ERCAN HARMANCI ercanharmanci@hotmail.com

KODLARIYLA OYNANAN İMAM HATİPLER

14 Mayıs 2015 Perşembe 06:42

İmam Hatip okulları önceden sadece Allah’ın rızasını gözeten insanların kendisine dert edindiği okullardı. Bu gün bu okullar bir zamanlar burada kimse okumasın ve bunu engellemeliyiz diyen insanların da derdi oldu. Toplum mühendisleri rahatsızlık veren bir durum karşısında rahatsızlık veren durumun niteliğini en aza; niceliğini de en fazlaya çıkararak bu rahatsızlığı ortadan kaldırmaya çalışırlar. Evet, İmam Hatip okulları için iyi niyetli insanların ve kurumların çalıştığı kadar hem ulusal hem de uluslararası kötü niyetli kişi ve kurumlar da boş durmamaktadırlar.

İmam Hatip okulları bizim toplumumuzda namaz kılan ve Allah Rasulü’nün tavsiyesi üzere yaşayan insanların çocuklarının okuduğu okullardır. Ve bir gerçek var ki bu gün öğrencilerin imam hatip okulunda olmalarından dolayı duydukları rahatsızlık kadar; 1990’lı yıllarda okuyan gençler imam hatipli olduklarını gururla söylerlerdi. Hatta periyodik aralıklarla bir araya geldiklerinde o yılların heyecanı ile  “bir şeyler yapmalıyız” diyerek bir birlerine dertlenirlerdi.

Bakanlık bu kadar hazır değildi belki hatta okulların sayılarının artacağını bu kadar da beklemiyordu. Neden bu kadar arttı? İyi niyetlerle, eskiye özlem ile olduğu kadar mevcut iktidara daha yakın görünmek adına hem mahalli hem de mülki amirler bu okulların sayısını artırdılar. Çünkü imam hatip okulu açmak ve bu okullar için yer vermek destek sağlamak aynı zamanda  “bizde sizdeniz!” mesajını vermekti.

Sosyolojik olarak bir milyon nüfusu bulunan bir yerleşim yerinde 200’e yakın imam hatip okulu varsa bu normal ve kendiliğinden bir gelişme değildir. İmam Hatip okulları üzerine yapılan sempozyumlar ve çalıştaylar bakanlığın buna hazır ve bu konuda donanımlı olmadığının da göstergesidir. Bu durum ilk görünüşte her ne kadar sevindirici bir durum gibi görünse de sosyolojik olarak büyük sorunları çağrıştıran bir durumdur.

Sayıları belki yüz binleri bulan öğrencilerin yarıdan fazlası beş vakit namaz kılmayan ve hatta %’de 40’a yakını Cuma namazına gitmeyen ya da %’de 70’i Allah’ın emrettiği şekilde örtünmeyen erkekli ve kızlı olumsuz prototipler çıkacaktır. Ve bu prototipler bundan sonra gelecek imam hatip okulları algısını da oldukça değiştirecek hatta 180 derece farklı bir algı oluşacaktır.
İmam hatip okulları bu okullara istek ile gelmeyen öğrenciler ve bu okullarda görev yapan bazı öğretmenlerin olumsuz telkinleri ile bir toplumsal ve kurumsal karşı kültür durumu yaşamaktadır. Artık imam hatip ruhuna uygun öğrenciler kıyafet tercihleri, öğrenmek için okudukları metinler ve okulların hazırladığı sosyal –kültürel etkinliklere katılmadıkları için hem öğretmenler hem de idare tarafından sıkıntı yaşamaktadırlar. Bir zamanlar aynı gaye etrafında kenetlenmiş öğrenciler karşısında eziklik yaşan öğretmenler varken bu gün imam hatip ruhunu taşımak isteyen öğrencileri ezmeye çalışan öğretmenler vardır.

Buraya kadar yazılanları okuyan hep olumsuz düşündüğümüzü ve kırıcı bir dil kullandığımız düşünebilirler. Şayet hastalık ilerlemiş ise pansuman edici yöntemler ve ilaç tedavisi değil ciddi bir cerrahi operasyon gerekir. Şimdi yazacağım cümle durumun ciddiliğini daha da ortaya koyacaktır. Ulusal basına yansıyan “Bu okulları biz açtık, biz kapatırız” cümlesi hiçte basit bir cümle değildir. İmam hatiplerin kapatılması için mücadele karşısında imam hatipli ruhu yeniden oluşur ki gerçek imam hatiplilerden korkup çekinenler bunu bildiği için bu okullara karşı olmaktan ziyade bu okulların kodlarıyla oynamayı tercih etmişlerdir. Cem evleri ve bir takım düşüncelerinde bu okulların müfredatına alınması ile birlikte aynı fakültede karşıt görüşlü öğrencilerin varlığından nemalanan güçler imam hatiplerde böyle bir kamplaşma oluşturmaya çalışacaktır…

Çok ilginçtir her kesim kutlu doğum haftasını kutlamaya meftun olduğu kadar her geçen gün Muhammed(sav) hadislerinin sorgulanabilir olması gerektiğini de telkin etmektedir. Bu okullarda insanların Kuran ya da ayet okumalarından bu mihraklar asla rahatsız olmazlar ama Allah Rasulü’nün gündem olmasından ise oldukça rahatsızdırlar. Allah Rasulü’nün olmadığı yerde Kur’an hâkim olmaz gerçeğini kabul etmediğimiz sürece güvendiğimiz bir nesil gelmeyecektir.

Öyle günler göreceğiz ki bizim dinimizle alakalı olmayan kişi ve kuruluşlar İmam Hatip okullarına hibe programları başlatacak… Hükümet imam hatip konusunda hiç bir yabancı kuruluşun organizasyonuna ve hibesine onay vermemelidir. İmam hatip okullarında madem inancımıza uygun Allah Rasûlünü model alan gençler istiyoruz ki bunu Cumhurbaşkanımız defalarca ikrar etmiştir. O zaman bu okullarda Allah Rasûlünü model alan o öğrenciler yalnız ve kimsesiz bırakılmamalıdır.

Şu gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır. Hiçbir cemaate, vâkıfa, derneğe ve partiye bu okulların organizasyonu ve koordinesi verilmemelidir. İlk etapta niyetler iyi olabilir ama her güçlenen organizasyon kendisini iktidara rakip görecektir ki bunun sosyal gerçekliğini birkaç yıldır hem toplum hem de devletimiz yakinen görmüştür. Yaşanılan bir sosyal olaydan ders çıkarılmazsa şerr güçler yine birilerini vasıta kılarak devreye girebilirler…

Son olarak bu okulların ortak paydası Allah Rasulü’nün emir ve tavsiyeleri olmalıdır. Ve mutlaka bu okullar ümmet eksenli olmalıdır. Ve bu okullar istenen ve özlenen protip gençlerin oluşması için nicelik değil nitelik ağırlıklı olmalıdır. İmam hatip okulları niteliği ciddi ve ivedi bir şekilde ele alınmalıdır. Nasıl bir üründen daha çok verim elde edilmek istendiğinde uygun zamanda budama yapmak gerekiyorsa artık bu okullar ehil eller tarafından bu toplumun yarını için gerekli budamalar yapılmalıdır…

 

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #