Filistin.

Kudüs.

Mescid-i Aksa...

Sana uzanan hain eller kurusun.
Soyları ebter olsun.

Biliyoruz bu kirli ellerin sahibini.
Bunlar ki Rabbimin kıyamete dek lanetlediği bir kavim;
Kahrolası Yahudiler değil mi?
Dünyanın başına bela Siyonizm degil mi?
Allah'a savaş açan şeytanın uşakları değil mi?

Haşa, Rabbimiz ne diye lanetlesin...

Kıyamet yaklaşınca müslümandan kaçarak delik arayacak bu alçak kavmi, arkasına saklandığı taşın dahi tahammül etmeyerek 'aradığın Yahudi arkamda duruyor' diye ele vereceğini bize haber veren Resuli ekrem ne diye aşağılıklarına işaret buyursun...

Her gün eda ettiğimiz beş vakit namazımızda kıraat eylediğimiz Fatiha Suresinde 'sapıtanlar' diye tarif ettiğimiz bir kavim ne diye tekrarlansın?

Çünkü bu kavim;
Tevrat'ı tahrif etti.
İncil'li tahrif etti.
Şimdi sıra Kur'an'ı tahrifi hedefleyen ve müslümana kini bu yüzden olan adi bir kavim.

Çünkü bu kavim;
Allah'ın dinine savaş açan,
İnsanlığı ifsat eden,
Kendisini dunyanin efendisi gören,
Kendinden gayrı tüm insanları kölesi bilen,
Tüm hayatı bu dünya ile sınırlayan,
Ahireti reddeden esfeli safilin bir kavimdir.

Çünkü bu kavim;
Hayadan yoksun,
Merhametten uzak,
Kibirde çukurlaşan,
Şereften yoksun başbelası bir kavimdir.

Ankara'da Hacıbayram Camiinde kılınan cuma namazı akabinde bu kavmi lanetlemek için bir araya geldik.

Firavun'a karşı olmak yetmez, Musaların yanında yerimizi almak için bir araya geldik.

Filistinli kardeşlerimiz İslam'ın ortak değeri olan Mescid-i Aksamıza sahip olurken ümmet adına çektikleri çilelerine sızlayan yüreklerimizle yanında olduğumuzu göstermek için bir araya geldik.

Mümin müminin kardeşidir, düsturunu haykırmak için bir araya geldik.

Ayasofya'yı aslî hüviyetine kavuşturan kardeşleri olarak Mescid-i Aksa'ya hürriyet muştularını tüm dünyaya ilan etmek için bir araya geldik.

Kudüs'ta canı yanan kardeşlerimize Türkiye'deki kardeşlerinin de canlarının yandığını haber vermek için bir araya geldik.

Sesimizi duydun mu ey Filstin!
Atan kalbimiz sanadır ey Kudüs!
Ayasofya'nın selamını aldın mı ey Mescid-i Aksa!

Sodom Gomore'nin Olimpus Dağından peydahlı Siyonist artıkların sonu, Hira Dağı'nın şanlı kahramanları biz Pay-ı Tahtın torunları eliyle olacaktır.

Ey Mescid-i Aksa!
Selahattin Eyyubi'nin ayak sesleri yankılanıyor kavuşacağımız zafer yolunda.

Abdulhamid Han hazretlerinin ruhu dalgalanmakta kutsal hedefin uğrunda.

Miracımız sende, alçaklara çukurlar da sende...

Diren az kaldı müjdesine Nebi'nin...

Belki yarın belki yarından da yakın derken asrın şairi; ifadesi tüm mazlumlaraydı. 

Direnişin direnişimizdir.

Davan davamızdır.

Düşmanın düşmanımızdır.

Ayağına batan dikenin acısını uzak diyarlarda hissedişim, senden bir parça olduğumdandır.

Bunun için yanar ta ciğerim.

Kaçan uykularımın sebebi budur.

Sana bunu reva görene kinim çok büyüktür. 

Vakti saatini beklemedeyiz siz gibi...

Uğruna şehadete ermek en büyük arzumuz... 

Bunu anlamaz Siyonizm'in ablak suratlı Yahudi lanetlileri... 

Anladıkları gün cehennemlerine vardıkları gün olacaktır. Son pişmanlığın fayda vermediği gün. Nedametin dip yaptığı gün. Keşke dünyaya tekrar gitsek dedikleri gün.

Dik dur Mescid-i Aksam... Kudüs hüzünlenmesin. Filistin düşmesin ye'se... 

Zaferimiz pek yakında...

Mustafa Salim
7 Nisan 2023, Ankara