Sosyal medyada dolaşıma giren 1 dakika 16 saniyelik videoyu izlediniz mi, bilmiyorum. Yoğun ve yorgun gündemimizde gözümüzden kaçma ihtimali çok yüksek.
Anlatmaya çalışayım.
Yer, işgal ve istila edilen topraklar… Birçok kadim ve kutsal İslam diyarında olduğu gibi…
Bizim kırık kanadımız, kanayan yaramız, kaybettiğimiz kalbimiz…
Filistin…
On yıldan fazladır Siyonistlerin hava, deniz ve kara ambargosuna maruz kalan Gazze…
Kendi öz topraklarında mahpus olan Filistinli gözü kara gençler, tellerle çevrili sınıra yaklaşıyorlardı. Birazdan başlarına geleceklerini bilmeden… Cesaretle yürüyorlardı, hayatın iman ve cihat olduğu hakikatini bilerek… Silahsızdılar ama güçlüydüler. Çünkü haklıydılar.
Pusuda bekleyen, insanlıktan nasibini almamış, cahil ve cani Siyonist askerler… Kayıttalar, keskin nişancıya ait tüfeğin dürbününde.
İsrailli komutan, keskin nişancıya mavi elbiseli olan Filistinli genci, durduğu zaman vurması gerektiği talimatını veriyor. Ancak keskin nişancı, pembe tişört giyen Filistinli genci hedef aldığını söylüyor. Ve bir el silah sesi… Yere düşüyor pembe tişörtlü Filistinli genç. Yücelen ve yükselen Filistinli bir şehit daha… Ardından videodan duyulan İsrailli askerlerin sevinç çığlıkları, zafer naraları… İçlerinden birinin ne güzel bir video oldu, dediği duyuluyor. Diğerlerinin ise Filistinli genci vuran keskin nişancıyı övdüğü görülüyor. Silah sesinin ardından onlarca Filistinli vurulan genci hastaneye kaldırmak için bulunduğu bölgeye geliyorlar ve kardeşlerini oradan alıyorlar.
Vahşi hayvanların bile bu terör devletinden ve askerlerinden daha medeni olduğunun kanıtı olan kısa bir video…
Nitekim Filistinlilerin Toprak Günü'nün 42’nci yıl dönümü kapsamında düzenledikleri barışçıl gösterilerin başladığı 30 Mart Cuma gününden bu yana 35 Filistinli şehit oldu, 3 binden fazlası yaralandı. Çünkü terörist İsrail ordusu, askerlerine Gazze sınırına yaklaşan Filistinliler için vur emri vermişti.
Hatta işgal ettikleri Golan Tepelerinde düzenlenen bir etkinlikte Liberman:‘’Filistinli genci vuran keskin nişancı övgüyü hak ediyor, ancak bunu kameraya alan asker ise askeri mahkemeyi.’’ demişti.
Haksız mıydı Yahudi asıllı, Oscar ödüllü Dustin Hoffman, "İsrail doğdu, insanlık öldü." derken?
Ya bizler bu videoyu izlerken, bu yazıyı okurken veya haberlerde Siyonistlerin yaptıklarına tanıklık ederken neler hissediyoruz?
Kaybettiğimiz bir telefon kadar telaşlanıyor muyuz? Kaçırdığımız bir gol kadar veya kırdığımız değerli bir süs eşyası kadar üzülüyor muyuz?
Alışmadık mı Müslümanların kanının dökülmesine, gözyaşlarının akmasına, kadınlarının dul ve çocuklarının yetim kalmasına? Söndürülen ocakların tütmesi için arayış içerisinde miyiz?
Müslüman halkların liderleri ve yöneticilerinde soylu bir öfke, somut yaptırımlar, sağlıklı işbirliğini görmek mümkün mü? Onlar için mevzu iç siyaset malzemesi ve ülkeler arasında liderlik yarışı…
Daha nice soru ve sorgulama…
İşgal ve ihmal arasında kalan mukaddes ve muazzez topraklar…