M.VEYSİ TUNÇ veysi_tunc@hotmail.com

TEVBE'YE DAİR…

30 Nisan 2015 Perşembe 09:44

Hidayet kaynağımız Kur’an-ı Kerim’de, tevbenin iki konuyla yakından ilişkili olduğunu tespit etmekteyiz.

Birincisi, geçmişi bütünüyle tasfiye etme ve ona hiçbir zaman dönmeme.

İkincisi, tutum ve davranışlarda, insanlar arası ilişkilerde İslami inanç ve kanunlara uygun bir sistemi metot olarak kabul etme.

Bu bağlamda tevbe Allah’ın yasaklarından emirlerine, isyandan itaate, şerden hayra doğru bir hicrettir.Geçmişi tasfiye etmek,hayata yeniden başlamaktır tevbe.

Nitekim tevbe Hz. Âdem’le başlar. İlk insan ve peygamber Hz. Âdem ile eşi  yasak ağaçtan yediklerinde hata ettiklerini anladılar. Günahlarında ısrar etmediler ve günahlarını savunmadılar. Aksine hemen istiğfar ettiler.

Tevbenin zıddı inat, kibir ve hatada bile bile ısrar etmektir. Bunlar şeytanın ve şeytan karakterindeki insanların özelliğidir. Bildiğimiz gibi Rabbimizin secde emrini (selam secdesi) dinlemeyen iblis, yaptığı hatayı savundu. İsyandan dolayı pişman da olmadı. Böbürlendi . Tevbe etmedi. Böylece ebediyen kovulmuşlardan oldu.

Âdem (as) ile şeytanın farkı nasuh tevbe ile başlayan mücadele sürecinde ortaya çıkmıştır. Âdem gibi olmak adam olmaktır. Şeytanlaşmamak için tevbe ile arınmak… Nasuh bir tevbe, kalp ile pişman olmak, dil ile istiğfar etmek, beden ile onu terk ederek yapmamaktır.

Sadece dil ile yapılan şuursuz bir tevbe, nasuh tövbeyi arkası gelmeyen yarınlara erteleyebilir. Daha zamanı var, biraz gençliğimi yaşayayım, ne de olsa özgürüm, diyen birçok kişiye şahit olmuşuzdur. Günah üstüne günah işleyip defalarca tevbe (!) edip bozanlar şeytanın aldattığı kimselerdir. Bunların kalpleri ve akılları hastadır. Bu hastalığın ilacıdır tevbe. Sadece af dileme değil aynı zamanda sürekli dua ve istiğfar edilerek temizlenme gayretidir. Yani fıtrata dönmektir.

Bizler de eksik ve yanlışlıklarımızdan ötürü nasuh bir tevbeyle günahlarımızdan arınmalıyız. Çünkü Allah’a yaklaşmanın ilk durağıdır tevbe. Önümüzde iki yol var: Başlangıcı ve sonu cennet olan atamız Hz Âdem’in hak yolu… Sonu pişmanlık ve ateş olan iblisin batıl yolları…

 Allah’ın (cc) rahmet ve affının asla ümitsizliğe yer vermeyecek kadar geniş olduğunu bilmeliyiz. Bunu en açık şekilde ortaya koyan şu ilahi müjdeyi kalbimize ve aklımıza nakşetmeliyiz.

“ De ki : Ey nefisleri aleyhinde haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü o çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”(Zümer/53)                                                        

Nasuh bir tevbeyle yaşamak dileğiyle…

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #