Yılın öğretmeni olarak ödüllendirilen bir öğretmeni yazmıştık*. 2005 yılında yılın öğretmeni seçilen R.G.S., aslında öğretmenliğe sahte belgelerle atanmış.
Gazetelere, internete düşen açıklamalara göre R.G.S.’nin nasıl ödül aldığını şöyle yazmıştık:
"Rukiye ve Kenan öğretmen çifti, beldede kapı kapı dolaşıp, okulsuz kız bırakmamış, 30’dan fazla kız çocuğunu okula kazandırmışlar. En çok da Rukiye öğretmen çalışmış. Kasım 2005’te Rukiye öğretmen “Yavi beldesinde neredeyse okula gitmeyen kız çocuğu kalmadı, okuma yazma oranı beldede % 90’ı geçti” diye bir gazeteye açıklamada bulunmuş.
Herkesin kısa sürede tayin isteyip ayrıldığı beldede Rukiye ve Kenan öğretmen çifti 8 yıl kalmışlar. Doğuya tayini çıkınca gitmek istenmemesini üzüntüyle karşıladıklarını belirtmişler bu çalışkan öğretmen çifti. Tayin olduklarından beri hiçbir zaman kaçalım düşüncesinde olmamışlar. Ortaya koydukları fedakârlıkları “Bizimle birlikte Erzurum'a tayin olan 800 meslektaşımız vardı. Bugün sadece biz kaldık. Diğerleri batı illerine tayin yaptırdı ama bizim daha çok işimiz var” diyerek gösteriyorlardı. Hatta tayinleri çıkmasın diye torpil bile yaptırmışlar. Fedakârlığın da böylesine insan gerçekten şaşıyor…
O zaman başbakan olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden Rukiye öğretmen takdir belgesi almış. 2005 yılında da Başbakanlık tarafından yılın öğretmeni seçilmiş Rukiye öğretmen.”
Bu yazıyı yazdıktan çok sonra, Yavi beldesinde R.G.S.’nin öğrencisi olan bir okurumdan e-posta aldım. Yukarıda, basına yansıdığı şekliyle size anlattığım olayın aslını anlatıyordu okurum. Kendisi yeni mezun olmuş ücretli bir öğretmenmiş.
Gelin ondan dinleyelim R.G.S.’yi:
“Merhaba Mahir Bey ben bugün bir yazınızı okudum üzerinden bayağı geçmiş olmasına rağmen yine de yazmak istedim. R.G.S. hocanın nasıl yılın öğretmen olduğunu araştırmışsınız. Bunun hakkında size bir kaç bildiğimi anlatmak istedim.
Erzurum Çat ilçesinin Yavi köyünde görev yaptığı sırada bende öğrencilerinden biriydim. Onun yaptıklarını anlattığınız yazıdaki bilgilerin yanlış olduğunu bu nedenle biliyorum.
O kadın yalan üzerine hayatını kurduğu için yalan üzerinde devam ettirmiş ve bunu ustalıkla yapmış. Medya da hiç bir araştırma yapmadan ağzından çıkan her şeyi doğru kabul etmiş. En başta kapı kapı dolanıp da ‘okumamış kız bırakmamış’ sözü kesinlikle yalan! O gelmeden zaten tüm kızlar okula gidiyordu.
Benim annem zamanında bile sadece evin en büyükleri gitmezmiş okula o da 60’lı ve 70’li yılları söylüyorum. 90’lı yıllarda zaten okula gitmeyen yoktu ki bizim köyde. Kadın, onu bile kendi başarısı gibi göstermiş ama kesinlikle hiç bir katkısı yoktur.
Bizim köyü o kadar gerici bir köy olarak yansıtmış ki bilmeyenlerde inanmış ona. Çünkü ben hatırlıyorum; okuldayken daha 2 veya 3. sınıftaydım. Kameralar falan gelmişti sonra ellerimize topları vermişlerdi fotoğraflarımızı çekmişlerdi. Bizim hiç bir şeyden haberimiz yoktu sadece sevinçliydik çünkü kameralar bizi çekiyordu. Fakat o kadın başka şeyler pesindeymiş.
Yalanlarla yine kendi başarısına başarı (!) katmak istiyormuş. Biz daha öncesinden top görmüş olmamıza rağmen gazetelere top görmemiş çocuklar diye yansıtmış. İlk defa o bize getirtmiş gibi yansıtmış. Tabi biz bunu sonra gördük oda tesadüfen öğretmenler odasında gazetede bir öğretmen rastlamıştı.
Köylünün bundan haberi yok, çünkü gazete falan okuyan bir toplum değildi köylümüz ve öğretmenlerine çok güvenirdi. Gözlerinde çok büyütmüşlerdi öğretmenleri. Bizde köylü çocuğu olduğumuz için arkadaşlarla aramızda konuşup sonra unutup gitmiştik.
Sonra herkesin atanmasına rağmen kendisini atanmayarak fedakârlık yaptığından bahsetmiş. Kesinlikle bu da doğru değil! Köy halkı tabi saf hiç bir şey araştırmaz sormaz. Öğretmense kabul eder bas üstünde gezdirir oda bundan istifade ederek bilmediklerini o köyde öğrenip sonra çıktı. Açıklarını köyde kapattı. Beklide yakalanma korkusu ile üzerinden zaman geçmesini bekledi. Ve kesinlikle iyi bir öğretmen değildi.
Çocuğu vardı o zaman; daha ilk çocuğuydu ona biz bakıyorduk. Ders zamanında çocuğuna bakmamız için bizi eve gönderiyordu. Tabi biz köylü çocuğu olduğumuz için öğretmen çocuğuna bakmak çok hoşumuza gidiyordu koşa koşa gidiyorduk bakmaya. Sonra derse geldiğimde soru sorardı, çocuğuna baktığımız için derslere girmemişiz; biz yokken işlediği yerlerde sorardı ve bende bilemezdim. Soruları bilmediğim için sopasıyla ellerime vururdu. Şiddet yanlısı bir hocaydı.
Ama medyaya kendini o kadar iyi yansıtmış ki herkeste buna inanmış ki ödül bile almış. Köy halkının üzerine basarak yükselmeye çalışmış ama Allah fırsat vermedi ona. Yalanları ortaya çıktı.
Şunu bilmenizi istiyorum ki en başta öğretmenliğinin de sahte olduğu gibi o kadının her anlattığı yalan. Kim olduğumu merak ederseniz eğer ben şuanda ücretli öğretmen olarak görev yapıyorum. Yeni bitirdim bu sene okulu. Bunları da siz başarı öyküsünü merak ettiğiniz için yazdım.”
Her şey ne kadar açık ve net değil mi? Sevgili öğretmen okurum, neyin ne olduğunu bilmese, zoruna giden bir şey olmasa yazmazdı bunları. R.G.S., Koca bir köyü zır cahil gösterdiği yetmezmiş gibi kendisini, onları cehaletten kurtaran kahraman diye yansıtmış. Eğitime değer veren, çocuklarını kız erkek ayırt etmeden okutan bu güzelim Yavi Beldesi insanlarının üstünden yalan dolanlarla bir de ödül almış. Onu nasıl aldı merak ediyorum. Kim ismini bakanlığa, başbakanlığa fısıldadı, kim alladı pulladı R.G.S.’yi merak ediyorum.
Milli Eğitim Bakanlığının veya atamaya yetkili diğer kişilerin ödüllerinin nasıl dağıtıldığını, kime niçin verildiğini merak ediyorum. Ankara’dan dağıtılan ödüller neden ilan edilmez, neden afişe edilmez anlamıyorum. Çok değerli, çok çalışkan öğretmenlerin yıllarca ödül alamadan mesleklerini sürdürdüklerini görünce, her seferinde bu ödül sisteminin neden gerçekten hak edenlere ulaşmakta zorlandığını merak ediyorum.
Liyakat ve kariyer sistemin olmazsa, ödüller ısmarlama gider. Çalışan, yüksek özveri yapan öğretmenle, mesai doldurma derdinde olan öğretmeni bir gören sistemimiz oldukça verilen ödüllerinin bir anlamı yoktur. Milli Eğitim Bakanlığının bu konularda bir çözümü acil olarak ortaya koyması gerekiyor.
* http://www.kamuexpress.com/makale/bir-yanlis-butun-dogrulari-goturebilir-697#.W0jgM9UzbIU