Yoğun iş temposu içinde 2023 Eğitim Vizyonu sunumunu medyadan bile olsa takip edemedim. Sosyal medyada yapılan özet açıklamaları, kısa yorumları, köşe yazıları okudum. Beni en çok ilgilendiren işin felsefi boyutuydu. 2023 Eğitim vizyonunun felsefi boyutu nedir diye ilk ona baktım belgede.
2023 Eğitim vizyonunun ilk ele alınan yönünün felsefi boyutu olması beni sevindirdi. Arkadaşlarım çeşitli eksiklikler ve yetersizlikler görmüş olsa da benim için işin felsefi boyutu önemliydi.
Belgenin Eğitim Felsefesi bölümünün başında: “Bugün dünyada iyi eğitim performansı gösteren tüm ülkeler, elde ettikleri başarıları geçmişten geleceğe köprüler kurarak, merkezine insanı alan kavramsal çerçeveler ve felsefi yaklaşımlarla yakalamışlardır. Eğitimde başarılı görülen her değişim, dönüşüm ve reform sağlam felsefi yaklaşımlarla desteklenmiştir.” Açıklamasını görünce oldukça rahatladım.
Sonrasında geçen:
“Yetiştirmek istediğimiz insan profilini ortaya koymadan ve Türkiye’nin eğitimde ihtiyacı olan paradigmayı belirlemeden ruhu, istikameti, gaye ve felsefesi olan bir evrensel pedagoji yaratmamız güçtür. Bu bakımdan insan, 2023 Eğitim Vizyonu’nun odak noktasıdır.”
ifadesi, benim yazılarımda defaten vurguladığım, felsefenin değişmesi gerektiği, istenen insan modelinin siyasi irade tarafından yeniden belirlenmesi gerektiği düşüncelerinin işin keyfiyetine hakim olanlar tarafından paylaşıldığını ve çözümün de aynı doğrultuda oluşturulduğunu gösteriyor.
Eğitim Vizyonu Felsefesinin detaylarına inmeden, sayın bakanımız Ziya Selçuk’un neler söylediğini okumak istedim. Amacım, bakanın kafasından geçen şeylerin neler olduğunu öğrenmekti.
Bakın neler söylemiş Ziya hocamız;
“Eğitimin muhtevasını sadece endüstrinin ihtiyaçlarını dikkate alarak belirlemeyi öngören yaklaşımın zorlayıcı hâkimiyetini aynen kabul etmek de doğru olamaz.”
“İnsanı araçlarda zengin, amaçlarda yoksul kılan bir bakış açısına söyleyecek sözümüz ve verecek daha derin cevaplarımız olmalıdır.
“Bizim medeniyetimizin insan tasavvuru sadece maddi mükemmeliyeti benimsemez; gönlü ve bilimi, mana ve maddeyi, talim ve terbiyeyi birlikte ele alan bir bütünden beslenmektedir.”
“Dünyanın içinde bulunduğu durumun uyandırdığı derin endişeler, bizleri daha insani, daha medeni ve daha adil yeni bir hikâye yazmaya mecbur bırakmaktadır. Eğitim sisteminin çift kanadı temsilen aklı ve kalbi birleştiren bir yolculuğa ihtiyacı olduğu kesindir. Akleden kalplere duyduğumuz ihtiyacı, eğitimi işlevlere ve pratiklere indirgeyerek karşılamamız mümkün görünmemektedir.”
“Zihniyete, kaliteye, liyakate, mahiyete, varlık ve anlam zeminine yoğunlaşmamız son derece ehemmiyetlidir. Taktik ve stratejik düzeyde tasarımlara her zamankinden daha fazla gereksinim var; zira zemin olmadan şekil olmaz. Pedagoji, psikoloji, antropoloji, sosyoloji, nörobilim, ekonomi ve teknolojinin bize tanıdığı tüm imkânları kapsayan transdisipliner bir zemine ihtiyacımız var. Uzun zamandır milletçe şekilciliği, tek tipçiliği, rutinleri kutsamayan bir zemine duyulan bu özlemin fazlasıyla farkındayız.”
“2023 Eğitim Vizyonu’nun temel amacı, çağın ve geleceğin becerileriyle donanmış ve bu donanımı insanlık hayrına sarf edebilen bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı, nitelikli, ahlaklı çocuklar yetiştirmektir.”
“Eğitim süreçlerini sadece biyolojik veya ekonomik tanımlamalara, istatiksel verilere ve nicel başarılara hapsetmekten ziyade ontolojisi, epistemolojisi ve etik temelleriyle birlikte ele almak zorundayız. “Beşerlikten insanlaşmaya” doğru bir inşa eylemi olarak gördüğümüz eğitimin evrensel manada programatik veya pragmatik değil, paradigmatik bir dönüşüme ihtiyacı olduğunu savunuyoruz.”
“İnsanın akıl ve kalple çift kanatlı olmasına dair önerdiğimiz paradigma sadece maddi olana yönelen bir eğitimi reddetmektedir.”
“Bizim mücadelemiz dünyaya ve doğaya pusu kuranlara, bilimi ve eğitimi kötüye kullananlara karşıdır. Sıraladığımız sorunları düzeltmenin yolu da bilimden ve eğitimden geçmektedir. Bilimin rehberliğinde ve vicdanımızın pusulasında bir bakış geliştirdiğimiz sürece Anadolu’daki varlığımızın bin yıllık iyi örneklerle bezeli birikimine ve mirasına tam manasıyla sahip çıkmış oluruz.”
“Bu bakış bizi gerçeğin ve insanın parçalanmasından kurtaracak ve “çoklukta birlik” anlayışının önünü açacaktır. Aynı bakış bizi zıtların çatışmasından doğan paradoksal birliğe götürecektir. Bu anlayış biz ve öteki ayrımlarını aşarak “hepimiz” olma bilincini diri tutacaktır. “Hepimiz aynı takımdayız” duygusunu hissettirecektir. Bu vesileyle meydana gelen bir mutabakat ortamında eğitimin bir millet ödevi ve görevi olduğu fikri güçlenecektir.”
Ziya hocamız eğitim adına bize ilham veren konuşmalar zaten eskiden beri yapıyordu. Onun eğitimci kimliğiyle ne büyük bir vizyona ve ülkemiz için ne kadar önemli bir misyona sahip olduğunu bilen biliyordu ancak bakan olduktan herkes gördü.
Ziya Selçuk hocanın bizim taşıdığımız, dile getirdiğimiz kaygıları paylaşıyor olması, buna göre bir vizyon oluşturması, Türk Milli Eğitim sisteminde özlenen, istenen, beklenen köklü değişiklikleri yapıyor olması bize güven vermektedir.
Vizyon belgesini vaktim oldukça okuyacağım. Bu fakirin gözünden 2023 Eğitim Vizyonu detaylı şekilde incelendikçe burada tespitlere yer verilecektir.