet olarak gördüğü makama asaletle geldiği gibi asaletle gitmeyi de bilmiştir.
Ancak tenkitlere, tarizlere ve tehditlere baktığımızda bunların büyük bir kısmının belli odaklar tarafından belirgin amaçlara yönelik olduğu aşikârdır. Bireysel ya da grupsal çıkarlar, ırkçı yaklaşımlar, mezhepsel taassup, siyasi tepkiler… Bu sebeplerden dolayı belli kesimler şimdiye kadar gelmiş geçmiş en etkin, en etkili ve en yetkin başkanı görmez oldular. Göz göre göre hakkında yalan söylediler, Görmez’e iftira attılar.
Mehmet Görmez Hoca; basireti, feraseti, cesareti; kıraati, hitabeti ve kitabetiyle hem yüreklerde hem de zihinlerde hak ettiği yeri almıştır.
Geride ‘’hoş bir sadâ’’ bıraktı Hoca, ya diğerleri?