M.VEYSİ TUNÇ veysi_tunc@hotmail.com

KUKLALARDAN KUKLACILARA ULAŞMAK

26 Aralık 2016 Pazartesi 23:18

Çok ve çeşitli nedenler yüzünden ülke içinde ve dışında olağanüstü bir süreç yaşıyoruz. Kader olan coğrafyanın, birçok halkın kederi olduğuna şahit olmaktayız. Bulunduğumuz coğrafyada dik ve diri duran, mazlum ve mağdurların sığınağı, korunağı ve dayanağı olan ülkemiz,yalnızlaştırılmak, yıpratılmak ve yok edilmek istenmektedir. Nitekim haklı olarak Cumhurbaşkanımız:’’ Yaşadığımız dönem en az İstiklal Harbi kadar önemlidir, kritiktir. Bugün adı konulmamış bir Sevr tehdidi ile karşı karşıyayız.’’ demektedir.

15 Temmuz işgal ve istila girişimi…

Ekonomik operasyonlar…

Terör saldırıları…

İç kargaşa ve savaş çabaları, çığırtkanlıkları…

Hepsini yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Özellikle 15 Temmuz ruhuyla direnen ve yeniden dirilişin eşiğinde olan bu muazzez ve muteber millet, terör örgütleri üzerinden terbiye edilmeye çalışılıyor. Adları farklı da olsa bu kuklaların, kuklacılar tarafından yönetildikleri, yönlendirildikleri bilinen bir gerçekliktir. Kuklaları tanımak önemli de olsa kuklacıları tanıtmak daha da önem arz etmektedir.

Ülkemiz üzerindeki kirli ve kinli emellerini eleme dönüştüren PKK, PYD, DHKP-C, FETÖ ve DAİŞ üzerinden topyekûn bir savaş çıkarmak isteyenler ‘’sömürgeci Batı ‘’ ve ‘’müttefiklerimizden ’’ başkası değildir. Kapitalizm ve Siyonizm tetiklediği bu süreç hem soğuk hem sıcak hem psikolojik hem de asimetrik savaşı bünyesinde barındırmaktadır.

Bu örgütlerden kiminin Kürtçü, kiminin komünist devrimci, kiminin sözde şeriatçı, kiminin ılımlı Müslüman, kiminin de solcu olması üst aklın hedefleri ve talimatlarını gerçekleştirmek için beraber hareket etmelerine manibile olamamaktadır.

Mesela DAİŞ… Müslüman öldürmeye programlanmış bu vahşi terör örgütü bazen PYD ile bazen Nusayri Esed’le bazen de Şii güçleriyle işbirliği yapmaktadır. İslam’ın şiddetle özdeşleşmesine neden olan bu yapı, Batının istediği tahrip ve tarif edilen bir dinin taşeronluğunu yapmaktadır.

Ülkemizin iç, dış politikası ve ekonomisini şekillendirmek isteyen Avrupa’nın alenen desteklediği çok kullanışlı sol/sosyalist/marksist/seküler örgüt olan PKK’nın DHKP-C ve FETÖ’yle ilişkisi sır değil. PYD ile ikiz kardeş olan bu örgütler sözde DAİŞ ile savaşıyor gerekçesiyle ABD tarafından bölgedeki hâkimiyetini sağlama adına silahlandırılmaktadır. Avrupa ise özellikle PKK VE FETÖ olmak üzere terör örgütlerini alenen koruyor ve kolluyor. Almanya’yı az çok bilen ve takip edenler, bu ülkenin PKK/PYD ile FETÖ’nünyayıldığı ve yuvalandığı bir yer olduğunun farkındadırlar.

Yeni nesil savaşları terör örgütleri üzerindensürdüren Avrupa ve ABD, Türkiye’nin siyasi ve sosyal yaşamına istedikleri gibi yön vermek, değişip gelişimini engellemek, gönül coğrafyasıyla bağlantılarını kesmek ve her daim kendilerine bağlı veya bağımlı olmasını istemektedir. İstanbul, Kayseri saldırısı ve Rus Büyükelçisinin öldürülmesi da tam da bu amaçları gerçekleştirmeye yöneliktir.

TAK’ın (PKK) üstelendiği melun ve menfur saldırılar ile FETÖ’ye mensup uyuyan hücrelerinden olan polisin, Rus Büyükelçisinikameralar önünde öldürmesinin hangi örgütlere veya ülkelere yaradığını düşünelim.Rus Büyükelçisini öldüren katilin bağlantıları ortaya çıktıkça hem yeni nesil terör örgütü olan paralelin neler yapabileceğine hem ülkemizde kargaşa çıkarmak isteyen istihbarat servislerinin bağlantılı olduğu devletlere ulaşmamız kolaylaşacaktır.

PKK, PYD, DHKP-C, FETÖ ve DAİŞ ile ülke sınırları dışında daha etkin mücadele edilmeli, şehir yapılanmaları engellenmeli ve çökertilmelidir. Bu yapılara destek veren ABD, Almanya, İngiltere, İsrail, Belçika ve diğer ülkelerin derin bağlantıları bilgi, bulgu ve belgelerle ortaya konulmalıdır.

Ülkemizde meydana gelen her türlü saldırı sonrası terör örgütleri yerinekişileri, kurumları, kuruluşları ve hükümeti hedef gösteren siyasi partiler, akademisyenler, sanatçılar ve gazeteciler çıkması da pek manidardır. Yanlış yapan ve eksikliği olanların eleştirilmesi ne kadar isabetli bir yaklaşım ise hain ve alçak terör örgütlerinin yaptıklarını görmezlikten gelmek, bunların yaptıklarını ve bağlantılarını sulandırmak o derece iğrenç bir algı operasyonudur.

Nihayetinde birbirinden çok farklı gibi görünen, farklı eylemleri ve emelleri olduğu düşünülen terör örgütleri aslında aynı kökten beslenen bir ağacın dalları gibidirler. Bu ağacın kökü kurutulmadıkça her daim dalları var olacaktır.Dalları budamak önemli de olsa fitne ve fesada yol açan zararlı kökleri kurutmakdaha evladır.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #