Hüznünve hicranın hüküm sürdüğü diyar: Halep.

Yorgun ve yalnız… Yıkık ve yitik… Yoksul ve yoksun…

Kan ve gözyaşınındinmediği Halep, harap… Delik deşik… Silik ve sönük…

Narin ve naif bedenlersonsuzluğa kanat çırpmaktalar.Halepliler korumasız, kimsesiz ve kahır yüklüler. Hayat memat sınırındalar.

Kadim medeniyetler beşiğiolan Halep, herkese ve her kesime sesleniyor.

Halep,  insanlığa davet ediyor. İnsan hakları örgütleri, hümanistler ve hakkın şahitleri nerede, öldü mü, diyor.

Halep, imani sorumluluğumuzu hatırlatıyor. Ümmet nerede, bizi kardeş kılan Rabbimiz değil miydi, kardeş kardeşe bunu mu yapar, diyor.

Halep, vicdan sahiplerini bekliyor. Şimdi değilse ne zaman sızlayacak, yol açacak veya arayacak bu yürek, diyor.

Nitekim Sınır Tanımayan Doktorlar Suriye Program Direktörü Francisco, bölgede ilaç bulunmadığını, ilaç olsa bile tedavinin yapılabileceği bir hastanenin olmadığını söyleyip ‘’Her zaman zor koşullarda çalışıyoruz. Benim insani yardım alanındaki tecrübeme bakarsak bugüne kadar yaşadığım en büyük dram, Halep’tir.’’ diyor. Her ateşkesin ardından katliamın ve kıyımın daha fazla yoğunlaştığı Doğu Halep’te, sokaklardaki yaralıları kurtaracak, şehitleri kaldıracak kimse yok. Yirmi altı fırından sadece ikisi dönüşümlü olarak ekmek çıkarıyor. Esed, Rusya ve İran destekli Şii milislerin hem karadan hem havadan saldırdığı şehirde 15 kilometrelik alanda 200 binden fazla sivil hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Tüm bunlar yaşanırken uluslar arası toplum üç maymunu oynuyor.

Durum bu ve yaşananları karşılayacak kelimeler bulmak da zor… Bu bağlamda diplomatik bir dil, siyasi manevralar, komplo teorileri, stratejik saptamalar akan kanı durdurmayı sağlayabilir mi?

Basın açıklamaları, gıyabi cenaze namazları, sosyal medya paylaşımları sadra şifa sunar mı?

Halep’in mazlumları ve mağdurlarının, ‘’Allah’ın yardımı ne zaman?’’ yakarışlarını işitmesi gereken bizler, kitlesel acil bir eylem planı üzerinde yoğunlaşmalıyız.

İnsanlığın ölmediğini, kardeşliğin tükenmediğini, vicdanların sukut etmediğini gösterenkitlesel acil eylem planının detayları şu şekilde: İHH İnsani Yardım Vakfı’nın organize ettiği ‘’Halep’e Yol Açın’’ konvoyu zulme, zulmete, zillete ve zorbalığa karşı çıkan yurt içi ve yurt dışından gelen katılımcılarıyla birlikte 14 Aralık Çarşamba günü İstanbul Kazlıçeşme’de basın açıklamasının ardından hareket edecek. Konvoy Sakarya, Ankara, Konya’dan sonra Osmaniye’de buluşacak. Reyhanlı istikametinden yoluna devam edecek ana konvoyun son durağı, Cilvegözü Sınır Kapısı. Konvoyda insani yardım taşıyan TIR’lar da yer alacak. Katliamların durdurulması ve insani yardım koridorunun açılması için yola çıkan katılımcılar, mitingler düzenleyecek ve BM ile Rusya temsilcilikleri önünde eylemler yapacak.

‘’Halep’e yol açın!’’ konvoyu kör, sağır ve kalpsiz dünyanın; gören gözü, işiten kulağı,  hakkı ve hakikati içselleştiren kalbi olacaktır.

Çünkü pusulamız Halep…

NOT:İstanbul’da gerçekleştirilen alçak ve hain terör saldırısında şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve ülkemize sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Terör örgütü ve işbirlikçileri! Ümmetin son direniş kalesini düşüremeyeceksiniz. Başaramayacaksınız.

NOT:Mavi Marmara davası düşürüldü. Tarihe kara bir leke olarak geçecek bu karar ortaya çıkaracağı sonuçlar itibariyle söz konusu mevzularda Türkiye’yi hukuki olarak bir açmaza sürükleyecektir.