Bilinmeyen zulümlerin, barbarlaşan Budistlerin bitmeyen baskılarının, başkalaşan Müslümanların yalnız ve yardımsız bıraktığı kadim İslam diyarının adıdır, Patani.
Arap, Hint ve özellikle Yemenli tüccarlar sayesinde İslam’la müşerref olan Patani halkı, 15. yüzyılda İslam hukukuyla yönetilen Patani İslam Krallığını kurdular. İki asırdan fazla İslam’ın devletleşerek hükümran olduğu bu topraklarda Müslüman kimliği ve kişiliğiyle yaşan Patani halkı, Budist olan Tayland ile inanç açısından tamamen farklı özelliklere sahiptirler.
Patanililer; Malezya, Endonezya, Singapur ve Brunei’den oluşan diğer Güneydoğu Asya ülkeleri gibi Malay dilini konuşmaktadırlar. Bu ülkeler ile derin tarihi bağlara sahip ve aynı etnik kökenden olan Patanililer, ‘’ Malay’’ sayılmaktadır. Bazı harflerin eklendiği alfabeleri ise Arapçaya yakındır. Buna karşın Tayland’ın milli ve resmi dili Tayca’dır.
Köklü ve kalıcı bir İslam medeniyetinin varisi olmasına rağmen Patani halkı, dünyaya Güney Tayland veya Taylandlı Müslümanlar olarak tanıtılmak istenmektedir. Oysaki Patani halkıyla Taylandlılar arasında din, dil, ırk ve kültür gibi belli ve belirleyici ortak özellikler bulunmamaktadır. Bu kadar kesin ve keskin farklılığa rağmen bu adlandırma Patanili Müslümanların yaşadıkları baskı ve zulmün üstünü örtme, bunu bir iç sorun olarak yansıtmak ve Budist Tayland ordusunun yaptığı işkence ve işgali gizleme çabasının bir ürünüdür.
Batı, enerji kaynaklarına ve stratejik noktalara sahip İslam diyarlarında döktüğü kan, akıttığı gözyaşı, çektirdiği acılar üzerinden bugünkü refaha ve rahata ulaşmıştır.Güneşin batmadığı ülke olarak adlandırılan ve her köşe başını kesen sömürgeci İngiltere de işgal ve istila ettiği Patani’den ayrılırken bu toprakları Budist Tayland’a bıraktı. Filistin’i Yahudilere, Kıbrıs’ın bir kısmını Rumlara bırakıp çatışan ve çarpışan halklar oluşturduğu gibi…
Böylece Müslüman Patani’nin, Budist Tayland yönetimine bırakılmasıyla beraber şekli ve şiddeti değişse de günümüze dek uzanan baskı, zulüm, işkence dönemi başlamış oldu. Dinlerinden dillerine kadar her alanda uygulanmak istenen asimilasyon, Müslümanların siyasi ve sivil direnişinin gelişimini sağladı.
Ancak Güneydoğu Asya’da ABD’nin en iyi müttefiki olan ve İsrail tarafından askeri eğitim ve teçhizat yardımında bulunulan Tayland, mücadele eden, mukavemet gösteren bu İslami oluşumlara karşı acımasızca saldırdı. On binlerce Müslüman şehit olurken binlerce mücahidi mahkûm ettiler. Şehirler harap edildi. Mescitler, medreseler ateşe verildi, malları yağmalandı. Bölgeye sürekli Budistleri yerleştiren Tayland Hükümeti, Patani’de birçok Budist mabet inşa etmiş, şehirlerin ve köylerin adını değiştirmiş. Çok kısa aralıklarla kurdukları kontrol noktalarıyla hayatı yaşanılmaz kılmakta ve sıkıyönetimi hissettirmekteler. Medyaya da sansür uygulayan Budist yönetim, insan hakkı ihlali sayılacak uygulamaların duyulmasını da engellemiştir.
İstiklal ve istikbal mücadelesi veren Patanili Müslümanlar, ortaya koydukları makul ve makbul köklü direniş ve dirilişle bağımsızlıklarına kavuşacakları günü beklemektedirler. Özgürlüklerini ve özgünlüklerini kaybeden diğer İslam ülkeleri gibi…