Yol haritamız olan Kur’an-ı Kerim’in tevhidden sonra ikinci çağrısı namaz ibadetidir. Çünkü “dinin direği”, “cennetin anahtarı” ve “mü’minin miracı” dır. Tevhidin temel ilkelerini ve ibadet şekillerini kalp, lisan ve beden ile harmanlayarak iman tazelemektir namaz. Bu nedenle “Namazı ikame edin.” hitabı kutsal kitabımızda en sık tekrarlanan emirlerdendir. Namaz sürekli bir yükseliş ve yüceliştir aslında. Kötülükten iyiliğe, zulumattan nura, nefsin ve şeytanın esaretinden ilahi hürriyete doğru… Namaz İslam’ın temel şartlarını bünyesinde toplayan bir ibadetler sentezidir. Yiyilip içilmediği için oruç… Kabe’ye yönelindiği için hac…Bedenin yıpranması, ömür ve zamanın harcanmasından dolayı zekat…Ve tahiyyatta okunan kelime-i şehadetler…Aynı zamanda hamd, tesbih, tekbir, şükür, zikir, dua ve Kur’an kıraati gibi tüm ibadet çeşitlerini de içermektedir.Günde beş vakit tevhidi eyleme dönüştürmek, Alemlerin Rabbini tesbih, tekbir ve tazim eylemek, O’ndan yardım dilemek ve dualarımızın kabulünü istemektir namaz. Namaz imanla küfür arasında bir perdedir. Günümüzde bu perdenin ortadan kalkmak üzere olduğunu üzülerek görmekteyiz. Allah’ın varlığını kabul eden, Resulüne itaatten ve ahirette sorguya çekilmekten bahseden “müslümanların” Allah ve Resul’ünün farz kıldığı en büyük ibadeti yerine getirmemeleri ne ile nasıl açıklanabilir?Alnı secdeye gitmeyen müslümanlar, hiçbir gerekçe ve bahanelerle namaz kılmadıklarını açıklayamamaktadırlar. Böylece ilahi emre uymamakla birlikte nefsin ve şeytanın esiri ve oyuncağı haline gelmişlerdir. Tevbe ve istiğfarla temizlenmeyip namazı ikame etmeyenlerin akıbetini Kur’an-ı Kerim bizlere haber vermektedir. “Sizi cehenneme sürükleyen nedir?” Onlar derler ki: “Biz namaz kılanlardan değildik.” (Müdessir 42-43) “…Muhakkak namaz kişiyi hayasızlıktan (fahşa) ve kötülüklerden (münker) alıkoyar.” (Ankebut 45) Bu bağlamda düşünüldüğünde namaz kılan bazı müslümanların büyük günahları işleyip küçük günahlarda ısrar etmeleri nasıl açıklanabilir? Faiz, iftira, zina, küfür, yalan, rüşvet, hıyanet, gıybet gibi günahların müslümanların bireysel ve toplumsal hayatında kesinlikle olmadığını söyleyebilir miyiz? İnsanı kötülükten ve hayasızlıktan alıkoymayan namaz, hadis-i şerifteki ifadeyle, yarın paçavra gibi suratımıza çarpılabilir. Mü’min kulun Rabbine şuurla ve huşuyla yönelişinin ifadesi olan namaz, sonuçlarını gereğince yerine getiren kişiyi nefsin ve şeytanın esaretinden kurtarır. Bu müsbet sonuca ulaşmak namazı ikame etmek, namazı sürekli ve kesintisiz kılmakla mümkündür. Hiçbir şey onun kılınması için bir engel teşkil etmemeli: Ne iş, ne eş, ne aş, ne de savaş! Namazlarımız dirilmedikçe, ölü canlarımıza ruh üflenmeyecektir.Canlanmak için dirilmemiz, İslami uyanış için de namazlarımızı ikame etmemiz gerekir. Namazla dirilmek dileğiyle…