Korkunun, kötülüğün kol gezdiği, güvenin yıkıldığı, insanın meta olarak algılandığı, paranın, maddenin, gücün putlaştırıldığı bir dünyada kurtuluş; İbrahim’i teslimiyet, sadakat ve itaat ile gerçekleşebilir.
‘’… İbrahim’de ve onunla beraber olanlarda sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır…’’ (Mümtehine, 60/4 ) Öyle muazzam bir örnek ve önderdir ki ateşle imtihan, toplumsal baskı akabinde hicret etmesi, baba sevgisi ve saygısı onu davasından tavize mecbur ve maruz bırakamadığı gibi evlat sevgisi de ilahi emrin önüne geçememiştir.
Atamız Hz İbrahim’in izinde olmak, tüm ‘’izm’’lerden sıyrılıp en çok sevdiğimiz İsmail’lerimizi sadece Allah için ve Allah yolunda feda edebilmektir.
Modern zamanların bozucu, boğucu, bitirici etkilerine daha fazla maruz kalan günümüz insanının vazgeçemediği İsmail’ler neler?
Bu hayat kime heba? Bu gençlik kime veya neye feda?
Moda, marka, maaş ve maç mı?
Haz ve hız mı?
Masa, kasa ve nisa mı?
Evet, hangisi ya da hangileri en çok sevdiklerimiz? İşte, onları kurban etmeliyiz, İbrahim’i bir tutum, İsmail’ce bir teslimiyetle.
Peki, nasıl tespit edeceğiz imtihan vesilesi olan aşırı düşkünlüklerimizi ve sevdiklerimizi? Neticede sorumluluk almaktan bizi ne engelliyorsa, inancımızı ne zayıflatıyorsa, ilahi çağrıyı anlamaya ve hakikati yaşamamıza ne engel oluyorsa işte budur bizim İsmail’imiz. İşte odur kurban edeceğimiz!
Bundan dolayı, Allah için her şeyden vazgeçebileceğimizin bir ifadesi ve O’na kayıtsız şartsız teslimiyetimizin simgesidir kurban.Arınmışlık, adanmışlık, aidiyet nişanesi ve nihayetinde ilahi mazhariyetin vesilesidir. Bu ibadetin şuuruna varamayanların payına ‘’et’’, İsmail gibi olanların payına da ‘’cennet’’ düşer.
Kurban bir et şöleni ve gelenek değil. Nitekim kurbanı kanla eşdeğer görmek de doğru değil. Aslında kurbanı kurban kılan, akıtılan kan hiç değil. Çünkü her kulun kurbanı makbul değil.
Nitekim kin, kan, kiri barındıran Kabil’in kurbanı kabul görmedi. Kurban, Habil’in kurbanıydı. Zira teslimiyet, samimiyet ve itaati barındıran takvaydı, Allaha ulaşan. Kasap olmakla kurban sahibi olmak arasındaki temel fark da buydu zaten.
İbrahim olup sevdiğimizi, İsmail olup nefsimizi Rabbimize adama bilincine ulaşabilmek duasıyla…
Hak edenlerin bayramı mübarek olsun!