MUSTAFA SALİM salimhoca@hotmail.com

ABD'NİN SONUNU BAŞLATAN İLAHİ AZAP

17 Ocak 2025 Cuma 12:06

ABD'de Vermont Senatörü Bernie Sanders 'Los Angeles yangınında ilahi bir dokunuş var. Gazze' de bir yıldır yaşanan yıkımın belki de yüz katını Los Angeles California'da yaşadık. Bunu hakettik' diyor.

Los Angeles'ın değişik bölgelerinde 7 Ocak akşamı başlayan ve şiddetli rüzgarlar nedeniyle hızlıca yayılan yangınlarda ABD yanıyor ve dünyanın her yerinden keyifle izleniyor. Normalde ise insanın doğası gereği ırk, din ve düşünce yapısına bakılmaksızın  sel, deprep, yangın ve benzeri afetlere maruz kalmış kimselere karşı kim olursa olsun herkese merhamet hisleriyle yaklaşılır ve duruma göre  kişi, dernek ve devletçe yardım eli uzatılmış olur. O anda herkes adeta seferber olur. Ancak afeti yaşayan ABD olunca insanî tüm tepkilerin durduğunu görüyoruz. Utanılmazsa belki de vur patlasın çal oynasın moduna girecek tüm insanlık.

ABD, Osmanlıdan sonra dünya hâkimiyetine soyunup kendini bu gezegenin jandarması olarak gördüğü günden beri ne adalet kaldı dünyada ne de huzur. Her yeri kana bulayan politikalarıyla yeryüzünü cehenneme çevirdi. Allah’a isyanda kendine yol bulmaya çalışan ve tarihin karanlık sayfalarında ancak yer bulabilen nice despot zalim imparatorluklar gibi korku imparatorluğu ABD'nin de sonunu getirecek bu alevli ilahi tokadın görüntüsü kendilerini yerle bir edecek sürecin başlama hikayesinin ilk bölümü olması itibariyle zalimler için ne kadar dehşet verici ise mazlumların da yüreğine o kadar su serpici oldu. 

Her taraf alev alev yanıyor. Ve koca devlet çaresiz. Yakıp yıkmaya odaklanmış zalimin yapmak gibi bir derdinin olmadığına da şahit oldu tüm insanlık. Zavallı ABD. Kendisinin ilahı olduğunu haykırdığı dünya cennetinin cehenneme dönüşüne mani olamıyor. Yeri göğü titrettiğine inanmış zavallı ABD, insanlığın gözünde tir tir titriyor. Firavun'un Nil’de boğulurken titrediği gibi. Nemrut’un topal sivrisineğin vızıltısından çıldırfığı gibi. Dünyaya açılan Hollywood penceresinden yaktığı dünyayının yanışını keyifle izleyen zalim ABD, şimdi o pencereden titreye titreye kendi cehennemini izliyor.

Hollywood’un Kaliforniya'nın Los Angeles merkezi bölgesinde, çoğunlukla Los Angeles şehri içinde yer alan bir mahalle olduğuna bakmayın. Tüm hinliklerin dünyaya pazarlandığı şeytani bir merkezdir burası. Yanan dünyayı keyifle izleyen zalim karunların barındıkları bir vadi ve Allah’a meydan okuyan deccalizmin ana karargâh üssüdür orası. Ve bugün cayır cayır yanıyor, zulmettikleri mazlumların feryada dönen ahından.

Küfür, avucuna düşürdüğü beşere sıfatı gereği sahip olduğu imkanları nispetinde güç zehirlenmesi yaşatır. Bu yüzden küfürde öteler ötesi hayatın esamesi bulunmaz. Küfür, kendini sorgulayıcı mekanizmaya asla izin vermez. Küfür, bulaştığı insana gözle görünür alemin en ufak menfaati uğruna nice büyük katliamlar yaptırır. Dünyanın her tarafında görülen zulümlerin sebebi küfrün bu değişmeyen tabiatının bir eseridir. Siyonizmin bugün Gazze’de yaptıkları bu eserin ta kendisi. Rusya’nın dün Afganistan’da taş üstüne taş bırakmayışı, ABD’nin Irak’ı yerle bir edişi ve sonra Suriye’de yaktığı ateş; Afrika’yı sömüren Avrupa’nın güya medeni ama canavarlara rahmet okutturan vahşice işkenceleri hep bu küfrün tabiatı gereği işlenen şenaatlerdi. Peygamberlere karşı duran hep bu habis ruh değil miydi? Küfür bataklığında debelenen şeytanlaşmış insanların kararan ruhlarının tek aydınlığı, dünyayı yakan cehennemi alevlerin kızıllığıdır.

Nemrut, İbrahim’i yakmaya yeltenirken ateşi gül bahçesine çeviren alemlerin Rabbi’ni göremezdi. Çünkü küftün bataklığındaydı. Firavun, Nil’i bölen güce kör olunca bir damla suyun kendisini nasıl boğduğunu anlayamazdı.Çünkü küfrün ta kendisiydi. Hakikate kör olan hiçbir müstekbir göremez mazlumun ne kadar güçlü ve zaferin ondan yana olduğunu.

ABD’nin dün canlı canlı kafa derilerini yüzdüğü Kızılderili’lere yaşattığı soykırıma girmeyeceğim; Vietnam’da gerçekleştirdiği katliamdan bahsetmeyeceğim; küfrün zebunu ABD’nin sadece bize, Türklere yaşattıklarından örnekler verilse bile kafidir zulmünü anlatmaya ve bu zulmün Firavunî zulümden de beter olduğuna. 

Mesela Milli Şef’in arkasında olan güç bunlardı. Ülkeyi sağ-sol kapmlara bölen yine bunlardı. PKK’yı kurup başımıza bela eden de bunlardı. FETÖ şarlatanını besleyip büyütenler, 1980 ihtilalini gerçekleştirenler için “bizim çocuklar” diyenler ve sonra da milli iradenin seçtiği liderleri ekarte edenlere bakıyorsun yine bunlardı. Haliyle siyasi yelpazemizi istedikleri gibi kullanmaktan tutun da Menders’in idamından, Özal’ın zehirlenmesine ve Erbakan’ın hapis yatmasına varıncaya kadar yapılan tüm alçaklıklar bunların eseriydi. Ve geliyoruz Erdoğanlı yıllara; 23 yıl süren tüm tökezlemelerin müsebbibi olarak yine bunlar çıkıyor karşımıza. Bu saydıklarımızın maddi yönden yol açtıkları zararlar dile getirilse altından çıkamaz bir hesap karşılar bizi. Milli ve manevi değerlerimize verdikleri zararlar nice nesilleri kopardı bünyemizden. PKK ve FETÖ’den az mı çektik…Bunlar yetmezmiş gibi IŞİD diye bir örgüt daha peydahlayarak güya onları engellemek adına bu bölgede ne kadar terörist gurup varsa özgürlük savaşçıları adı altında kendilerine verdikleri destekle yapılmadık katliam bırakmadılar. 

Gazze olayının perde arkasında da yine ABD var. Siyonizm’in attığı her kurşunun, aldığı her canın haince planlarını da yine bunlar yapmaktalar. 

Elbette Rabbimin vadi gerçekleşecektir. Zulüm ile abad olunmaz çünkü.

Özellikle de bunların içimizdeki kalemşörleri yok mu milletin algıları hep bunların kalemi ve söylemiyle ifsat olur hale geldi. O kalemşörlere deriz ki; siz kaleminizi Allah’ın düşmanları için kullanıyorsunuz. Haliyle siz de onlar gibi Allah ile savaşa girmiş birer hak düşmanısınız. O kalemşörler değil miydi ki Erdoğan’dan ancak doğal afetlerle kurtulunur diyenler? Asrın felaketi 6 Şubat depreminde 11 ilimiz yerle bir olduğunda salyaları akarcasına sevinç çığlıkları atan, insanlıktan nasibini almayan işte bu harici bedhahların içimizdeki soysuz kalemşörleriydi. Küfür onları da benzetmişti kendisine ram olanlara.

Olup biten her şey Allah’ın bilgisi dahilinde ve iradesiyledir. ‘Kün fe yekûn’dur varlığın tek sebebi. Her şeyi yaratan Allah’tır. Her şey onundur. Her şeyi bilen sadece odur. Haliyle doğal afet dediğimiz olaylar, küfre bulaşmış seküler bakışın zannettiği gibi öylesine, kendiliğinden meydana gelen, bir amaca yönelik olmayan, serseri mayın türü zuhur etmezler. Rabbimin gazabını hak eden kullarına kimi zaman kulakların zarını patlatan korkunç sesler olur, kimi zaman koca koca dağları yerinden eden dehşet verici rüzgarlar... Her şeyi yutan seller. Gökten yağan ateşler, ebabillerin fırlattığı taşlar... Uydurulmuş hikaye değil bunlar. Masal hiç değil. Hak batıl mücadelesinde Rabbimin bir gazabı olarak indi zalimin başına.

Bugün Gazze'de peygamberi bir mücadele veriliyor insanlık adına. Zalime kıyasla sayısı bir elin parmakları adedince olan Allah'ın imanlı erleri küfrün kalesini yerle bir etmekte ve Batı dehşet içinde.

Dün taş atan ebabiller bugün alevli odun taşımakta. Dün ateş söndüren rüzgarlar bugün harlıyor zalimin üstüne alevleri, her estiğinde.

Alemlerin Rabbi imhal eder de asla ihmal etmez zalimin şenaatini. Sen dün Irak'ın muz bahçelerini bile bile ateşe verirsen bugün o ateşin içinde kül olursun. Dünyaya meydan okurcasına 'dediklerim olmazsa Ortadoğuyu cehenneme çeviririm' diyen beni asfarın eniğine cehennemi evinde yaşatır Rabbim. 

Afetler sonrasında cefasını kafirler çeker, sefasını da müminler yaşar. 

Kafirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır. 

Sodom ve Gomore'nin çapulcularına Hira Dağının yiğitleri galebe gelecektir.

Belki yarın, belki yarından da yakın...

Mustafa Salim
17 Ocak 2025 Ankara

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
Musa
Rabbimiz daima hazır olanlarla bir ve beraber eylesin kalemini mazlumun yanında kâfirin zulmü nün karşısında keskin kılıç eylesin Amin
Mesut hoca
“Rabbim imhal eder ama ihmal etmez” ne de güzel bir söz.