MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

BATAKLIK ÖSYM

14 Haziran 2017 Çarşamba 03:12

Öğretmen Strateji Belgesini inceliyorum. İlk izlenimim, ciddi tespitler var ve bu çalışma başarılı bir şekilde uygulanırsa öğretmen nitelikleri ciddi şekilde artacak.

Öğretmen Strateji Belgesiyle ilgili incelemem devam ediyor. Konuyla ilgili sonraki yazılarımda değerlendirmelerimi sizlere sunacağım. Ancak bu yazıda size Öğretmen Strateji Belgesinde geçen bir ifadeyi olduğu gibi alıp, bunun üzerinde bir gerçeği bir kez daha vurgulamak istiyorum:

Öğretmen yetiştirmeye yönelik programların tamamlanmasının ardından kamuda öğretmen olarak istihdam edilebilmek amacıyla girilen Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) nedeniyle eğitim fakültelerinin son sınıflarında derslerin amacına uygun olarak yapılamadığına yönelik yaygın eleştiriler bulunmaktadır. İhtiyaçtan çok daha fazla sayıda başvuru yapılıyor olması nedeniyle KPSS, adayların öğretmenliğe ilişkin mesleki becerilerini ölçmeyi ikincil plana atmakta, çoktan seçmeli sorular ile eleme yapmayı öncelemektedir.”

Burada iki tespiti özet olarak çıkarabiliriz:

1.       KPSS eğitim fakültelerindeki eğitimi olumsuz etkiliyor.

2.       KPSS öğretmenlik meslek becerilerini ölçmekten çok başka becerileri ölçüyor

Öğretmenlik strateji Belgesi ÖSYM başkanının da aralarında bulunduğu çalıştayda alınan kararlar üzerine hazırlanmış. Ülkemizde ÖSYM, eğitim sistemini doğrudan etkileyen ve şekillendiren bir sınav sistemi uyguluyor.

Sadece öğretmenlik değil, diğer meslek grupları da ÖSYM’nin sınav sistemiyle şekilleniyor olması kuvvetle muhtemeldir. Burada esas sorun, bütün eğitim sisteminin ÖSYM tarafından hazırlanan ve uygulanan sınav sisteminin tehdidi altın olması. ÖSYM’nin uyguladığı YGS, LYS, YDS sınav sistemleri okullarda uygulanan eğitim öğretimi şekillendiriyor.

Türkiye’de eğitimin yönetimi Milli Eğitim Bakanlığı’nın tekelindedir, öyle de olması gerekiyor. Ancak gelinen noktada, eğitimi Milli Eğitim Bakanlığının şekillendirmediğini, şekillendiremediğini görüyoruz. Hatta Bakanlığımızın aşağıdaki örneklerde de görüldüğü gibi bir kısmı kendi dışındaki nedenlerden, bir kısmı eğitimcilerin ve eğitim yöneticilerinin vazgeçemediği bir takım yanlış alışkanlıkları nedeniyle eğitimi yönetmekte zorlandığını söylemek abartı olmaz.

-          Öğretmen atamalarında yıllardan beri yapılan ve tamamen siyasi nedenlere bağlı alan dışı atamaları,

-          İhtiyaçtan fazla öğretmen yetiştirilmesi, ÖSYM sınavlarının öğretmen atamada tek ölçüt olması (Hem lisans yerleştirmede, hem KPSS’de),

-          Norm kadro yönetmeliğinin sık sık delinmesi, bazı alanlarda uygulanmaması,

-          Bazı mevzuat maddelerinin uygulamasında gösterilen keyfilik,

-          Ödev konusundaki genelgeye rağmen öğretmenlerin ısrarla ve kararlılıkla ödev vermesi, kitap aldırması gibi örnekler.

-          Okullarda merkezi deneme sınavlar yapılması, okulların uygulanan kurs modelleriyle birer dershaneye dönüştürülmesi

İnsanlar deli gibi ÖSYM sınavlarında başarılı olma yarışında. Kimse gelecekte kendisine veya çocuklarına neyin gerekli olacağını düşünmüyor, herkes bir yere kapağı atma derdinde. Sınavı geçip bir üniversiteye yerleşme kaygısı, devletten bir kadro alma kaygısı diğer pek çok kaygının yerine geçtiği gibi, bu kaygı kendi piyasasını oluşturmuş.

İlkokul birinci sınıftaki öğrenciye çoktan seçmeli soru veren öğretmenler var bu ülkede. Bu testleri basıp dağıtan yayınevleri var ve bu yayınevleri ciddi paralar kazanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı, çıkardığı onca yazı, genelge, mevzuat maddelerine rağmen yapılıyor bu.

Öğretmen, ilkokul birinci sınıftaki öğrenciye testi, TEOG’a ve üniversite sınavlarına hazırlık amacıyla verdiğini söylüyor. Bu mantık her yerde, hücrelerimize işlemiş bir hastalık. Bu hastalığı yayan ÖSYM. Bataklık ÖSYM. Resmi gazetede yayınlanan Öğretmen Strateji Belgesine bile girmiş bir gerçek bu. Orayı kurutmak gerek. Eğitimi, ÖSYM’nin yaptığı sınavlardan kurtarmak gerek. ÖSYM sınavları insanların sırtına dayanmış bıçak gibi, kendine mecbur ve mahkûm ediyor. Bakın bu konu Öğretmen Strateji Belgesine de girmiş. Yetkililer bunları görüyor biliyorum ama değiştirmek için ne yapıyorlar, ne planlıyorlar bilmiyorum.

Öğretmen Strateji Belgesi çok değerli bir çalışma, uygulandığında muhtemelen çok iyi öğretmenlerimiz olacak ancak sistem değişmezse, F-16 pilotunu İkinci Dünya Savaşının uçağı F6F Hellcat’ine bindirip, F-16 uçağı performansı beklemek gibi olur…

Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim sisteminin yönetimini tüm yönleriyle eline almalıdır. Bu işi tam profesyonel, tam bir bilinçle yerinden yönetimle, yeni bir yönetim modeliyle, yeni eğitim sistemiyle yeniden yönetebilir hale gelmelidir.

Mahir KILIÇOĞLU

mahirkilicoglu@hotmail.com

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #