M.VEYSİ TUNÇ veysi_tunc@hotmail.com

İYİLİK

05 Kasım 2017 Pazar 22:38

Hayatın en tatlı, en verimli, en sevimli ve en fazla huzur veren işidir. Allah rızası için yapılan her meşru iş iyiliktir.

İyilik; evsiz, barksız, belki de vatansız insanlara arkadaş olabilmektir. Yetimin başını şefkatle okşamaktır. Yolda kalmışa ve yolunu kaybedene yardımcı olmaktır. Bir tebessümdür. Bir çift güzel sözdür.  Zalimin karşısında, mazlumun yanında olabilmektir. Musibete ilk anda gösterilen sabırdır. Öğrenilen ve öğretilen bilgidir. Borç verebilmektir. Samimi bir duadır.  Veya yoldan kaldırılan taştır iyilik.

Hayatın her anını ve alanını kuşatmalı iyilik algı ve anlayışımız.

 ‘’İyilik, gönlünü huzura kavuşturan ve içine sinen şeydir. Kötülük ise gönlünü huzursuz eden ve içinde kuşku bırakan şeydir; velev ki insanlar başka şeyler söylesin.’’ diyen âlemlere rahmet Hz Peygamber, iyilik ve kötülük kavramlarını insanın kendi iradesine ve vicdanına bağlamaktadır.

Hayır ve iyilik yapma konusunda irade ve vicdan; iman, ihsan ve ihlâsla şekillenmelidir. Böylece ihsan derecesinde bir imana ulaşmamızı sağlaması yönüyle iyilik, gönül dünyamızı zenginleştirir ve günlük hayatımızı anlamlı hale getirir.

Bir iyilik medeniyeti olan İslam, her iyiliği sadaka olarak görmüş ve herkesin yapabileceği türden iyilikler olduğunu haber vermiş.

’’Yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korununuz.’’ hadisi şerifi bu anlamda pek düşündürücüdür. Yarım hurma da mı infak edemiyoruz?

‘’Kıyametin kopmakta olduğunu görseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz.’’ nebevi emri çerçevesinde düşünecek olursak iyilikleri erteleyebilir miyiz?

En zor, zahmetli zamanlar ve mekânlar bile salih amel işlememizi engelleyebilir mi?

Önemli olan iyilik duygusunun yürekten yürürlüğe yansımasıdır. İyiliği sadece konuşan değil bu uğurda koşturan olma sorumluluğumuz var.

Kötülere ve kötülüğe tavır almak inancımızın ve vicdanımızın gereği iken iyilerin tepkisizliği, duyarsızlığı nasıl izah edilebilir?

Kötülüğe ve kötülere engel olmak, iyilik yapmaktan daha evla ve daha elzemdir. Gerektiğinde elimizle veya dilimizle… Kınayıcıların kınamasından kaygılanmadan, korkmadan…

Vicdanımızı rahatlatmak, takdir edilmek, ticari ve siyasi yatırım olsun diye yapılanların iyilik olmadığını bilmeyenimiz var mı?

Tuzağa koyulan yem tanelerinin cömertlik sayılamayacağını bilmiyor muyuz?

İyiliği geçiştirmemizin, günahları küçümsememizin akıbetimizi nasıl etkileyeceğini bilemeyiz.

Küçük ihmaller ve kusurlar büyük hüsranlara neden olabileceği gibi önemsiz gibi görülen hayırlar, felaha ve feraha ulaşmamızı sağlayabilir.

Nitekim susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğin susuzluğunu gideren bir kadının kurtulduğunu müjdeleyen örnek ve önder Hz Peygamber, başka bir kadının ise kediyi hapsedip işkence ettiği için hüsrana uğradığını bizlere bildirmektedir.

Dünya ve ahiretteki nihai hedefimiz, iyiliktir. Bu yüzden:’’Rabbimiz, bize dünya ve ahirette iyilik ver.’’ ayet-i kerimesiyle dua ve niyazında bulunmuyor muyuz?

Hesap gününe inanan insanlar olarak kendimize şöyle bir iyilik yapalım:

Kötülüğün gidericisi ve iyiliğin taşıyıcısı olalım.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #