M.VEYSİ TUNÇ veysi_tunc@hotmail.com

LÜTFUN DA HOŞ KAHRIN DA…

18 Mayıs 2015 Pazartesi 13:41

Kur’an-ı Kerim, insanın imanındaki samimiyeti denemek için hayır ve şer ile imtihan edildiğinden bahseder.(21/35) İnsan, hayatın geçici güzellikleriyle de sınava çekilir. (20/131) Mal ve evlat insan için bir fitne, deneme aracıdır. (8/28) Bol rızık ve verilen nimetler (39/49) imtihan olduğu gibi başa gelen bela ve musibetler de birer sınavdır. (9/126, 22/11)
Görüldüğü gibi imtihan hayatın bir parçası değil, doğal ve kaçınılmaz gerçeğidir. Dünya ne seçim ne geçim dünyasıdır. Tüm insanlar için bir imtihan mekânıdır. Hayat da imtihandan başka bir şey değildir. Ömür, bu imtihanı tamamlamak üzere verilen süredir.
İnsanoğlu bazen sıkıntı ve zorlukla bazen rahatlık ve imkânlarla sınanır. Müminin yapması gereken nimete, şükretmek; musibete sabretmektir. Nitekim hadis-i şerifte müminin hayranlığa sebep olan hali sevindiğine şükretmesi, üzüldüğüne sabretmesi şeklindedir. Gerçek sabrın da musibetten geldiği ilk anda gösterilen sabır olduğunu bilmeliyiz.
Niçin imtihan edilmekteyiz, imtihanın gayesi nedir şeklinde sorularla karşılaşmaktayız. Rabbimizin adaletinin ve hikmetinin gereğidir imtihan. Sabır ve sadakat ancak imtihanla belli olur. Gerçek olan, sahte olandan, iyi olan, kötü olandan bu şekilde ayrılabilir. Bu gayeler olmasaydı elmas ruhlu Hz. Ebubekir sıddıklar ile kömür ruhlu Ebu Cehiller birbirinden ayrılmaz ve aynı seviyede kalırlardı. Rabbimiz, imtihan sayesinde günahlarımızı bağışlar, derecelerimizi yükseltir.
Bu dünya imtihanın soru ve cevapları önceden bildirilmiş. Cevaplar yazılı olarak açıklanmış, uygulamalı olarak gösterilmiş. Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz (sav) aracılığıyla… Öyle değil mi? Neleri yapıp nelerden sakınacağımızı hepimiz bilmiyor muyuz?
Bu imtihanda yanlışlar doğruları götürmez. Yanlışlıkları ve hataları vakit dolmadan silip düzeltmek de mümkün. Nasuh bir tevbeyle bütün günahlarımızın bağışlanacağını bilmiyor muyuz?
İmtihanda cevapları paylaşmak, yardımlaşmak da serbest.  Hatta teşvik edilmiş, sevap olarak görülmüş.
İlk bakışta bu kolay imtihanı herkesin kazanacağı akla geliyor değil mi? Maalesef insanların çoğu kaybedenlerden oluyor. Bunun nedenini hataları ve günahları süslü gösteren iki aldatıcı da aramak lazım: nefis, şeytan.
İmtihanlar çeşit çeşit ve en fazla sevilenle… Kiminin imtihanı içerisine düşüp de çık(a)madığı mal mülk, şan şöhret, makam mevki kuyuları… Kiminin imtihanı var(a)madığı secdeleri, malından geçip de ver(e)mediği zekatları, sadakaları… Kiminin imtihanı vazgeç(e)mediği bencillikleri, hırsları, ihtirasları… Kiminin imtihanı sev(e)meyen yürekleri, hakkı konuş(a)mayan dilleri, idrak etmeyen akılları… Kiminin imtihanı çoluğu çocuğu, aşı, işi, eşi…
Kullarını denediği sıkıntının seviyesini, çeşidini, süresini, yapısını sadece Cenab-ı Hak belirler. Kulun bu imtihana, sınavın konu ve ayrıntılarına karşı çıkması mümkün değildir. Böyle bir durum müslümanda görülürse imanıyla çelişir, hatta dinden çıkmasına neden olabilir. Bir öğrenci imtihanın şekli, yeri, zamanı ve süresi konusunda sınavı yapan öğretmenine ya da yetkiliye baskı yapamaz, karşı çıkamaz. Bir beşere dahi bunu yapamayanın  bunları Rabbine karşı yapması söz konusu dahi olamaz.
Ölümle birlikte imtihan da sona erecektir. Kitaplaştırılan hayat, kişiye okutturulacak. Artık hesaplar şahsi, mesuliyet ferdidir. Netice cennet, lezzet ve makbuliyet… Gayrısı cehennem, mahrumiyet ve mahkûmiyet…
Gelse de celâlinden cefa,
Yahut cemalinden vefa;
İkisi de câna sefa,
Lütfun da hoş kahrın da hoş

diyerek teslimiyet ve tefekkürle yaşayabilmek dileğiyle…  
  

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #